Terörsüz bir Türkiye için kararlılıkla çalışıyor, güvenli ve huzurlu bir gelecek inşa ediyoruz. Gücümüz birliğimizden gelir.

Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilmesinden bu yana 102 yıl boyunca birçok zorluk ve engeli aşarak güçlü bir devlet yapısına kavuşmuştur. Bu kutlu gün; milletin esaretten kurtuluşunun ve egemenlik haklarının millet iradesine dayandırılmasının simgesi olarak her yıl büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda gerçekleştirilen 29 Ekim Özel Programı’nda yaptığı konuşmada, Cumhuriyet’in önemini derinlemesine vurgulamış ve Türkiye’nin milli gücünü artırma kararlılığını net bir şekilde ortaya koymuştur.

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Millî Mücadele kahramanları ve Cumhuriyet’i kuran büyüklerimiz, tüm tarihimiz boyunca zulme ve esarete karşı direnişin simgesi olmuşlardır. Bugün Türkiye, o ruhu yaşatmaya devam ederek, esarete boyun eğmeyen, bağımsızlık ve özgürlük aşkıyla dolu bir milletin temsilcisidir.
Bu çerçevede, Türkiye’nin savunma sanayinde kaydettiği ilerlemeler dikkat çekicidir. Ana muharebe tankımız ALTAY’ın Silahlı Kuvvetlerimize ilk teslimatları yapılmış ve önümüzdeki 6 yıl içerisinde toplam 250 adet ALTAY tankının envantere kazandırılması planlanmaktadır. Bu, sadece bir savunma yatırımı değil; aynı zamanda milli teknolojide ulaşılan gelişmenin ve bağımsızlığın simgesidir. Artık sadece tank değil, yerli savaş gemileri, insansız hava araçları, helikopterler ve savaş uçakları gibi kritik askeri sistemler de ülkemizde tasarlanmakta ve üretilmektedir. Böylelikle, geçmişte kurtuluş savaşında kağnılarla mermi taşınan Türkiye’den, kendi yüksek teknolojili teçhizatlarını üreten ve silahlı kuvvetlerini güçlendiren bir ülkeye dönüşülmüştür.

Sadece askeri alanda değil, Türkiye siyasi istikrar sağlayarak ve güven ortamını güçlendirerek uluslararası alanda da etkin bir aktör haline gelmiştir. Hem savaş ve çatışma bölgelerinde barış ve istikrarın tesisi için diplomatik ve insani yardım faaliyetlerinde bulunmakta, hem de uluslararası kriz yönetimlerinde aktif rol oynamaktadır. Devlet kurumları ve ilgili kadrolar, hem sahada hem de masada etkili varlık göstererek Türkiye’nin prestijini ve sorumluluğunu artırmaktadır.
Terörle mücadelede ise kararlılık en üst seviyededir. Türkiye, sınırlarının ve şehirlerinin güvenliğini sağlamak için terör tehditlerini sıfırlamaya yönelik politikalarını sürdürüyor. Devletimiz, bu hassas konuda disiplinli ve tecrübeli bir yaklaşım sergileyerek, birçok bölgede huzurun sağlanmasını garantilemektedir. Bu sürecin başarıyla yürütülmesinde toplumun birlik ve beraberliği kritik bir öneme sahiptir. Vatandaşlarımızın kardeşlik ruhuyla daha da kenetlenerek, farklılıkları bir kenara bırakarak ortak hedeflere odaklanmaları gerekiyor.

29 Ekim Özel Programı’na katılım da dikkat çekiciydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda eşi Emine Erdoğan ile birlikte yer aldı. Ancak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin katılmaması, CHP, İYİ Parti ve Demokrasi ve Atılım Partisi (DEM Parti) temsilcilerinin programa katılmaması çeşitli siyasi yorumlara yol açtı. Buna karşın Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Yeniden Refah Partisi, HÜDA-PAR ve DSP liderleri programda yer alarak, Cumhuriyet Bayramı’nın önemine vurgu yaptılar.
Bu özel program kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan 2025 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahiplerine takdim edildi. Bilim ve kültür alanlarında Süleyman Seyfi Öğün, resim alanında Yalçın Gökçebağ, müzik alanında Yalçın Tura, arkeoloji alanında Fahri Işık ve fotoğraf alanında Ali Jadallah ödüle layık görüldü. Ayrıca, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e de Atatürk Uluslararası Barış Ödülü takdim edildi. Bu ödüller, Türkiye’nin kültür, sanat ve barışa olan katkısını küresel ölçekte tanıma çabasını yansıtmaktadır.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle siyasetin farklı kesimleri de mesajlarını kamuoyuyla paylaştı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında halkın TBMM’de güçlü bir şekilde temsil edilmesinin önemli olduğunu ve demokrasinin standartlarını yükseltme azminin devam edeceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise 102 yıllık Cumhuriyet birikimi üzerine inşa edilen “Türkiye Yüzyılı” vizyonunu vurgulayarak ülkenin yeni hedeflere yol aldığını ifade etti. İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu ise Cumhuriyetin eşitlik, makulde buluşma, adalet ve hürriyet olduğunu ifade ederek, bu değerlerin Türkiye’nin temelini oluşturduğunu hatırlattı.
Uluslararası alandan da anlamlı bir destek geldi. NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı (SHAPE), Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin ittifaka verdiği paha biçilmez destek için teşekkür ederek, ittifakın güvenliğinin ancak müttefikler arasında sağlanabileceğini vurguladı. Bu, Türkiye’nin stratejik öneminin ve güvenilirliğinin uluslararası arenada takdir edildiğinin bir göstergesidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, Cumhuriyetin milletimizin var oluş iradesi, birlik ve dirayetiyle kurulmuş büyük bir atılımın adı olduğunu ifade etti. Küllerinden yeniden doğan bir milletin aklı, cesareti ve kararlılığıyla şekillenen en önemli eser olduğunu vurguladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise Cumhuriyet’in 102. yılı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anlamlı bir hediye takdim etti. Üzerinde Erdoğan’ın resmi, imzası, Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanlığı forsunun yer aldığı tablo, “Cumhuriyetimizin 102. Yılı kutlu olsun” mesajını taşıyarak, siyasi nezaketin önemli bir göstergesi oldu.
Öte yandan, bazı siyasi partilerin resmi sosyal medya hesaplarından herhangi bir Cumhuriyet Bayramı paylaşımı yapılmaması dikkat çekti. DEM Parti ve HÜDA-PAR’ın bu anlamlı günle ilgili mesaj yayımlamaması, kamuoyunda çeşitli değerlendirmelere yol açtı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet’in kuruluş değerlerine sahip çıkmanın önemine dikkat çekti. Kadıköy Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet Yürüyüşü’nde yaptığı açıklamada, Cumhuriyet’in adalet, demokrasi, sosyal devlet ve laiklik temelinde yükseldiğini, ancak bu yapıların zaman içinde zayıflatıldığına vurgu yaptı. Artan saldırılar ve değerlerin erozyona uğramasına karşı vatandaşların daha fazla sahip çıkması gerektiğini ifade etti. Özel, Türkiye’nin kötü günleri yenerek daha güçlü ve demokratik bir geleceğe ulaşacağını vurguladı. Ayrıca, 2 Kasım’da gerçekleşecek İstanbul Maratonu’nda, her çocuğun eşit eğitim hakkı için ÇYDD adına koşacağını duyurarak sosyal sorumluluk projelerine verdiği önemi gösterdi.
Genel olarak, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Türkiye’nin egemenlik ve bağımsızlık yolundaki kararlılığının bir kez daha yansıtıldığı, milli birliğin pekiştirildiği, hem geçmişin onurlu hatırasına saygı hem de geleceğe umutla bakışın ifadesi olan bir gündür. Cumhuriyet’in kuruluş süreçlerinden günümüze uzanan bu tarihsel yolculuk, genç nesillere aktarılması gereken en önemli değerlerden biridir. Türkiye’nin 102. yılında, Cumhuriyet’in kazanımlarını koruyarak, yeni hedefler doğrultusunda ilerlemek herkesin ortak görev ve sorumluluğudur.






















Yorum Yap