Esenyurt’ta 26 Ocak 2014’te MHP seçim irtibat ofisi açılışında, İstanbul Vilayet Başkanlığı Basın Danışmanı Cengiz Akyıldız’ın öldürülmesi olayına karıştığı tez edilen sanıkların, Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar yargılanmasına devam edildi.
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Sinan Arslan ile tutuksuz sanıklar Mehmet Arslan, Abdullah Yılmaz ve tarafların avukatları katıldı.
Bir kısım müştekiler ve maktul Cengiz Akyıldız’ın kızı Nebahat Çobanoğlu da duruşmada hazır bulundu. Kelam verilen müştekiler, daha evvelki sözlerini tekrar ettiklerini söyledi.
Duruşmada şahit olarak dinlenen Tuncay Eroğlu, olay günü Cengiz Akyıldız’ın solunda olduğunu ve ortalarında 2 metre aralık bulunduğunu söz ederek, “Sinan Arslan ateş etti. Bir arbede hali vardı. Cengiz Akyıldız’ı gördüğümde göğsünde kırmızı bir leke vardı. O sırada sanık Sinan sağ çaprazımdaydı.” dedi.
Bir öteki şahit Mehmet Salih Kılıç da olay günü sanık Sinan Arslan’ın elinde yalnızca sopa gördüğünü, silah görmediğini söyledi. Müşteki Nebahat Çobanoğlu, şikayetinin devam ettiğini belirtti. Talepleri sorulan sanık Arslan, cinayeti işlemediğini, oğlunu almak için olay yerine gittiğini ve silahı olmadığını savundu. Mahkeme, duruşmaya katılmayan şahitlerin zorla getirilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Esenyurt’ta 26 Ocak 2014’te MHP seçim ofisinin açılışı sırasında partinin seçim otobüsünün taşlanmasıyla başlayan olaylar sonucu Cengiz Akyıldız’ın silahla öldürüldüğü, Kemal Sağsöz’ün silah, Cihan Köç’ün demir sopa, Özkan Can, Erkan Kamil Tanrıverdi, Soner Özcan, Gencay Yılmaz ve Ramazan Türkmen’in de çeşitli aletlerle vurulmak suretiyle yaralandığı belirtilmişti.
Sanıkların ellerindeki aletlerle müştekilere saldırdıkları, bu sırada Sinan Arslan’ın tabancayla ateş ederek Kemal Sağsöz’ü omzundan yaraladığı söz edilen iddianamede, göğsüne bir mermi isabet eden Cengiz Akyıldız’ın kaldırıldığı hastanede ömrünü yitirdiği aktarılmıştı.
İddianamede, şüpheliler Sinan Arslan, Mehmet Arslan, Abdullah Yılmaz ve Emin Yılmaz’ın “kasten adam öldürme” hatasından müebbet mahpusla cezalandırılması istenmişti. Ayrıyeten sanıkların “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek”, “kasten yaralama”, “kasten öldürmeye teşebbüs”, “ruhsatsız silah taşıma” cürümlerinden toplam 52 yıla kadar mahpus cezasına çarptırılmaları talep edilmişti.
Bu ortada, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, olay tarihinde 18 yaşından küçük oldukları için evrakı ayrılan 6 sanık hakkında da iddianame hazırlanmıştı.
“Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak için kurulmuş silahlı örgüt ismine hata işleme”, “kasten öldürmeye yardım etmeye iştirak” ve “kasten yaralama” cürümlerinden 39 yıla kadar mahpus cezalarına çarptırılmaları istenen sanıkların evrakı, Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldükten sonra bu evrakla birleştirilmişti.
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesince 30 Mayıs 2016’da verilen kararda, sanık Sinan Arslan “Cengiz Akyıldız’ı taammüden öldürme” cürmünden müebbet, “Kemal Sağsöz’ü öldürmeye teşebbüs” cürmünden 13 yıl, 4 bireye karşı “yaralama” hatasından 3 yıl, “Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet etme” hatasından da 2 yıl 6 ay mahpusla cezalandırılmıştı.
Benzer hatalardan sanık Abdullah Yılmaz’ı 4 yıl, Mehmet Arslan’ı 1 yıl mahpus cezasına çarptıran mahkeme, kabahat tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen 6 çocuğa da çeşitli mahpus cezaları vermişti.
Mahkeme sanıkları, “silahlı terör örgütüne üye olma” kabahatinden da 3 yıl 8 aydan 5 yıl 7 aya kadar değişen oranlarda mahpusla cezalandırmıştı.
Firari sanık Emin Yılmaz’ın yakalanamaması nedeniyle evrakı ayrılmıştı.
YARGITAY 2 SEFER BOZMA KARARI VERDİ
Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, maktulü öldüren bireye ait eşgal tanımları, teşhisler ve tabirler ortasında farklılık bulunması nedeniyle imgeler üzerinde uygunlaştırma çalışması yapılarak eksper raporu alınması ve olay yerinde keşif yapılması gerektiğini belirtmişti.
Eylemleri sanıklar Sinan Arslan ile Abdullah Yılmaz’dan hangisinin gerçekleştirdiğinin ve silahı kimin kullandığının tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan daire, suça sürüklenen çocukların da aksiyonlara iştirak, irade ve durumlarının belirlenerek karar verilmesini bildirmişti.
Daire, bu münasebetlerle kararı kısmen bozmuştu. Bunun üzerine evrak yine lokal mahkemeye gönderilmişti.
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesince ikinci defa yapılan yargılama sonucunda tekrar kurduğu kararı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle kararı tekrar bozmuştu.
Daire, bozma kararında, “kasten öldürme” ve “kasten öldürmeye teşebbüs” aksiyonlarını sanıklar Sinan Arslan, Mehmet Arslan, Abdullah Yılmaz ve Emin Yılmaz’dan hangisinin gerçekleştirdiğinin kuşku bırakmayacak halde tespit edilip sonucuna nazaran bir karar verilmesi gerektiğini kaydetmişti.
Yorum Yap