DEM Parti, Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ederek siyasetin kalbine dokunacak. Bu önemli buluşma, Türkiye’nin geleceği için ne anlama gelecek?

Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir figür olarak öne çıkmaktadır. Eski HDP Eş Genel Başkanı olan Demirtaş, yıllardan beri siyasi baskılara maruz kalmakta ve hapisteki durumu pek çok tartışmaya neden olmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen kararlar, Demirtaş’ın serbest bırakılması için sürekli bir talep ortaya çıkarmaktadır. Ancak iç hukukun ve adalet sisteminin işleyişi, bu süreçte birçok engelin önünde durmasına neden olmaktadır. AİHM, 8 Temmuz’da Demirtaş için yeni bir ihlal kararı vermişti ve bu, insan hakları alanında önemli bir gelişme olarak yorumlandı. Ancak Türkiye’deki mahkemelerin AİHM kararlarını nasıl değerlendirdiği ve uyguladığı, tartışmalı bir konudur. Bu durum, Demirtaş’ın avukatlarının mahkemelere yaptığı tahliye başvurularına olumsuz yansımaktadır.

TAHLİYE TALEP EDİLDİ
AİHM Paneli, Türkiye’nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği hak ihlali kararının yeniden ele alınması talebini, AİHM Büyük Daire’de reddetti. Bu kararın kesinleşmesi üzerine Demirtaş’ın avukatları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yaparak tahliye taleplerini iletmişlerdir. Bu başvurunun akabinde, mahkemenin bu talebi ne derece dikkate alacağı merak konusudur.
Bu süreçte, DEM Parti cephesinden yapılan açıklamalar da dikkat çekici bir öneme sahiptir. DEM, SELAHATTİN DEMİRTAŞ’I ZİYARET EDECEK şeklindeki duyuru, partinin Demirtaş üzerindeki destek duruşunu göstermektedir. Özellikle, Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları ve İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek’in yarın Edirne Cezaevi’nde Demirtaş’ı ziyaret edeceği bilgisi, partinin her türlü politik baskıya karşın Demirtaş’a olan bağlılığını vurgulamaktadır.

“Heyetimiz görüşmenin ardından saat 14.00’te cezaevi önünde açıklama yapacaktır.” Bu tür ziyaretler, sadece Demirtaş için değil, aynı zamanda Türkiye’deki hapisteki siyasi tutuklular için de sembolik bir öneme sahiptir. Bu tür eylemler, siyasi hakların ihlal edildiği bir ortamda, toplumun sesi olma yolunda önemli bir adım teşkil etmektedir. Ayrıca, Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın Kandıra Cezaevinde Figen Yüksekdağ’ı ziyaret ederek saat 15.00’te bir açıklama yapması, bu ziyaretlerin ardındaki daha geniş siyasi mesajları ortaya koymaktadır.
Türkiye’deki adalet sistemi ve hukukun üstünlüğü konusundaki tartışmalar derinleşirken, Selahattin Demirtaş’ın durumu, ülkedeki siyasi iklimin bir yansıması olarak öne çıkmaktadır. Demirtaş’ın siyasi mücadelesi, yalnızca kendi özgürlüğü için değil, aynı zamanda Türkiye’deki demokratik değerlerin korunması adına da büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle, yapılacak her ziyaret ve yapılacak her açıklama, toplumsal mücadelenin bir parçası olarak algılanmalıdır. Geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak zor olsa da, Demirtaş’ın durumu, Türkiye’deki insan hakları ve demokrasi mücadelesinin ne denli hayati bir parçası olduğunu gözler önüne sermektedir.






















Yorum Yap