Türkiye’de finansın kalbi atıyor! 350 İsviçreli şirketin etkileyici izlerini keşfedin, ekonominin dinamiklerine yeni bir soluk katın.
Parmelin, 2025’in Türkiye ile İsviçre arasındaki ikili ilişkiler açısından oldukça özel olduğunu vurguladı. 1925 yılında imzalanan Dostluk Antlaşması’nın yüzüncü yıl dönümünün kutlanması, her iki ülke arasındaki güçlü bağları pekiştirmektedir. Bu bir asırlık süreç zarfında Türkiye ve İsviçre, diplomatik, ekonomik, kültürel ve bilimsel alanlarda sağlam ilişkiler kurmuş ve bu ilişkileri ileriye taşımayı başarmıştır. Parmelin, bu ortaklığı, karşılıklı saygı, uluslararası işbirliği ve bölgesel istikrara bağlılık gibi ortak değerlere dayandırarak, önemli bir işbirliği yelpazesi olduğunu ifade etti. İki ülkenin ekonomik ilişkileri ise yalnızca tarihsel bir bağ değil, aynı zamanda günümüz dinamiklerinde de hayati bir role sahip.
Türkiye’nin mevcut ekonomik potansiyeli, İsviçre için vazgeçilmez bir ortaklık oluşturmaktadır. Parmelin, “Ortak hedefimiz, şirketlerimiz için ticareti ve yatırımı olabildiğince kolaylaştırmaktır.” diyerek iki ülkenin iş dünyası ve ticaretinin gelişimi için yaratılan fırsatlara dikkat çekmiştir. Uygun çerçeve koşulları sağlandığında, iki ülke şirketleri arasındaki ticaret ve yatırım fırsatlarının yoğunlaştırılması, ekonomik büyümeyi destekleyecek önemli bir adım olacaktır. Uygulama alanında, işbirliği yapmak ve birbirimizden faydalanmak için çok çeşitli fırsatlar ve kaynaklar mevcuttur.
İsviçre’nin Türkiye’deki Yatırım Varlığı
Parmelin, Türkiye’deki İsviçreli şirket sayısının artışına da değinerek, mevcut durumda yaklaşık 350 İsviçreli firmanın Türkiye’de faaliyet göstermekte olduğunu ve bu şirketlerin ilaç, makine, bankacılık, sigortacılık, turizm, gıda, ulaştırma gibi çeşitli sektörlerde aktif olduklarını vurgulamıştır. Bu sektörlerdeki yatırımlar, sadece ekonomik katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda önemli bir bilgi transferini de beraberinde getirmektedir. Geleneksel olarak güçlü oldukları sektörlerin yanı sıra, MedTech, CleanTech, Fintech gibi yenilikçi alanlarda da büyük bir potansiyel barındırmaktadır. Özellikle altyapı projelerinde işbirliği olanağını artırma hedefi, iki ülkenin gelecekteki ekonomik angajmanları açısından kritik bir süreci işaret etmektedir.
Parmelin, Türkiye’deki ziyaretinde kuantum teknolojileri, sağlık, enerji, atık yönetimi ve tekstil sektörlerinde faaliyet gösteren Türk startuplarıyla bir araya geldiğini dile getirerek, Türk startuplarının dinamizminin kendisini oldukça etkilediğini belirtmiştir. Bu bağlamda, Türkiye’nin sahip olduğu yenilikçi ekosistem ile İsviçre’nin inovasyon gücünün birleşiminin, ekonomik işbirliğini daha da derinleştireceğine olan inancını ifade etmiştir. Avrupa ve Asya arasında stratejik bir konumda bulunan Türkiye, zengin doğal kaynakları ve dinamik iş gücü sayesinde İsviçre için değerli bir ortak olarak öne çıkmaktadır.
Gelecek İlişkiler ve İşbirlikleri
Parmelin, iki ülkenin ekonomik işbirliğini artırma potansiyeline sahip olduğuna inanarak, bu süreçte sürdürülebilir büyüme ve inovasyon için hedeflerin biraz daha net belirlenmesi gerektiğini savunmuştur. Özellikle yeşil teknolojiler, temiz enerji ve döngüsel ekonomideki işbirliğinin derinleştirilmesi için sağlam bir temel oluşturduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda, gelecekte işbirliği için umut vadeden alanların var olduğunu vurgulayarak, yeşil hidrojen, akıllı altyapı ve döngüsel üretim teknolojilerinde ortak projelerin gerçekleştirilmesinin önemine değinmiştir.
Bakan Bernard Parmelin, ayrıca İsviçre ve Türkiye’nin ekonomik ilişkilerinin yeni bir olgunluk aşamasına gireceğini belirtmiş ve inovasyon, teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarında yüksek değerli işbirliklerinin önemine dikkat çekmiştir. İki tarafında faydalarını maksimize edebileceği bir süreçte, Türk ve İsviçreli şirketlerin birbirlerini tamamlayacakları alanları keşfetmelerinin, ekonomik anlamda olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyor.
İşbirliğinin Getirdikleri
Parmelin, İsviçre’nin temiz teknoloji konusundaki uzmanlıklarının, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedefleriyle örtüştüğünü vurgulayarak, ortak AR-GE projeleri ve işbirlikleri için büyük bir potansiyelin var olduğunu belirtmiştir. Yapay zeka, akıllı üretim ve dijital hizmetlerin yanı sıra, üniversiteler arasında gerçekleştirilecek işbirliklerinin de her iki ülkenin ekonomik yapısını güçlendireceğini ifade etmiştir. Bu bağlamda, akademik işbirliklerinin derinleştirilmesi, inovasyon ekosistemlerinin daha sağlam bir şekilde bir araya gelmesini sağlayacaktır.
Parmelin, ayrıca Türk müteahhitlerin deneyimlerinden yararlanmanın hem Türkiye hem de İsviçre için önemli fırsatlar sunduğunu dile getirmiştir. Kentsel mobilite, enerji verimliliği ve sürdürülebilir inşaat alanlarında işbirliği yapmanın, iki ülkenin uluslararası pazarlarda daha etkin bir yer edinmesine katkıda bulunabileceğini ifade etmiştir. Türkiye’nin inşaat sektörü, büyük projelerdeki tecrübesi ile İsviçre’nin yenilikçi yaklaşımını bir araya getirerek başarılı sonuçlar elde edilmesine olanak tanıyacaktır.Olası işbirliklerinin, çevre dostu hedefler doğrultusunda net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmada da önemli rol oynaması beklenmektedir.
Yorum Yap