AK Parti’nin 23 yıllık serüveninde ortaya çıkan güç ve süreklilik, Türkiye’nin geleceğini şekillendiren unsurların başında geliyor.

Türkiye’nin siyasi tarihi, birçok iniş çıkışla dolu ve bu tarih içinde bazı liderler toplum üzerinde belirleyici etkiler bırakmıştır. Öne çıkanlardan biri de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. 1999 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini sürdürürken, Siirt’te Ziya Gökalp’in “Asker Duası” isimli şiirini okuması nedeniyle mahkum olan Erdoğan, siyasi yasaklarla mücadele ederken, cezaevi günlerinden sonra yeniden sahneye çıkmayı başararak “Erdemliler Hareketi” adıyla yola çıkarak 14 Ağustos 2001’de AK Parti’yi kurdu. AK Parti, 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde iktidara gelerek tam 23 yıl boyunca Türk siyaset sahnesinde etkili bir güç haline geldi. Birçok kişi için bu siyasi yolculuk, yalnızca bir partinin değil, aynı zamanda bir ülkenin yeniden doğuşunu simgeliyor.
Bu süre zarfında AK Parti, Türk siyasi tarihinin çok partili döneminde, en uzun süre kesintisiz iktidarda kalan parti olarak kayıtlara geçti. Genel Başkanvekili Efkan Ala, partinin kuruluş yıl dönümünde yaptığı açıklamalarda, 23 yıl boyunca halkın iradesiyle önemli başarılara imza attıklarını belirtti. Ülkede, başta dış politika olmak üzere birçok alanda cesur ve kararlı adımlar atıldığını vurgulayarak, AK Parti iktidarının getirdiği siyasi değişikliklerin önemine dikkat çekti. Geçmişteki vesayet yapılarının, Türkiye’nin temel meseleleri üzerinde etkili olduğu günlerin geride kaldığını ifade etti. “Bütün yasakları demokratik yollarla ortadan kaldırdık” sözleriyle, demokrasi mücadelesinin önemini yineledi.
Bununla birlikte, AK Parti’nin iktidara geldiği dönemde, 28 Şubat darbesinin karanlığı ve ekonomik çalkantılar halkın üstünü kaplayarak siyaset ortamını etkiliyordu. Ancak, partinin kuruluşuyla birlikte, Erdoğan ve ekibinin liderliğinde milletin iradesinin idarede hüküm sürmesi sağlandı. Efkan Ala’nın açıklamalarına göre, bu süreçte demokratik yöntemlerle din ve vicdan özgürlüğünün önündeki engeller kaldırıldı. “Bunu başarabilmiş bir İslam ülkesinin örneği yok” diyen Ala, bu başarıyı Türkiye’nin uluslararası alandaki misyonu olarak tanımladı.
AK Parti’nin siyasi alanda gerçekleştirdiği dönüşüm, Türkiye’nin hanesine kaydedilen bir diğer önemli başarı olmuştur. Ala, bu dönüşümün sağlanmasıyla birlikte siyasetin vicdani bir düzleme çekildiğini, artık kimsenin siyasette belirli bir yolda ilerlemesi için baskı altında kalmadığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen siyasi mücadeleler, Türk halkının kendi geleceği üzerinde söz sağlamasını sağladı. “Türkiye, 23 yıllık istikrarlı bir dönem kazandı” diyen Ala, bu başarının kaynağı olarak halkın AK Parti’ye ve liderine duyduğu güveni gösterdi.
Tüm bu süreçlerin bir sonucu olarak, Türkiye’nin savunma sanayisinde aldığı mesafe ve uluslararası alandaki etkisi dikkat çekici bir noktaya geldi. Ala, “Dünya artık Türkiye’yi konuşuyor” şeklinde ifade ederek, dış politikada Türkiye’nin yerini güçlendirdiklerine vurgu yaptı. “Dış politikamız erdemli bir diplomasi anlayışına dayanıyor” diyen Ala, Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmaların küresel yankı bulduğunu söyledi. “Dünya 5’ten büyüktür” ve “Daha adil bir dünya mümkün” gibi ifadelerle, Türkiye’nin global sorunlara duyarsız kalmadığını belirtti.
Bir diğer önemli nokta ise, Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” vizyonu. Ala, bu hedefe ulaşılmasıyla birlikte, Türkiye’nin daha güvenli ve istikrarlı bir geleceğe adım attığını ifade etti. Tüm bu başarılar, geçmişte hayata geçirilen doğru politikaların ve atılan sağlam adımların birer sonucu olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin bu süreçte, hem iç ve hem dış politikada daha etkin bir güç olarak var olmanın yolunu açacak adımları atması gerektiği de vurgulandı.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin siyasi tarihinde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. AK Parti’nin 23 yıllık iktidarı, halkın etkin iradesiyle, güçlü bir duruş sergileyerek, ülkenin geleceğini belirlemekte kararlı bir yaklaşımı temsil ediyor. Bu, aynı zamanda Türkiye’nin kendi tarihine dair sorumluluğunu kabul ettiği ve bunu üzerine alarak, adım adım ilerlemek için cesur kararlar almaya teşvik eden bir yolculuktur. Bu bağlamda, geçmişin izlerinden kopmadan, geleceğe umutla bakarak ilerlemek için sivil bir anayasa hedefinin gerçekleştirilmesi gerektiği de sık sık gündeme geliyor.






















Yorum Yap