MHP’li vekilin, kadınlar ve çocuklar için şiddeti önlemeye yönelik sunduğu yenilikçi kanun teklifi, toplumda güvenli bir gelecek vaat ediyor.

MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, kadınlara ve çocuklara karşı işlenen ağır suçlarla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir kanun teklifi sundu. Bu teklif, son yıllarda ülkemizde artan kadın ve çocuklara yönelik şiddet, istismar ve cinayet vakalarının ciddiyetini gözler önüne seriyor. Baki Ersoy, bu tür suçların sadece çoğalmakla kalmadığını, aynı zamanda toplumda büyük bir derin üzüntü ve huzursuzluk yarattığını vurgulamaktadır. Özellikle, kadın ve çocukların güvenliğinin sağlanması adına alınacak önlemler, toplumumuzun moral ve etik değerlerini güçlendirmek için gereklidir.
Ersoy’un kanun teklifinde, kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen suçlara karşı mevcut yasaların yetersiz kaldığına dikkat çekilmekte ve *ceza indirimleri ile hafifletici sebeplerin* tamamen kaldırılması gerektiği ifade edilmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması sonrası, bu tür suçların artış göstermesi, hukuki düzenlemelerin sıkılaştırılmasının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Baki Ersoy, özellikle bu suçları işleyenlerin “iyi hâl indiriminden” yararlanarak ceza sürelerinin kısalmasını önlemek amacıyla, suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasının gerekliliğini savunuyor.
Bu kapsamda, kanun teklifinin önemli noktalarından biri, kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen öldürme, yaralama ve cinsel saldırı gibi suçlarda hafifletici nedenlerin tamamen ortadan kaldırılması gerektiği. Şu anki mevzuatta, haksız tahrik veya iyi hal gibi birçok indirim uygulanmakta; bu da suçluların ceza almadan toplumda rahatça yaşamalarına olanak tanımaktadır. Bunun yerine, bu tür suçları işleyenlerin, toplumda hiçbir şekilde yer bulamayacakları bir ceza süresi ile karşılaşmaları gerektiğine inanılmaktadır.
Ayrıca, teklif, bu suçların işlenmesine yönelik bir caydırıcılık işlevi de görmeyi amaçlamaktadır. Suçluların ceza indirimleriyle ödüllendirilmesi, toplumsal bağların zayıflamasına ve kadınların toplumdaki konumlarının daha da kötüleşmesine yol açmaktadır. Yasalar, özellikle kadın ve çocukların korunması amacıyla çok daha sert bir tutum izlemeli ve bu tür suçların önlenmesine yönelik toplumsal farkındalığı artırıcı tedbirlerin alınması gereklidir. Bu doğrultuda, Ersoy’un teklifi sadece bir hukuk düzenlemesi değil; aynı zamanda toplumsal bir çağrıdır.
Sonuç olarak, Baki Ersoy’un sunduğu bu kanun teklifi, kadınlar ve çocuklara yönelik işlenen ağır suçların toplumsal bir sorun haline geldiği gerçeğini kabul ederek yapılması gerekenleri içermektedir. Bu noktada, yasaların göz ardı edilmeden ve kararlılıkla uygulanması, yalnızca suçlular için değil, aynı zamanda gelecek nesiller için de bir umut ışığı olacaktır. Kadınların ve çocukların yaşam haklarının korunması, sadece bireysel bir mesele değil, toplumsal bir görev olarak algılanmalıdır. Aksi takdirde, toplum olarak ibret almadığımız, cesaret gösteremediğimiz her gün, maalesef daha fazla karanlığa gömülü olacaktır.






















Yorum Yap