Bakan Tunç, yıkım kararlarına karşı açılan davalarda elde edilen yüzde 92’lik başarı oranıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Bu başarı hikayesinin detaylarını keşfedin!

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Yunus Emre Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Deprem Bölgesi Değerlendirme Toplantısı”nda önemli açıklamalarda bulundu. Bu toplantıda, deprem sonrası yaşanan hukuk sorunları, bu sorunlara yönelik çözümler ve devletin bu sürecin en sağlıklı şekilde ilerlemesi için almış olduğu tedbirler masaya yatırıldı. Tunç, devlet kurumlarının ve halkın birlikte yürüttüğü mücadelelerin, deprem bölgesinin yeniden yapılandırılmasında kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Türkiye’nin dört bir yanından gelen desteklerle, deprem sonrası zararların hızlı bir şekilde telafi edilmesi amaçlanmaktadır.
Konuşmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantılarında depremle ilgili konuların her zaman öncelik taşıdığını vurgulayan Tunç, bu çerçevede başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere birçok kurumun aktif çalışmalara katıldığını ifade etti. Şu ana kadar, zarar gören bölgelerde 300 binden fazla konutun teslim edildiğini ve yılsonuna kadar bu sayının 450 bine ulaşmasını hedeflediklerini belirtti. Böylece, depremin etkilerinin azalması ve insanların barınma ihtiyacının karşılanması hedeflenmektedir.
Bakan Tunç, Adalet Bakanlığının deprem anından itibaren seferberlik başlatarak, yargı süreçlerini hızlandırmak için 7 gün 24 saat çalışan bir sistem oluşturduğunu hatırlattı. Adliye binalarının ve cezaevlerinin de depremlerden ciddi hasar gördüğünü belirten Tunç, bu binaların onarımlarının en kısa sürede gerçekleştirilmekte olduğunu ifade etti. Ayrıca, büyük hasar gören binaların, mevcut yatırım programlarına dahil edildiğini aktararak, buralardaki onarımların hızlı bir şekilde tamamlanması gerektiğinin altını çizdi.
Deprem sonrası başlatılan ceza soruşturmalarının da önemli bir süreç olduğunu ifade eden Tunç, 11 ilde 2 bin 380 kişi hakkında ceza soruşturması açıldığını ve bu süreçte 148 tutuklu bulunduğunu belirtti. Adli süreçlerin yanı sıra idari yargı süreçlerinin de aksamadan devam ettiğini aktaran Tunç, şu ana kadar bölgede 116 bin 696 dava açıldığını ve bu davalardan 83 bin 321’inde karar verildiğini ifade etti. Özellikle yıkım kararlarına karşı açılan davalarda da sonuçların hızlı bir şekilde alındığını vurguladı. Yıkım kararlarına ilişkin olarak açılan 43 bin 365 dava üzerinden yapılan değerlendirmeler ile bu davaların %92’sinin karara bağlandığını ifade etti.
Deprem sonrası yaşanan hukuksal problemlerin çözümünde, yargı süreçlerinin hızlandırılması adına yeni mahkemelerin kurulmuş olması da önemli bir gelişmedir. Bakan Tunç, bölgeye 153 yeni mahkeme kurulmasının sağlandığını ve toplamda 682 ilk derece mahkemesinin faaliyete geçirildiğini belirtti. Böylece, deprem sürecinin getirdiği hukuki yüklerin daha hızlı bir şekilde çözülmesi hedeflenmektedir.
Ayrıca, Bakan Tunç, yapılan bilirkişi raporlarındaki farklı görüşlerin, yargılama süreçlerinde farklı sonuçlara yol açabileceğini ortaya koydu. Bu nedenle, adaletin sağlanması için sonuçların ortak bir görüş temelinde ele alınmasının gerekliliğinin altını çizdi. Yargının bu karmaşık durumlarla başa çıkabilmesi için, ilgili tüm tarafların iş birliği içinde hareket etmesi gerektiğini belirtmek önemlidir.
Toplantının sonunda, bölgedeki adli süreçlerin hızlandırılması ve adaletin sağlanması noktasında birlikte hareket etmenin önemini vurgulayan Bakan Tunç, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara sağlık diledi. Ayrıca, bu süreçte yaşanan sıkıntıları ve önerileri görüşmek amacıyla kıymetli yargı mensuplarının katılımıyla değerlendirmeler yapılacağını ifade ederek, önemli bir adım attıklarını belirtti.
Toplantıya katılan diğer konuşmacılar arasında AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci ve Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Murat Tiryaki gibi önemli isimler de yer aldı. Bu tür toplantıların, Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlu süreçte birlik ve beraberlik ruhunu pekiştirmesi bakımından büyük önem taşıdığı açıktır. Etkinlik, beraberinde bakanlık çalışanlarıyla hatıra fotoğrafı çekinmesiyle son buldu. Bu, hem dayanışmanın bir göstergesi hem de muhtemel gelecekte benzer felaketlerle karşılaştığında daha hazırlıklı olmak adına alınan bir mesaj niteliği taşımaktadır.






















Yorum Yap