CHP’nin Esenyurt’taki etkileyici hamlesi, tutuklu Belediye Başkanı Ahmet Özer’in bir yıllık destanı ile sarsıcı bir döneme ışık tutuyor.

CHP, Cumhurbaşkanı adayı ve seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlattığı ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerinin 64’üncüsünü İstanbul’un Esenyurt ilçesinde gerçekleştirdi. Bu miting, Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutukluluğunun birinci yılında yapıldı ve Esenyurt halkı, Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi. Bu tür etkinlikler, halkın iradesine ve demokrasiye sahip çıkma arzusunu açıkça göstermektedir. Mitingde, Ahmet Özer’in mesajı, kızı Seraf Özer tarafından okundu. Nitekim bu mesaj, birçok insana ilham veren bir anlam taşıyordu. Mektubunda Özer, halkı selamlayarak, gündeme gelen birçok konuya değindi.
Ahmet Özer’in mektubunda dikkat çeken noktalardan biri, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin, insanların onurlu bir yaşam sürebilmeleri için son derece önemli olduğudur. Tutuklu olduğu süre boyunca bile, bu mücadeleyi bırakmadığını ve direncini artırdığını vurguladı. Özer, “Karakışta dondurucu bir soğukta bile güneşi aramaktan vazgeçmeyeceğiz,” diyerek herkesi cesarete davet etti. Bu mücadelede yalnız olmadıklarını ve halkın da kendileriyle birlikte direndiğini belirtiyor. Kendisinin sadece bir lider değil, aynı zamanda halkın bir parçası olduğunu hissettiriyor.
Özer’in mesajındaki bir diğer önemli tema ise, hukukun kötüye kullanılması ve güç ilişkileridir. “Hukuku sopa gibi kullanarak içi boş düzmece bir dosya ile beni gözaltına alıp jet hızıyla tutukladılar” ifadesi, özellikle hukuk devleti ilkesinin nasıl çiğnendiğini açıkça ortaya koyuyor. Türkiye’de oldukça önemli bir mesele olan siyaset ve hukukun iç içe geçtiği bu durum, bireylerin özgürlüklerini tehdit eden bir hal almıştır. Bu nedenle, Esenyurt halkı adına konuşan Özer, bu olumsuz duruma karşı çıkmanın ve sesini duyurmanın elzem olduğuna dikkat çekmektedir.
Ayrıca, mektubunda Esenyurt’un önemini vurguladı ve bu ilçeye yönelik uygulanan baskılara karşı durulması gerektiğini belirtti. “Kayyum darbesine karşı açtığımız davada, mahkeme bizi haklı bularak dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi” diyerek bu davanın sadece Esenyurt için değil, tüm Türkiye için bir emsal olabileceğini ifade etti. Bu durumda, adaletin sağlanması için mücadele vermenin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Özer’in konuşmasından anlaşıldığı üzere, mücadele edilmesi gereken pek çok sorun bulunmaktadır. Bu sorunlar arasında, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve toplumsal eşitlik öncelikler arasında yer almaktadır. “Eşitlik için, daha adil bir dünyada yaşamak için veriyoruz,” diyor ve bu noktada, demokrasi ve insan hakları mücadelesinin her zamankinden daha önemli hale geldiğini vurguluyor. Bu bağlamda, sadece bireyler değil, toplumun tüm kesimlerinin bu mücadeleye katılması gerektiği mesajını veriyor.
Son olarak, bu direniş ve mücadele yalnızca bir grup insan için değil, tüm halk için verilen bir mücadele olarak değerlendirilmektedir. İnsan hakları ve eşitlik konularında kaydedilecek ilerlemelerin, toplumsal barış için kritik olduğu aşikardır. Özer’in son sözleriyle, “Ülkemizin özgürlük şafağında özgür günlerde buluşmak dileğiyle…” diyerek vatandaşları daha özgür bir geleceğe umutla bakmaya teşvik etti. Bu sözler, geleceğe dair umutları yeşerten ve birliktelik ruhunu güçlendiren bir mesaj niteliğindedir. Unutulmamalıdır ki, demokratik değerlerin korunması ve daha adil bir gelecek için toplumsal mücadele devam edecektir.






















Yorum Yap