Bakan Kurum, yalanlara ve iftiralara kulak asmadan cesur adımlar attıklarını vurguluyor. Gerçekler her zaman kazanır!
Türkiye’nin zengin tarihini ve kültürel mirasını gözler önüne seren açılış töreni, sadece bir parkın açılışından daha fazlasını temsil etmiştir. Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi, sadece bir peyzaj ve yeşil alan projesi değil, aynı zamanda toplumun bir araya geleceği, birlikte vakit geçireceği, çeşitli kültürel etkinliklerin gerçekleştirileceği bir buluşma noktasıdır. Bu bağlamda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, muhteşem bir buluşmanın parçası olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleştirilen bu tören, birçok insan için bir umut ve geleceğe dair bir inanç kaynağı olmuştur.
Bakan Kurum, konuşmasında, açılışı yapılan bu muazzam alanın, 15 Temmuz’un karanlık gecesinin ardından Türk milletinin aydınlık geleceğine olan inancını pekiştirdiğini vurgulayarak, burada toplanmanın anlam ve önemine değindi. İstanbul’un fethinin 569. yıl dönümünde, tarihe tanıklık eden bu mekanda buluşmanın ayrıca bir anlam taşıdığını belirtti. “Buraya binalar dikilecek” gibi yalanların, bu muhteşem projenin gelişimini engelleyemediğini dile getirirken, milletin iradesinin ve kararlılığının vurgusunu yaptı.
Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi, yalnızca yeşil bir alan sunmakla kalmayıp, aynı zamanda İstanbul’un en büyük afet toplanma alanı olarak da halkın hizmetine sunulmuştur. Bu özellik, İstanbul’un geniş nüfusunu ve şehirde meydana gelebilecek doğal afetler karşısında hazırlıklı olma gereğini göz önünde bulunduruyor. Bakan Kurum, bu bağlamda 500 bin sosyal konut için atılan adımların, devletin sosyo-ekonomik kalkınmayı destekleme yönündeki iradesinin bir göstergesi olduğunu ifade etti. Türkiye’nin her yerinde yapılan konut projeleri, ihtiyaç sahibi insanlara umut sunmayı amaçlıyor ve bu bağlamda, depremler gibi afetlerin ardından hızla yenilikçi çözümlerle insanların yanlarında olunması gerektiğini vurguluyor.
“Ev sahibi olmayan kimse kalmayacak” sözü, bu sürecin ne denli önemli ve acil olduğunu gösteriyor. Bakan Kurum’un “kesintisiz sürdürecek tecrübeye sahip tek bir ülke Türkiye Cumhuriyeti’dir” ifadesi, bu bağlamda Türk milletinin birlikte hareket etme gücünü ve dayanışmasını simgeliyor. TOKİ Başkanı Mustafa Levent Sungur ise İstanbul’un tarihi, kültürel ve mimari zenginliğini gelecek nesillere aktarmak adına yürütülen projelerin önemini vurguladı. Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin, Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olarak yeniden inşa edilen bir alan olacağının altını çizen Sungur, bu mekânda gerçekleştirilecek çeşitli kültürel ve sanatsal etkinliklerle toplumun farklı kesimlerini bir araya getirme amacını belirtti.
Uzun yıllar boyunca hava alanı olarak kullanılan bu alan, şimdi sadece belki de şehrin en büyük yeşil alanı değil, aynı zamanda insanların doğal yaşamla iç içe olabileceği, paylaşmanın ve beraber olmanın mutluluğunu yaşayabilecekleri bir mekân haline gelmektedir. Her yaştan insanın kolaylıkla erişebileceği bir ortam sunması, bu projeyi daha da önemli kılıyor. Yapılan projelerin içeriği, sadece yeşil alan sağlama ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda sosyal bir katılım alanı oluşturmayı da hedefliyor. Sosyal konut projelerinin yanı sıra, diğer yapılarla birlikte bu alanda pek çok etkinlik düzenlenerek, insanların farklı kültürlerden gelen bireylerle tanışması ve birlikte vakit geçirmesi sağlanacaktır.
Bakan Kurum ve TOKİ başkanının vurguladığı gibi, bu tür projeler, yalnızca fiziksel altyapının güçlendirilmesi değil, aynı zamanda toplumun sosyal dokusunun da yeniden inşa edilmesi adına kritik öneme sahiptir. Türkiye’nin var olan potansiyelini, bu tür projelerle daha ileriye taşıma hedefi, ülkenin geleceği için umut vaat ediyor. Bu bağlamda, çevresel sürdürülebilirliği ön planda tutarak, sosyal konut ve millet bahçeleri gibi projeler, Türk halkının sosyal yaşam kalitesini artırırken bir yandan da doğayla barışık bir yaşam sürmesini sağlamak amacı taşımaktadır.
Yorum Yap