SON DAKİKA
--:--:--

Hatay Valiliği’nden ALİKEVe Bağışlarına Yönelik Engeller

Hatay Valiliği, ALİKEVe bağışları için aşılması gereken engelleri ele alıyor. Daha fazla bilgi için bu etkileyici içeriği keşfedin!

0 Yorum Yapıldı
Bağlantı kopyalandı!
Hatay Valiliği’nden ALİKEVe Bağışlarına Yönelik Engeller

Dünyanın kıtalar arası koşulan tek maratonu olan Türkiye İş Bankası 47. İstanbul Maratonu, bugün büyük bir coşku ile gerçekleştirildi. Bu prestijli organizasyon, Dünya Atletizm Birliği’nin belirlediği kriterler dahilinde, Avrupa’nın üç Gold Label maratonundan biri olarak dikkat çekiyor. Bu yıl, 126 ülkeden 41 bin 416 aktivist, koşmalara katılmak için kayıt yaptırdı. 42 kilometrede 5 bin 976, 15,5 kilometrede 12 bin 440. Kurumsal Koşu’da 18 bin ve Halk Koşusu’nda da 5 bin kişi maratona katılım sağladı. Bu maraton, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarına destek sağlamak amacıyla önemli bir fırsat sunuyor; elde edilen gelir, vakıflar ve dernekler tarafından yürütülecek projelerde kullanılmak üzere yönlendiriliyor.

Ancak maratonun bir diğer yanı, Hatay’daki Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV) gibi organizasyonların yaşadığı sıkıntılardır. Hatay Valiliği’nden iki aydan uzun bir süre sessizlikle beklenen yanıt, toplumun desteklenmesi gereken bu tür projelerin sürdürülebilirliği açısından ciddi bir engel teşkil ediyor. 1 Kasım 2025 itibarıyla, 6 Şubat depremlerinin üzerinden bin gün geçmişken, vakfın Hatay’daki ofisi yıkılmış durumda ve genç bursiyerler için gerekli destekleri sağlamada zorluk çekiyorlar. Maraton aracılığıyla bağış toplama hedefleri, İstanbul’daki etkinliğe katılamamaları nedeniyle tehlikeye girmiş durumda. 174 öğrenciye destek olmak ve 3 milyon 298 bin lira bağış toplamak için yola çıkan vakıf, bu bağlamda gerekli izinleri temin edemediği için ciddi bir krizle karşı karşıya kalmış durumda.

VALİLİK TARAFINDAN ALINAN ZORLUKLAR

Vakfın Genel Koordinatörü Deniz Umut Eker, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Valilik tarafından verilen yardım toplama izninin 1 yıllık bir süre zarfında geçerli olduğunu ve her yıl tekrar başvuru yapmanın gerektiğini ifade etti. Eker, onayın gelmemesi durumunda bursları karşılamak için bireysel bağışlara yönelmek zorunda kalacaklarını belirtti. Bu durum, ekonomik krizin etkisiyle zaten daralmış olan bireysel desteklerin daha da azalmasına yol açacaktır. Türkiye’de son yıllarda yaşanan bu tahribat, insanlar için zorlayıcı bir durum haline gelmiş ve toplumun en savunmasız kesimleri için gerekli yardımın sağlanması daha da güçleşmiştir. Bu yolla elde edilemeyen bağışlar, vakıf gibi sivil toplum kuruluşlarının sürdürülebilirliklerini tehdit eden bir unsur haline gelmektedir.

ÖRGÜTLERİN GÖRÜNÜRLÜĞÜNÜ AZALTAN ETKENLER

Sözlerine devam eden Eker, yardım toplama izni almanın, sivil toplum örgütlerinin dayanıklılığını veya cesaretini zayıflatan bir durum olduğunu vurguladı. Özellikle günümüzde yaşanan ekonomik sıkıntılar, bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamasında ek bir yük oluşturuyor. Bağış yapma istekleri, çoğu insan için önemli bir sosyal sorumluluk olmasına rağmen, insanların ekonomik belirsizliklerden dolayı bu konuda daha temkinli davranmasına sebep oluyor. Eker, “Yardım toplama izni alamamak, sivil toplum kuruluşlarının etkinliğini ve görünürlüğünü azaltıyor” diyerek bunun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor.

Bireylerin bağış yapma isteği zamanla azalırken, bu durum sivil toplum kuruluşlarının ortamını daraltmakta ve yaptıkları işler üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Örneğin, bir maraton gibi büyük ölçekli etkinlikler, toplumda iyileşme ve değişim çabalarını pekiştiren önemli fırsatlar sunar. Ancak bu tür etkinliklerin gerçekleştirilmesi için gerekli izinlerin alınmaması, özellikle toplumda ihtiyaç duyan bireyler için dayanışmayı zayıflatabilir.

ALİKEV gibi sosyal dönüşümü hedefleyen vakıfların durumu, bu sorunların somut bir örneğini temsil ediyor. Uzun süreli yardım toplama izinlerinin kısıtlanması, yalnızca finansal bir engel değil, aynı zamanda toplumda birbirine destek olma anlayışının da zayıflamasına yol açıyor. Bu ortamda, bağışlar yalnızca finansal destek olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir dayanışma ve etkileşim aracı olarak da önemli bir rol oynamaktadır.

Sonuç olarak, yardım toplama izinlerinin kısıtlanması, sivil toplumun varoluşunu etkileyen bir durum. Bu anlamda hemen herkesin elini taşın altına koyması, dayanışma ve sosyal sorumluluk uygulamaları üzerinde durması gerekmektedir. Bu çabalar, hem bireylerin hem de toplumsal yapıların daha sağlıklı bir gelecek inşa etmesi adına hayati bir öneme sahiptir.

Yorum Yap

Benzer Haberler
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, COP30 Liderler Zirvesi’ne katılacak
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, COP30 Liderler Zirvesi’ne katılacak
AK Partili Ala’dan CHP Lideri Özel’in açıklamalarına tepki
AK Partili Ala’dan CHP Lideri Özel’in açıklamalarına tepki
Nazım Daştan ve Cihan Bilgin: Gözaltındaki Gazeteciler Beraat Etti! Duyduk Duyulmayanlar!
Nazım Daştan ve Cihan Bilgin: Gözaltındaki Gazeteciler Beraat Etti! Duyduk Duyulmayanlar!
Şehit Ağabeyinin Kanı Akan Topraklarda: Petrol Üretiminin Hikayesi
Şehit Ağabeyinin Kanı Akan Topraklarda: Petrol Üretiminin Hikayesi
AB Komisyonu’ndan 2025 Türkiye Raporu: Gelişmeler ve Beklentiler!
AB Komisyonu’ndan 2025 Türkiye Raporu: Gelişmeler ve Beklentiler!
Bütçe görüşmelerine TOGG damgası! Çelik Kubbe unsurları da Meclis’te
Bütçe görüşmelerine TOGG damgası! Çelik Kubbe unsurları da Meclis’te