Milyonların geçim derdiyle boğuştuğu günlerde, AKP’deki kriz tüm dengeleri altüst ediyor. Saç baş yolduran gerçekler burada!

AKP içerisindeki siyasi dinamikler, son günlerde yeniden Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun ortaya çıkması ile sarsıldı. Bu durum, partinin içinde çeşitli rahatsızlıklara yol açtı ve kulislerde birçok tartışmaya sebep oldu. Bazı partililer, “Her krizde bu isimlerin yeniden gündeme gelmesi doğru değil.” ifadesiyle duruma karşı çıkarken, diğerleri “Uyumlu çalışmak suç oluyor bazen. Sorun çıkaran yaramaz çocuklar ödüllendirilmemeli.” diyerek, rahatsızlıklarını açıkça dile getirdiler. Bu tür açıklamalar, Babacan ve Davutoğlu’nun parti içindeki algısını daha da olumsuz hale getiriyor.

İSTENMEYEN ADAM: DAVUTOĞLU
Nefes gazetesinden Nuray Babacan, parti içinde yaşanan son gelişmeleri aktardı. Gelen bilgiler, eski defterlerin açıldığını gösteriyor. Davutoğlu’nun başbakanlık döneminde Erdoğan’a yakın birçok ismi görevden alması ve kendi döneminde yapılan temayül yoklamasında isminin öne çıkmaması dikkat çekiyor. Binali Yıldırım öne çıkmış olmasına rağmen, Erdoğan’ın tercihi ile göreve getirilmesi, o dönemki parti içi dinamikleri yansıtıyor. Ayrıca, milletvekillerinin Davutoğlu’na olan mesafeleri, günümüzde de değişmediği görülüyor.
“TOPLUMDA YÜZDE 1 KARŞILIĞI VAR AMA…”
Ali Babacan ve DEVA partisine yönelik tavırlar daha ılımlı olsa da, AKP içerisinde yine de bir mesafe olduğu görülüyor. AKP’liler, Babacan’ın da Davutoğlu gibi kendi parti yapısını oluşturduğunu ve bu süreçte partilerine karşı sert eleştiriler getirdiğini dile getiriyor. Bazı partililer, ‘Toplumda yüzde 1 karşılığı var ama kendilerini kilit oyuncu gibi konumlandırıyorlar.’ şeklinde değerlendirmelerde bulunuyor. Bu durum, Babacan ve Davutoğlu’nun siyasi gelecekleri açısından bir belirsizliği de beraberinde getiriyor.
“KÜÇÜK PARTİLERİN BÜYÜK HEDEFLERİ”
AKP kaynaklarına göre, Babacan ve Davutoğlu ekipleri, seçim öncesinde stratejik hamleler yapmak için ‘sıçrama rampası’ arayışlarına girdi. Parti içinden gelen yorumlar, ‘Millet İttifakı’ndan herkes zararla çıktı ama onlar hep kârlıydı. Şimdi yine aynı tabloyu yaratmaya çalışıyorlar.’ şeklinde yoğunlaşıyor. Bu da, eski partililerin yeni ittifak arayışlarının ciddiyetine dair bir işaret olarak değerlendirilebilir.
Nuray Babacan’ın yazısı şu şekilde sonlanıyor:
Her kriz anında bu isimlerin gündeme getirilmesi uygun değil. Eğer parti içinde bir nöbet değişikliği olacaksa, buna layık isimlerin bulunması gerektiği vurgulanıyor. Uyumlu çalışma bazen bir çeşit “suç” haline gelebiliyor. Sorun çıkaran, tek aşamalı bir süreçle öne çıkan isimlerin ödüllendirilmesi, pek çok parti mensubu tarafından hoş karşılanmıyor. Bu nedenle, dışarıda kalan ve yeni bir arayış içerisinde olan Babacan, Davutoğlu ve ekipleri ile ilgili içsel bir rahatsızlık söz konusu. Çoğunluk, bu ekibin tekrar AKP ile iş birliği yapma isteğinden memnuniyet duymuyor. Bu durum, geçmişte dışlanan ve şu an mücadele eden bireylerin ortak hissiyatı olarak karşımıza çıkıyor.
Özellikle, Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde Erdoğan’a yakın olan birçok ismi görevden alması, partide büyük bir hoşnutsuzluk yaratmıştı. Kısa süre içinde unutulmasi gereken gerçekler, yeniden su yüzüne çıkmaya başladı. O dönemde yapılan temayül yoklaması ve çıkan sonuçlar, Abdullah Gül’ün desteklediği ismin bile yetersiz kalması, o günlerdeki siyasi mücadelelerin ne denli zorlu geçtiğinin bir kanıtıdır.
Sonuç olarak, Davutoğlu ve Babacan’ın siyasi durumları, AKP içerisinde hala taze tartışmalar kaynağı. Yeni ittifaklar arayışı ve geçmişte yaşanan olumsuz örneklerin tekrar gündeme gelmesi, AKP’nin siyasi geleceği için büyük bir belirsizlik unsuru taşımakta. Ali Babacan ve Davutoğlu’nun yeni kurdukları partileri, toplumda çok da karşılık bulamasa da, gelecekte nasıl bir konum alacakları merakla bekleniliyor.






















Yorum Yap