Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’ye yazdığı teşekkür mesajıyla istikrarın mimarına minnettarlığını dile getiriyor; birlik ve beraberliğin gücüne vurgu yapıyor!
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirilen grup toplantısında oldukça dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Toplantısında özellikle, Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe ulaşması için atılması gereken adımlar üzerinde dururken, duygusal bir tonla, vatan ve millet anlayışının önemini vurguladı. Ülke gündemi üzerinde etkili olmaya devam eden Bahçeli, grup toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, bu birlikteliğin ve dayanışmanın önemine dikkat çekti.
Bahçeli’nin, toplantı sonrası gazeteciler tarafından sorulan Selahattin Demirtaş ile ilgili soruya verdiği cevap, siyasette dikkatleri üzerine çekti. “TAHLİYESİ HAYIRLI OLACAKTIR” ifadesiyle Demirtaş’ın tahliyesinin, Türkiye için olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını belirtti. Kobani Davası kapsamında 2016’dan bu yana tutuklu bulunan Demirtaş’ın durumu, Türkiye’nin hukuki süreçleri ve adalet anlayışıyla ilgili önemli soruları gündeme getiriyor. Bahçeli, bu konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede “Hukuki yollar sonuca ulaşmıştır. Demirtaş’ın tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır.” diyerek, adaletin tecelli edeceğine dair umut verici bir ifade kullandı. Bahçeli’nin bu açıklamaları, kamuoyunda oldukça fazla etki yaratmıştır.
Grup toplantısı sonrasında söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Bahçeli’ye teşekkür ederek onun söylemlerinin arkasında durdu. Bakırhan’ın cümleleri, *özgürlük* vurgusunu ön planda tuttu; “Çok doğru söylemiş. Değil 1 gün, değil 1 saat, 1 dakika, 1 saniye geçirmeden başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Eş Genel Başkanlarımız olmak üzere Kobani kumpas davasından yargılanan bütün arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşması gerekiyor, serbest bırakılmaları gerekiyor.” diyerek, serbest kalmaları için zaman kaybı yaşamadan adım atılması gerektiğini ifade etti. Bu durum, siyasi arenada bir dayanışma ve bir araya gelme çağrısı olarak yorumlandı. Bakırhan’ın açıklamaları, insan hakları ve adalet konularında duyulan hassasiyeti yansıtan önemli bir mesaj taşıyor.
Öte yandan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 8 Temmuz’da Demirtaş hakkında yeni bir ihlal kararı vermişti. AİHM’nin kararı, Türkiye’deki yargı süreçleri ve uluslararası mahkemelerin kararlarının nasıl etkili olduğunu doğrular nitelikteydi. DEM Parti, bu kararın ardından Demirtaş’ın tahliyesi için resmi bir talepte bulunmuştu; ancak Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi bu talebi geri çevirmişti. AİHM Paneli, Türkiye’nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a ilişkin kararının yeniden incelenmesi talebini de reddetti. Bu kararların ardı sıra Demirtaş’ın avukatları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurarak tahliye taleplerini ilettiler ve durumun ciddiyetini gözler önüne serdiler.
Sonuç olarak, Türkiye’de hukukun üstünlüğü, insan hakları ve siyasi tutukluluk meseleleri gündemi belirlemeye devam ediyor. Bahçeli’nin açıklamaları ve Bakırhan’ın destekleyici söylemleri, hukuk ve demokrasi açısından önemli tartışmalara kapı araladı. Bu noktada, toplumun her kesiminden adalet arayışının sürmesi ve hukukun tecelli etmesi gerektiğine dair bir farkındalık yaratılması önemlidir. Türkiye’nin geleceği, adaletin sağlanmasında ne ölçüde başarılı olunacağına bağlı olarak şekillenecektir.
Yorum Yap