Piyasaların enflasyona odaklandığı günlerde, Borsa İstanbul’da temkinli bir iyimserlik hakim. Yatırımcılar dikkatli adımlar atıyor.

Haftaya sakin bir seyirle giren piyasalarda gözler, yarın açıklanacak Ekim ayı enflasyon verisine çevrilmiş durumda. Bu veri, ekonomik görünüm açısından büyük önem taşırken, piyasalardaki algının da şekillenmesine yol açacaktır. Borsa İstanbul, geçmiş haftalarda kaydedilen güçlü yükselişin ardından teknik düzeltme sürecine girmiştir. Çoğu yatırımcı, bu dönemde destek seviyelerinde tutunarak durumu değerlendirmeye almakta. Dolar/TL’nin yükseliş göstermesi ve Euro/TL’nin yatay seyri, piyasalardaki dalgalanmayı göstermektedir. Tahvil faizleri ise belirgin bir şekilde gerilemektedir. Aylık TÜFE artış beklentisi %2,7 olarak öngörülüyor. Eğer bu veri yüksek olursa, TCMB’nin faiz indirim döngüsü ciddi şekilde sorgulanabilir; ancak düşük gelmesi durumunda ise piyasalarda pozitif bir algının güç kazanacağı tahmin edilmektedir.
Enflasyon beklentisi kritik bir eşik olarak karşımıza çıkıyor: %2,7. Eylül ayında TÜFE’nin %3,23 artması, TCMB’nin faiz indirimine 100 baz puanla devam etmesine karşın, sonrasında çok daha temkinli bir yaklaşım benimsendi. Piyasa beklentisi ise Ekim ayında aylık TÜFE’nin %2,7 civarında olması yönünde. Eğer %3’ün üzerinde bir veri gelirse, TCMB’nin Aralık ayında indirim yapma ihtimali riske girebilir. Diğer yandan, %2 civarındaki artış, olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir ve düşüş eğiliminin teyidi olarak algılanır. Yüksek gelen bir veri, faiz indirimi sürecine bir ara verileceği ihtimalini gündeme getirebilirken, düşük bir enflasyon verisi Borsa İstanbul ve tahvil piyasalarında “rahatlama rallisi” yaratma potansiyeline sahiptir.

Faiz ve Enflasyon Dengesinde Zorlu Dönemeç
Türkiye, günümüzde hala dünyada en yüksek enflasyona sahip ilk beş ülke arasında yer almakta, bu da faiz oranlarının yüksek seviyelerde kalmasına yol açmaktadır. Para politikası alanında atılması gereken adımların birçokları hayata geçirilmiş olsa da, maliye politikası tarafında hâlâ sıkılaştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Yüksek faiz politikasının bazı sonuçları ise şu şekildedir:
Faiz indirimi sürecinin devamı için enflasyonun düşüşe geçmesi son derece kritik bir şart olarak öne çıkıyor. Aksi halde, geçmişte yaşanmış “erken gevşeme” riskleri yeniden gündeme gelebilir. Borsa İstanbul’da hızlı yükselişin ardından yaşanan satışlar, genel olarak “teknik düzeltme” süreci olarak değerlendirilmektedir. Destek seviyeleri 10.800, 10.680 ve 10.500 seviyeleri iken; direnç seviyeleri ise 11.150, 11.300 ve 11.540–11.600 bandında yer alıyor. Endeks, destek noktalarında güçlü alımlarla karşılanıyor ve analistlere göre 10.800 üzerinde kalındığı sürece yukarı yönlü denemeler devam edebilir.
Şirket Bilançoları: Bankalar Güçlü, Sanayi Zayıf
Eylül sonu itibarıyla açıklanan dokuz aylık bilançolar genel olarak beklentilere paralel seyretmiştir. Bankalar, kârlılıkta yıllık ortalama %40 artış ile enflasyon oranının üzerinde bir performans sergilemiştir. Öte yandan, sanayi şirketleri enflasyon muhasebesi nedeniyle kâr düşüşleri yaşamıştır. Bu durum, Borsa İstanbul’da banka hisselerini yeniden lokomotif konumuna getirmiştir. Ancak sanayi hisselerinde yüksek F/K oranları belirtilmektedir. Şirket bazında sert hareketler sınırlı olsa da, piyasalar siyasi gündemden sıyrılıp ekonomik temalara döndüğünde bilançoların fiyatlamalar üzerinde etkisi artabilir.
Altın: Tepki Alımları Sürse de Temel Gerekçe Zayıf
Altın fiyatlarında geçen haftaki kâr satışlarının ardından alım yönlü bir trend gözlemlenmiştir. Bu durumu özellikle jeopolitik etkiler tetiklemekte; örneğin, İsrail-Gazze gerginliği kısa süreli bir yükseliş yaşatmıştır. ABD’de Powell’ın hawkish (şahin) mesajlarıyla dolar güçlenmekte ve ABD tahvil faizleri artmaktadır. Kısa vadede altındaki yükselişin ivmesi azalmış görünmektedir ancak orta-uzun vadede destekleyici faktörlerin varlığını sürdürmekte olduğu belirtiliyor:
Haftanın Teması: “Enflasyon Verisi Belirleyici Olacak”
Yatırımcıların gözü, yarın açıklanacak TÜFE rakamında olacak. Bu veri, TCMB’nin Aralık toplantısında faiz indirimine devam edip etmeyeceği konusunda belirleyici bir rol oynayacaktır. Düşük enflasyon senaryosu, borsada alım iştahını artırabilirken; yüksek bir veri, tahvil faizlerini ve döviz kurlarını yukarı yönde etkileyebilir. Yatırımcılar, bu dinamik süreçte dikkatli olmalı ve piyasalardaki gelişmeleri yakından takip etmelidir.






















Yorum Yap