Pakistan, ABD’nin Afganistan İHA’larıyla ilgili açıklamalarını sert bir dille reddetti. İlişkilerdeki gerilimi bir kez daha gözler önüne serdi.

Pakistan Ordusu Halkla İlişkiler Birimi (ISPR) Genel Müdürü Korgeneral Ahmed Şerif Chaudhry, Afganistan ile olan ilişkilerinin karmaşık doğasını ele alarak, iki ülke arasındaki mevcut gerilimi değerlendirmektedir. Chaudhry’nin yaptığı açıklamalar, sadece yönetim düzeyinde değil, aynı zamanda halk nezdinde de tartışmalara yol açmaktadır. Özellikle Afganistan yönetiminin ABD İHA’larıyla ilgili iddiaları, çatışmanın derinleşmesine neden olmuş; bu durum, iki ülke arasındaki uluslararası ilişkilerin daha da zorlaşmasına yol açmıştır.

PAKİSTAN’DAN İHA İDDİALARINA YALANLAMA

Chaudhry, Kabil yönetiminin Pakistan toprakları üzerinden havalanan ABD İHA’larının hava sahalarını ihlal ettiğine dair açıklamasını red etti ve bunu “asılsız” olarak nitelendirdi. Bu noktada, Chaudhry’nin sözleri, Pakistan’ın askeri ve siyasi duruşunu ortaya koyarken, uluslararası ilişkilerdeki dinamiklerin ne kadar hassas olduğunu göstermektedir. Korgeneral, İslamabad ile Washington arasında böyle bir anlaşmanın olmadığını belirterek, “Barış istiyoruz ve müzakere etmeyi tercih ediyoruz. Görüşmeler başarısız olursa başka yolları değerlendireceğiz.” ifadeleriyle, diplomatik çözüm arayışlarının önemini vurgulamıştır. Dolayısıyla, bu ifade, Pakistan yönetiminin barışçıl bir yaklaşım sergilediğini açıkça göstermektedir.
Ayrıca, Afganistan yönetiminin sözcüsü Zabihullah Mücahid’in açıklamaları, siyasi gerginliği daha da arttırmıştır. Mücahid, Pakistan toprakları üzerinden gelen İHA’ların, ülkenin hava sahalarını ihlal ettiğini iddia ederek, bu durumu uluslararası kamuoyuna duyurma girişiminde bulunmuştur. Bu tür karşılıklı suçlamalar, zaten gergin olan ilişkileri daha da karmaşık hale getirmekte ve karşılıklı güveni sarsmaktadır.
PAKİSTAN İLE AFGANİSTAN ARASINDAKİ GERİLİM
Pakistan ile Afganistan arasındaki gerginlik, sınır çatışmaları nedeniyle artmış ve her iki taraf da askeri ve diplomatik yollarla çözüm arayışına girmiştir. 15 Ekim’de duyurulan 48 saatlik ateşkes, bu tırmanışı durdurmak için atılan önemli bir adım olmuştur. Taraflar, bu ateşkesi, Türkiye ve Katar’ın desteklediği Doha müzakereleri sürecinde uzatmayı başarmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’ın görüşmelere katılması, Türkiye’nin bölgedeki rolünü daha da güçlendirmiştir. Bu tür diplomatik girişimler, Türkiye’nin hem Pakistan hem de Afganistan ile olan ilişkilerini pekiştirirken, barışın sağlanması adına önemli bir zemin yaratmaktadır.
Müzakerelerin gündem maddeleri arasında, “mevcut ateşkesin uzatılması ve son dönemde yaşanan sınır çatışmalarının çözüme kavuşturulması” yer alıyor. Bu durum, tarafların barış arayışlarını önceliklendirdiğini göstermektedir. Doha’da 14 saat süren müzakerelerin ardından ateşkesin detaylarını belirleyecek teknik komitenin İstanbul’da toplanması kararlaştırılmıştır. Böylece, 25-30 Ekim tarihlerinde Pakistan ve Afganistan heyetleri İstanbul’da bir araya gelerek, bölgelerindeki huzurun sağlanması adına önemli bir adım atmışlardır.
Sonuç olarak, yaşanan gerilimlerin süregeldiği bu karmaşık süreçte, diplomasi ve müzakere yollarının tercih edilmesi, uluslararası ilişkilerin sağlıklı bir şekilde devam etmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Hem Pakistan hem de Afganistan için sürdürülebilir bir barış, yalnızca bireyler üzerinde değil, aynı zamanda bölgesel istikrar üzerinde de önemli etkilere sahip olacaktır. Bu bağlamda, tarafların karşılıklı güveni sağlamaları ve müzakerelere odaklanmaları, gelecekteki çatışma olasılıklarını minimize etmek için kritik bir adımdır.






















Yorum Yap