Yılmaz Tunç, deprem davalarına dair net ve sağlam açıklamalarla karşınızda. Adalet arayışında atılacak adımlar ve yasal süreçler hakkında bilinmesi gerekenler.

Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından başlatılan yargısal süreçler, toplumda önemli bir merak uyandırırken, bu süreçlerin nasıl geliştiği ve yönetildiği hakkında kapsamlı bilgilere ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yaptığı açıklamalar, sürecin şeffaflığı ve etkin yönetimi açısından önemli bir referans noktası oluşturuyor. Deprem sonrası kurulacak olan yeni konutların sayısı ve binanın güvenliği gibi konular, sadece ilgili kişileri değil, tüm kamuoyunu yakından ilgilendirmektedir.

“BUGÜNE KADAR TESLİM EDİLEN 300 BİNİ AŞKIN KONUT VAR” Adalet Bakanı Tunç, bu toplantıda 6 Şubat depremlerinin ardından geçen 2,5 yıl içinde kaydedilen ilerlemeleri ve alınan tedbirleri özetleyerek, özellikle yeniden inşa sürecinin hızla devam ettiğini vurguladı. Toplamda 300 binden fazla konutun teslim edildiğini belirten Tunç, önümüzdeki yıl sonuna kadar toplamda 450 bin konutun daha tamamlanacağını ifade etti. Bu durum, depremden etkilenen şehirlerin yeniden hayat bulmasına yönelik atılan önemli adımlardan biridir. Ancak, bu süreç, sadece konutların inşası ile değil, aynı zamanda toplumun ruhsal ve sosyal hayata entegre edilmesiyle de ilgilidir.
“DEPREM BÖLGESİNE HAKİM, SAVCI VE BİLİRKİŞİLERİ GÖNDERDİK” Adalet Bakanlığı, deprem sonrası yargısal süreçlerin aksamaması için hızlı bir şekilde harekete geçti. İlk andan itibaren, bölgeye hakimler, savcılar ve bilirkişilerin gönderilmesi sağlandı. Bu ekipler, delillerin korunması ve gerekli tespitlerin yapılması için ellerinden geleni yaptı. Delillerin kaybolmaması, adaletin bir an önce tecelli etmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle, beton ve demir örneklerinin alınması gibi teknik konularda yürütülen titiz çalışmalar, adaletin sağlanmasında temel bir rol oynamaktadır.
“BÖLGEDE İDARİ YARGI SÜREÇLERİNİN HIZLANMASINI SAĞLADIK” Gaziantep’teki ilk değerlendirme toplantısında, idari yargılama usulü kanununda gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği ifade edildi. Geçici bir madde düzenlemesi ile idari yargı süreçlerinin hızlanması sağlandı ve bu, şehirlerin yeniden inşasını olumlu bir şekilde etkileyen hukuki düzenlemeler arasında yer aldı. Özellikle yıkım kararları ve ağır hasarlı binaların tespiti konularında yaşanan hukuki engellerin kaldırılması, büyük bir önem arz etmektedir.
“11 VİLAYETİMİZİN MAHKEMELERİNDE OTORUMLAR GERÇEKLEŞTİRDİK” Bu süreçte, ilgili yargı alanında yeni mahkemelerin kurulması sağlandı. Buradaki hakim ve savcıların görevlendirilmesiyle birlikte, sürecin aksamadan devam etmesi adına önemli adımlar atıldı. Şu ana kadar 11 vilayetimizde, ilgili mahkemelerde oturumlar gerçekleştirildi. Bu tür bir yargı uygulaması, hem adaletin hızlı bir şekilde sağlanmasını hem de bölgedeki hukuki sorunların giderilmesini kolaylaştırıyor.
“BUGÜN ÜÇ ANA KONUDA DEĞERLENDİRMELER YAPILDI” Toplantıda, bölgedeki yargı süreçleri hakkında kapsamlı değerlendirmeler yapıldı. BÖLGEDE KARARA BAĞLANAN VE DEVAM EDEN DAVALAR başlığı altında, idari yargıda toplam 116,696 dava açıldığı ve bunlardan 83,321’inin ilk derecede karara bağlandığı ifade edildi. İstinata götürülen vakalarda ise 26,493 dava bulunmakta ve 19,598’inde karar verilmiştir. Şu anda, 40,270 idari dava devam etmektedir. Ayrıca, ağır hasarlı ve hasar tespiti için açılan 43,365 davanın %92’sinin karara bağlandığı göz önüne alındığında, yıkım ve hasarlı binalarla ilgili süreçlerin gecikmeksizin sonuçlandırılması oldukça önemli bir başarıdır.
Ceza soruşturmaları çerçevesinde, toplamda 2,380 kişi hakkında soruşturma açılmış ve bu soruşturmaların 2,591’i davaya dönüşmüştür. Bu durum, deprem sonrası meydana gelen hukuki süreçlerin karmaşıklığını ve bu süreçlerin ne denli titizlikle yürütüldüğünü göstermektedir. Tüm bu veriler, aynı zamanda, yargının etkinliği ve adaletin sağlanması adına atılan adımların önemini ortaya koyuyor.






















Yorum Yap