Emekli emniyet müdürü, 10 yıllık böbrek yetmezliğinin ardından şifa buldu. Umut dolu bir hikaye için okumaya devam edin!

İstanbul’da yaşayan İlhan Bayrak, 60 yaşında, hipertansiyon nedeni ile 10 yılı aşkın bir süredir kronik böbrek yetmezliği ile mücadele eden bir emekli emniyet müdürü. Hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaşan Bayrak, bu hastalığına bağlı olarak yaşadığı sıkıntılar sonucunda hemodiyaliz tedavisi ile yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. Haftanın iki günü, her seferinde dört buçuk saat süren diyaliz seansları ona; hem zaman hem de fiziksel olarak büyük bir yük haline gelmişti. Ancak, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Organ Nakli Merkezi’nde gerçekleştirilen böbrek nakli, hayatında bir dönüm noktası oldu.
Diyaliz Günleri Son Buldu

Emekli olduktan sonra özel bir güvenlik eğitim kurumunda yönetici olarak çalışan Bayrak, iki çocuk babasıdır. Yaz tatilinde ziyaret ettiği Altınoluk’ta, ÇOMÜ Organ Nakli Merkezi’nden randevu alarak hayatına yeni bir yön vermek için ilk adımı attı. Üç aylık bir süreç sonunda, uzun zamandır beklediği uygun organ bulundu ve 17 Ekim’de başarılı bir nakil operasyonu gerçekleştirildi. Bu süreç, Bayrak için sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da büyük bir rahatlama sağladı. Uzun süre diyaliz seansları ile boğuşmuş biri olarak, sağlığının yeniden kazanılması, hayatına yeni bir anlam katmış oldu.
Sağlık Durumu Hızla İyileşti
Ameliyat sonrası sürecinde Bayrak’ın sağlık durumu, doktorların da belirttiği gibi hızla düzeldi. İdrar çıkışının normale dönmesi ve böbrek fonksiyonlarının hızla toparlanması, onun için sadece bir tıbbi başarı değil, aynı zamanda bir yaşam umudu haline geldi. ÇOMÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Cabir Alan, Türkiye’de böbrek yetmezliği hastalarının %90’ının altta yatan nedeninin hipertansiyon veya kontrolsüz diyabet olduğuna vurgu yaptı. Bu noktada rutin sağlık kontrollerinin ne kadar önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Alan, yılda en az bir kez kan şekeri ile tansiyon takibinin yapılması gerektiğini önerdi. İleri yaşlarda ortaya çıkan bu sağlık problemleri, önlenebilir hastalıklar kategorisine girdiğinden, bu tür önlemler almak hayati önem taşıyor.
Kadavradan Organ Bağışı, Hayatı Önemli Sahip
3-9 Kasım tarihleri arasında kutlanan Organ Bağışı Haftası’na dikkat çeken Prof. Dr. Alan, Türkiye’de kadavradan organ bağışının oldukça düşük olduğunu vurguladı. Türkiye’deki böbrek hastalarının yaklaşık 30 bininin organ beklediğini ifade eden Alan, yılda yapılan nakillerin yalnızca bin kadarı kadavradan gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Kadavradan nakil, hem alıcı hem verici açısından hayati öneme sahip ve bu durum, toplumun organ bağışına dair farkındalık seviyesinin artırılması gerektiğini gösteriyor. Ülkemizde bu konuda yaşanan yetersizlik, pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor ve bunun önüne geçmek için daha fazla insanın bilinçlenmesine ihtiyaç var.

İlhan Bayrak: “Hayata Gülümsemek İçin Organ Bağışına Evet”
İlhan Bayrak, nakil sonrası kendisini yeniden doğmuş gibi hissettiğini belirtirken, haftada iki kez diyaliz seansına katılmanın insanlar üzerinde yarattığı ağır yükü dile getirdi. Bayrak, organ bağışına dikkat çekerek, “Bir bedenden 4-5 kişiye can verebilirsiniz. İnsanları hayata bağlayıp gülümsetebilirsiniz. Bu yüzden hayata gülümsemek için organ bağışına evet diyoruz.” şeklinde konuştu. Bu sözler, sadece kendi yaşadıklarını aktarmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumda organ bağışı konusunda farkındalığı artırmak için bir çağrı niteliği taşıyor. Hayat kurtarmanın, bir insanın yaşamına dokunmanın ne kadar değerli olduğunu anlatan İlhan Bayrak’ın hikayesi, organ bağışının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.






















Yorum Yap