SON DAKİKA
--:--:--

Açlık Sınırı 28 Bin TL: Yoksulluk Karanlıklarında Derinleşen Bir Tehlike

Açlık sınırının 28 bin TL’ye ulaşması, yoksulluk sorununu derinleştiriyor. Bu karanlık tablo, toplum üzerinde büyük bir tehlike oluşturuyor.

0 Yorum Yapıldı
Bağlantı kopyalandı!
Açlık Sınırı 28 Bin TL: Yoksulluk Karanlıklarında Derinleşen Bir Tehlike

TÜRK-İŞ Konfederasyonu tarafından her ay düzenli olarak hazırlanan araştırmanın 2025 Ekim ayı sonuçları açıklandı. Bu araştırma, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymayı ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişimlerinin aile bütçelerine etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Ailelerin yaşadığı ekonomik zorlukların arttığı bu dönemde, araştırmanın bulguları, toplumun sosyal tabanı için büyük bir önem taşımaktadır. Bütçelerini yöneten aileler, fiyat artışlarının altında kalırken, bu durum onların yaşam standartlarını doğrudan etkilemektedir.

Araştırmaya göre, açlık sınırı Ekim ayında 28.412 TL’ye yükselmiştir. Bu rakam, bir bireyin temel gıda ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan asgari miktarı ifade etmektedir. Ancak açlık sınırının yalnızca gıda maddeleriyle sınırlı olmadığını unutmamak gerekmektedir. Yoksulluk sınırı, gıda harcamalarının yanı sıra konut (kira, elektrik, su, yakıt), giyim, ulaşım, eğitim, sağlık ve diğer zorunlu harcamaları kapsayarak 92.547 TL olarak belirlenmiştir. Bu durum, bir ailenin tüm yaşam giderlerini karşılayabilmesi için gerekli olan ekonomik destek tutarını göstermektedir. Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 36.984 TL olarak hesaplanmıştır. Bu rakam, yalnızca tek bir bireyin harcamalarını değil, aynı zamanda toplumda yaygınlaşan geçim zorluklarını da gözler önüne sermektedir.

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin yalnızca gıda için yapması gereken asgari harcama, bir önceki aya göre yüzde 1,58 oranında artış göstermiştir. Bu artış, aile bütçesine her ay eklenen yüklerin ne denli ağır olduğunu göstermektedir. Son 12 aylık değişim %39,06, yıllık ortalama artış ise %40,22 olarak kaydedilmiştir. Bu rakamlar, Türkiye’deki enflasyon ve ekonomik istikrarsızlık ile doğrudan ilişkili olup, özellikle düşük gelir grubunda yer alan ailelerin yaşadığı sıkıntıları gözler önüne sermektedir.

Ekonomik koşulların bu denli zorlayıcı olduğu bir ortamda, ailelerin kaynaklarını verimli bir şekilde yönetmeleri hayati bir önem taşımaktadır. Aileler, harcamalarını kontrol altına alabilmek adına çeşitli stratejiler geliştirmek zorundadırlar. Ayrıca, kamuoyuna ve yetkililere düşen önemli bir sorumluluk bulunmaktadır. Ekonomik zorluklarla mücadele etmek ve toplumun temel ihtiyaçlarını karşılamak için daha etkin, sürdürülebilir politikalar ve destek mekanizmaları oluşturulmalıdır. Çalışanların ve ailelerin bu süreçte yaşadığı buhran, toplumsal huzurun ve denge içerisinde bir yaşam sürmenin önünde büyük bir engel teşkil etmektedir.

Yorum Yap

Benzer Haberler
İktidar, işçinin eline geçen maaş ve fiyatların düştüğünü kabul etti: Erimeyi itiraf ettiler
İktidar, işçinin eline geçen maaş ve fiyatların düştüğünü kabul etti: Erimeyi itiraf ettiler
Ekonomik krizdeki yurttaş, devayı baht oyunlarında arıyor: Ümitsizlik sarmalı!
Ekonomik krizdeki yurttaş, devayı baht oyunlarında arıyor: Ümitsizlik sarmalı!
Bahçıvan: Büyük bir pazar fırsatımız var. Vaktin ruhu ‘Bakû’ diyor: Yeni umut Azerbaycan
Bahçıvan: Büyük bir pazar fırsatımız var. Vaktin ruhu ‘Bakû’ diyor: Yeni umut Azerbaycan
Çetin Ünsalan’dan Çarpıcı Analiz: Her Şey Artıyor, Peki Enflasyon Neden Artmıyor?
Çetin Ünsalan’dan Çarpıcı Analiz: Her Şey Artıyor, Peki Enflasyon Neden Artmıyor?
Ülker Bisküvi’nin EBRD ile Yepyeni Kredi Anlaşması: Fırsatlar ve Beklentiler!
Ülker Bisküvi’nin EBRD ile Yepyeni Kredi Anlaşması: Fırsatlar ve Beklentiler!
OYAK Çimento, 3. Çeyrekte 3,4 Milyar TL Net Kar ile Rekor Kırdı!
OYAK Çimento, 3. Çeyrekte 3,4 Milyar TL Net Kar ile Rekor Kırdı!