Rum yazarın acil eylem çağrısı! Tek Kıbrıs için çarpıcı planıyla çözümün kapılarını aralıyor. Zaman geçmeden harekete geçelim!
Rum yazar Theodoros Theodorou, 2 Kasım 2025’te Politis gazetesinde yayımladığı köşe yazısında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye politikasını ve Kıbrıs Türkleriyle ilişkilerini inceleyerek dikkat çekici tespitlerde bulunmuştur. Yazısında, ortak bir zemin sağlanamadığı takdirde bunun sorumluluğunun kesinlikle Rum tarafına ait olacağına vurgu yapmaktadır. Bu durum, Kıbrıs meselesinin karmaşıklığını ve çözüm arayışlarında yaşanan zorlukları daha da ön plana çıkarmaktadır. Theodorou, Kıbrıs’ın geleceği için diyalog eksikliğinin tehlikelerini net bir şekilde ifade etmektedir.
Theodorou, Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in Türkiye ve Türklerle olan tutumunu eleştirirken, KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Türkiye ile yapacağı istişareler konusunda Rum tarafında yaşanan olumsuz tepkilere de dikkat çekiyor. Yazar, “Bu görüşe itiraz edilmesini gerçekten anlayamıyorum. Kıbrıs konusunda Yunanistan ile istişarede bulunmuyor muyuz?” diyerek Rum yönetiminin iki yüzlülüğünü sorgulamaktadır. Hristodulidis’in estirdiği rüzgarın belirsizlikteki etkileri üzerine görüşlerini aktararak, Kıbrıs Türklerinin yalnızlaştırılmasına dair kaygılarını dile getirmektedir.
Yazar, Hristodulidis’in çözüm arayışındaki samimiyetini sorgulayarak, onun Erhürman’ın zaferinden haklı olarak memnun olması gerektiğini ifade etmektedir. Eğer Gerçekten Kıbrıs’ın birleşmesi için bir çaba ortaya koyuyorsa, o zaman tüm tarafların desteklenmesine yönelik adımlar atması gerektiğini belirtmektedir. Theodorou, bunun ancak sağduyulu bir siyasetle mümkün olacağına dikkat çekerek, “2028’de Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına yeniden seçilmek değil, birleşik Kıbrıs’ın ilk Cumhurbaşkanlığını üstlenmeli” ifadesiyle bu hedefin ciddiyetini vurgulamaktadır.
Rum yönetiminin yapması gereken şeylerin altını çizen Theodorou, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki jeopolitik gelişmelerden dışlama stratejisinin derhal sonlandırılması gerektiğini savunuyor. Bu noktada, Türkiye’nin Avrupa SAFE programına katılımına yönelik itirazın da kaldırılması gerektiğini belirtmektedir. Çünkü, Türkiye’nin bu programa katılmasının, Kıbrıs meselesine çözüm getirecek bir süreçte önemli bir rol oynayabileceğini düşünmektedir.
Yazar, “Yunanistan Başbakanı’nın 5×5 forumu, yani Yunanistan, Kıbrıs, Mısır, Türkiye ve Libya’nın yer alacağı bir forum önerisini memnuniyetle karşılayalım” önerisinde bulunarak, bölgedeki işbirliğini teşvik etmeyi istemektedir. Kıbrıslı Türklerin, gözlemci olarak dahi olsa bu tür forumlara katılımını önermesi, adada kalıcı bir barış için diyalog ve etkileşim yolunun açılması adına önemlidir. Kıbrıslı Türklerin bölgenin bir parçası olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerektiğini açıkça ifade etmektedir.
Kıbrıs’ın geleceğı için bugünkü atmosferi sağlamanın önemine değinen Theodorou, eğer Rum Yönetimi mevcut ılımlı havayı yakalayamazsa, bölünmenin suçlusunun Hristodulidis olarak gösterileceği öngörüsünde bulunmaktadır. Bu, Kıbrıs meselesinin sadece iç politika ile sınırlı kalmayıp, uluslararası ilişkilerin de etkisi altında şekillendiğinin bir göstergesidir. Aynı zamanda, Yunanistan hükümetinin de bu süreçteki sorumlulukları olduğuna dikkat çekerek, “Yunanistan Başbakanı, Cumhurbaşkanı’nın yanlış yönde ilerlediğini tespit ettiyse, bunu kamuoyuna açıklamalıdır” diyerek, farklı görüşlerin seslendirilmesinin önemine vurgu yapmaktadır.
Sonuç olarak, Theodorou’nun yazısı, Kıbrıs meselesinin çözümüne dair tartışmaların derinleşmesi gerektiğini ve diyalog eksikliğinin bu sorunun daha da karmaşık hale getirdiğini açık bir dille gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda, hem Rum Yönetimi’nin hem de Yunanistan’ın sorumluluklarını yerine getirmeleri ve yeni bir anlayışla harekete geçmeleri gerekmektedir.
Yorum Yap