SON DAKİKA
--:--:--

Sanatın Sesi: Emekli Sanatçı Ferahnur Barut’tan Çarpıcı Açıklamalar!

Emekli sanatçı Ferahnur Barut, sanat dünyasının perde arkasını cesurca açıklıyor. Bu çarpıcı ifadeleri kaçırmayın!

0 Yorum Yapıldı
Bağlantı kopyalandı!
Sanatın Sesi: Emekli Sanatçı Ferahnur Barut’tan Çarpıcı Açıklamalar!

Devlet Tiyatrosu sanatçısı Ferahnur Barut’un emekli olması, yalnızca kişisel bir dönüm noktası değil, aynı zamanda Türkiye’nin tiyatro sahnesinde yaşanan önemli sorunların da bir yansımasıdır. Emekli olduktan sonra, Devlet Tiyatrosu çalışanları tarafından düzenlenen sürpriz bir toplantıda ona plaket verilmesi, sanatçının kurum içindeki değerinin bir göstergesidir. Barut, kariyeri boyunca Devlet Tiyatrosu’nun kurumsallaşması için çeşitli mücadeleler vermiş, sanatsal özgürlüğü ve kurumsal özerkliği savunmuştur. Ancak son dönemde, yıllarını tiyatroya adamış olan oyuncuların, Devlet Tiyatrosu’nda yaşanan sıkıntıları dile getirmesi, bu kurumun gidişatı hakkında ciddi kaygılar doğurmaktadır.

ESKİLER VE YENİLER! Barut’a Devlet Tiyatrosu’nda neler olduğunu sorduğumuzda, cevabı detaylı ve kapsamlı bir şekilde cameledir. “Gerekçeler bir tane değil ki,” diyerek söze başladığı bu cevap, kurum içindeki derin sorunların açığa çıkması için bir fırsat sunmaktadır. Barut, “Benim hikâyem aslında oynadığım bir oyunla başladı. İki oyunda oynuyordum. Rol aldığım ‘Troyalı Kadılar’ isimli oyun yöneticiler tarafından izlenmeden keyfi bir kararla kaldırıldı,” diyerek durumun ciddiyetini vurgulamaktadır. Bu olay, sanatın ve sanatçının toplumdaki yerinin sorgulanmasına neden olurken, Devlet Tiyatrosu gibi köklü bir kurumun nasıl bu kadar kolay bir şekilde göz ardı edilebildiğini göstermektedir.

‘ADAM KAYIRMACA…’ Barut, yönetimde yapılan hataların ve kararların, söz konusu yöneticilerin göreve devam ettikçe çoğaldığını da belirtiyor. “Adam kayırmacılık, eş-dost-ahbap düzeni en büyük sorunlardan biri,” diyerek mevcut yönetim yapısını ağır bir dille eleştirmektedir. Fiilen genel müdür konumunda bulunan kişinin İstanbul-Ankara ortak projeleri yaparak ödül avcılığına girişmesi, bu hedef doğrultusunda oyununu İstanbul’da iki hafta sahnelemesi, Devlet Tiyatrosu’nun ciddiyetini zedeleyen bir durumdur. Barut’un ifadesine göre, “kozkoca kurumun kişisel hırslara kurban edilmesi” sadece bir yöneticinin değil, tüm kurumun geleceğini tehdit eden bir sorundur.

‘DRAKULA’YA 6 MİLYON! Barut’un eleştirileri sadece genel müdürle sınırlı değil; Veda Yurtsever de benzer bir yolda yürüyerek Devlet Tiyatrosu’ndaki değişimlerin olumsuz etkilerine dikkat çekmiştir. Yurtsever, “Bizim kurumda ne zaman eşofmanların yerini takım elbiseler aldı, o zaman düşüş başladı,” diyerek 32 yıl süren bağlılık ilişkisini sona erdirmiştir. Yönetim kadrosunun uygulamaları, Devlet Tiyatrosu’nun gelenekselliğinden uzaklaşmasına yol açmakla kalmamış, sanatsal ruhu da zayıflatmıştır.

10 CESUR KADIN Barut, sosyal medya üzerinden yapılan denetimlerin ve iç iletişim grubundaki paylaşımların izlenmesi gibi uygulamaların da sorun teşkil ettiğini dile getirerek, yönetimin 5441 sayılı Devlet Tiyatrosu kanununa muhalefet ettiğini belirtmektedir. “Yasamızın hiçbir yerinde teftiş kurulu olmadığı halde sanatçıları oraya havale etmek bu durumda mobbing değil de nedir?” diye sorarak, sanata karşı işlenen bu tür suçların ve baskıların kabul edilemez olduğunu vurgulamaktadır. Özellikle 10 kadın sanatçının hedef alınmasının ardında yatan gerçekler, yöneticilerin bu kişilere karşı kişisel bir savaş açtığını gösterir mahiyettedir.

Barut’un, “Öyle kenarda oturup bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyemem ben, bu tiyatroya adanmış 43 yılım var benim,” sözleri, onun mücadele azmini ve kuruma olan bağlılığını en iyi şekilde yansıtmaktadır. Bu mücadele, sadece bireylerin değil, aynı zamanda sanatsal bir bütünlüğün korunması adına da son derece önemlidir. Türkiye’nin tiyatro tarihinin ilerlemesi ve gelişmesi, bu tür cesur seslerin varlığına bağlıdır. Sanat dünyasındaki bu olumlu değişimlerin sağlanabilmesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerekmektedir.

Yorum Yap

Benzer Haberler
Haluk Akakçe ismine bir vakıf kurulurken son yıllarını geçirdiği atölyesi de ziyarete açık:  Sonu gökyüzüydü
Haluk Akakçe ismine bir vakıf kurulurken son yıllarını geçirdiği atölyesi de ziyarete açık: Sonu gökyüzüydü
Ahmet Gülhan: Tiyatro ve Sine Dünyasının Efsanevi İmzası 85 Yılda Son Perdeyi Açtı!
Ahmet Gülhan: Tiyatro ve Sine Dünyasının Efsanevi İmzası 85 Yılda Son Perdeyi Açtı!
Orta Çağ’dan kalma kule onarım sırasında çöktü!
Orta Çağ’dan kalma kule onarım sırasında çöktü!
Dünyada bu hafta bir dizi aktiflik sanatseverlerle buluşacak
Dünyada bu hafta bir dizi aktiflik sanatseverlerle buluşacak
Tamer Karadağlı: Devlet Tiyatroları yeni sahnelerini Hatay ve Kars’ta açıyor
Tamer Karadağlı: Devlet Tiyatroları yeni sahnelerini Hatay ve Kars’ta açıyor
İstikrarını arayan bir kent ve kediler…
İstikrarını arayan bir kent ve kediler…