Hisarcıklıoğlu, sanayi, inşaat, turizm ve tarım alanlarında Türkiye’nin dünyadaki en üst seviyesine ulaştığını vurguluyor!

Türkiye, stratejik bir konumu ve zengin doğal kaynakları ile dikkat çeken, temel anlamda bir ekonomik güç haline gelmiştir. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bu durumu değiştiren unsurlar arasında Türkiye’nin istikrarlı ekonomik yapısı ve güçlü üretim kapasitesi gibi önemli faktörlerden bahsetmektedir. Türkiye, İslam ülkeleri için güvenilir bir yatırım merkezi olma yolunda hızlı adımlar atmış ve sanayi, turizm ve tarım gibi sektörlerde ortak yatırımlar geliştirme potansiyeline sahip olduğunu ifade etmiştir. Bu noktada, Türkiye’nin stratejik konumu, yatırımcılar için cazip bir hal almasına neden olurken, aynı zamanda bu ülkeler arasında uzun vadeli iş birlikleri ve ekonomik köprülerin inşasını da mümkün kılmaktadır.
Hisarcıklıoğlu, özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) 41. toplantısında yaptığı konuşmada, Türk özel sektörünün çatı kuruluşu olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) bu süreçteki önemine vurgu yapmıştır. Son iki yılda uygulanan istikrar programıyla birlikte, Türkiye’nin ekonomisindeki kırılganlıkların azaldığını ve makro ekonomik istikrarın güçlendiğini dile getirmiştir. Bu bağlamda, faiz oranlarının düşmesi, enflasyon ve cari açık gibi temel ekonomik göstergelerdeki iyileşmeler, Türkiye’nin ekonomik sürdürülebilirliğine katkı sağlamıştır.
Hisarcıklıoğlu’nun sözleriyle, Türkiye ekonomisi yılın ilk yarısında yaklaşık yüzde 4 büyüme göstermiştir. Bu büyüme, milli gelirin tarihindeki en yüksek seviyelerden biri olan 1,5 trilyon dolara yaklaşmasına olanak tanımıştır. Türkiye’nin İİT üyeleri ile ticaret ve yatırım işbirliği geliştirme potansiyeli oldukça yüksektir. Bu kapsamda, Türkiye’nin İtalya ile Çin arasında en büyük sanayi üretim kapasitesine sahip bir ülke olarak öne çıktığı gözlemlenmektedir. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin bu durumunu ifade ederken, bölgedeki en girişimci ülkelerden biri olduğuna dikkat çekmiştir.
Küresel ticarette Türkiye’nin payındaki artış da oldukça dikkat çekicidir. Hisarcıklıoğlu, 2023 itibarıyla dünya mal ihracatındaki paylarının yüzde 1,08, hizmet ihracatındaki payının ise yüzde 1,3 seviyelerine ulaştığını belirtmiştir. Bu oranlar, Türkiye tarihinin en yüksek değerleri olarak öne çıkmaktadır. Türkiye, 12 bin 600 farklı sanayi ürünüyle 200’den fazla ülkeye yıllık 270 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirmektedir. Bunun da yüzde 60’ının gelişmiş ülkelere olduğu, Türk ürünlerinin uluslararası pazarlarda elde ettiği başarıyı göstermektedir.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin üretim kabiliyetinin çok yönlü olduğunu ve hem ürün çeşitliliği hem de pazar sayısı bakımından dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını ifade etmiştir. Bu bağlamda, “sanayi kadar inşaat, turizm ve tarım sektörlerinde de güçlü bir konumdayız,” demiştir. Türkiye, otomotiv, beyaz eşya, demir-çelik, inşaat malzemeleri ve hazır giyim gibi sektörlerde Avrupa Birliği’nin en önemli tedarikçilerinden biri haline gelmiştir. AB’nin, kendi sınırları dışından en fazla otomobil ithalatını Türkiye’den gerçekleştirdiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin inşaat sektöründeki gücünü de vurgulamıştır. Dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhitlik firmasından 45’nin Türk şirketlerinden oluştuğunu belirterek, Türkiye’yi bu alanda dünyanın ikinci en büyük gücü haline getiren önemli bir durumun altını çizmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin ekonomisi, özel sektör ve kamu işbirliği ile birlikte, sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşma yolunda sağlam adımlar atmaktadır. Hisarcıklıoğlu’nun vurguladığı gibi, ortak yatırımlar ve güçlü iş birlikleri, Türkiye ve İslam ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirebilir ve karşılıklı fayda sağlayan bir ticaret ortamı yaratabilir.






















Yorum Yap