Trump’ın ilk yılındaki küresel ekonomi dinamiklerini, gümrük duvarlarını, TACO stratejisini ve doların etkisini keşfedin.

ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden seçilmesinin ardından geçen bir yıl, küresel ekonomideki belirsizliklerle dolu ve hızlı değişimlerin yaşandığı bir dönem oldu. Amerikan doları, hisse senetleri, altın ve Bitcoin gibi değerli varlıklar rekor değerler elde ederken, Trump’ın uyguladığı ticaret tarifeleri, uluslararası ticaret düzenini tamamen sarstı ve tedarik zincirlerini derinden etkiledi. Piyasalardaki bu dalgalanmaların sonucu olarak, yatırımcılar yeni bir strateji geliştirdi; bu stratejiye “TACO” adı verildi. Bu terim, Trump’ın sık sık sert söylemlerinin ardından geri adım attığını ifade ediyor. Yatırımcılar, bu davranış biçimini öğrenerek piyasaları manevra yapabileceği bir alan olarak görmeye başladı.
2024 yılının 5 Kasımında yapılan seçimlerde Trump’ın rakibi Kamala Harris’i yenmesiyle, piyasalarda şiddetli bir fiyat dalgalanması ortaya çıktı. Doların değeri yükselirken, hisse senetleri ve Bitcoin’lerde de dikkat çekici artışlar gözlemlendi. Yatırımcıların ilk tepkisi, Trump’ın agresif vergi indirimleri ve hükümet harcamaları ile ekonomiyi canlandıracağı yönündeki umutları oldu. Ancak zamanla bu beklentiler gerçek bir tabloya dönüşmedi. Trump yönetiminin ticaret anlaşmalarını gözden geçirmesi, Asya ve Avrupa’daki tedarik zincirlerini bozması, Soğuk Savaş sonrası kurulan diplomatik ilişkileri ciddi şekilde etkiledi. Bu durum, yatırımcıların zihninde karmaşık bir Kördüğüm oluşturdu.
Bu yılın Türkiye ve dünya için finansal sonuçları açısından genel bir değerlendirme yapılırken, birçok sektör belirgin bir şekilde etkilenmiştir. Yapay zekâ, savunma ve güvenlik gibi alanlar, borsa endekslerinde önemli artışlara neden oldu. Özellikle Trump’ın Avrupa’ya yönelik “kendi güvenliğe kendiniz para harcayın” söylemi, savunma hisselerinde sert bir yükselişe yol açtı. Asya borsalarında ise Japonya, Güney Kore ve Çin gibi ülkeler, zayıflayan dolardan ve yapay zekâ yatırımlarından olumlu yönde etkilenmiştir.
Trump ve Elon Musk arasındaki ilişkilerdeki belirsizlik de piyasaları etkileyen önemli faktörlerden biri oldu. Musk’ın Trump’a yaptığı 250 milyon dolarlık bağış, Tesla hisselerinin kısa sürede büyük bir yükseliş yaşamasına sebep olsa da, Musk’nın yönetimdeki rolü marka imajını zayıflatmış ve satışlarda düşüşe yol açmıştır. Sonuç olarak, Musk ve Trump arasındaki iş ilişkisi Mayıs sonunda kopma noktasına geldi.
Gelecek dönemde Trump’ın uyguladığı büyük vergi indirimleri ve teşvik planları, merkantilist politikaların tekrar yükselişine yol açabilir. Ancak bu, devlet bütçesi üzerinde büyük bir baskı yaratacak gibi görünüyor. Özellikle ABD’nin 30 yıllık tahvil faizlerinin artışı, Avrupa ve Japonya tahvillerini olumsuz yönde etkileyebilir. Trump, ticaret açığını azaltmak için çeşitli politikalar benimserken, son dönemlerde ticaret açığının en düşük seviyelerde seyretmesi dikkat çekici.
Özetlemek gerekirse, Trump’ın ikinci döneminde piyasalar için yeni bir dönem başlamış durumda. Piyasalarda belirsizlik artarken, yeni yatırım fırsatları ortaya çıkmakta. Dolar, hala güvenli bir liman olarak görülmekte olsa da, Bitcoin ve altın gibi alternatif yatırım araçları da dikkat çekmektedir. Tüm bu değişimlerin bir arada yaşandığı yeni bir dünya düzeninin yavaş yavaş şekillendiği bu dönemde, yatırımcıların dikkatli olmaları ve piyasa değişimlerini takip etmeleri önemlidir.






















Yorum Yap