Adana’da 96 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili müteahhite verilen rekor ceza, adaletin tecellisi için bir dönüm noktası oldu.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri, Türkiye’nin güneydoğu bölgesinde büyük bir yıkıma neden oldu. Bu felaket, yalnızca fiziksel yapıları değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı da derinden sarstı. Depreme bağlı olarak yaşanan ağır koşullar, birçok ailenin yaşamını kaybetmesiyle sonuçlandı. Burası, sadece bir doğal afetin değil, aynı zamanda inşaat güvenliği ve etik sorumlulukların sorgulandığı bir döneme ev sahipliği yaptı. Bu bağlamda, Adana’nın Çukurova ilçesindeki Alpargün Apartmanı, depremin etkisiyle yerle bir olan binalardan biri oldu ve bu trajedi 96 insanın hayatına mal oldu.

Depremin hemen ardından, apartmanın müteahhidi ve teknik uygulama sorumlusu Hasan Alpargün olaydan kaçış yolları aradı. Bu durum, kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. İddialara göre, deprem günü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) doğru yola çıkmayı seçti ve orada yeni bir hayat kurmaya çalıştı. Alpargün’ün, toplamda 900 bin dolar, 890 bin avro ve 500 bin Türk lirasını Türkiye’den KKTC’ye transfer etmeye çalıştığı ve Lefkoşa’da daire satın almak için girişimlerde bulunduğu bilgisi, durumun ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne seriyor.
Lefkoşa’da bulunan polise teslim olan Alpargün, hemen sonrasında KKTC ile yapılan görüşmeler neticesinde Türkiye’ye geri gönderildi ve Adana‘da tutuklandı. Bu süreç, yalnızca bir bireyin sorumsuzluğunun ortaya çıkışı değil, aynı zamanda sorumluların adalet karşısında hesap vermesinin de simgesi oldu. 865 YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ ifadesi, birçok kişinin adaletin yerini bulduğuna dair hissiyatını pekiştirdi. Yargı süreci ise, halkın adalet arayışının ve kurbanların ailelerinin intikamının ne denli önemli olduğunu gösterdi.

Müteahhit Hasan Alpargün, Adana 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargı süreci sonunda, 17’si ağırlaştırılmış 62 kez müebbet cezasına çarptırıldı. Ancak CEZADA İNDİRİM UYGULANMADI ifadesiyle, kamuoyunda hukukun ne kadar caydırıcı olduğu konusunda dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi, bu kararı hukuka aykırı bularak bozdu ve dosyayı yeniden incelenmek üzere yerel mahkemeye gönderdi. Bu, adaletin sağlanmasındaki ilk adımlar arasında yer aldı.
Bir sonraki duruşmada, Adana 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi, Hasan Alpargün‘ü, “Olası kastla birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlamasıyla tekrar aynı cezaya çarptırdı. Mahkemenin herhangi bir indirim uygulamaması, kurbanların yakınları için büyük bir tatmin sağladı. Bu duruşma, kamuoyunda büyük yankı bulurken, özellikle de deprem sonrası inşaat sektöründe yaşanan sorunların tekrar gözler önüne serilmesine vesile oldu. Sadece Alpargün değil, diğer müteahhitler ve görevliler de benzer bir muameleyle karşılaşabilir. Zira, bu tragedi, tüm inşaat sektörü için bir dönüm noktası olabilir; çünkü toplumun güvenliğini tehlikeye atanların hesap vermesi gerektiği bir zaman dilimini işaret etmektedir.

Sonuç itibarıyla, bu olayın bir davadan daha fazlası olduğu çok açıktır. Kahramanmaraş merkezli depremler, sadece fiziksel yıkım yaratmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık onuruna dokunan bir adalet mücadelesinin ateşini yakmıştır. Bu süreçte, hem yapımcıların hem de denetleyicilerin sorumluluğunun sorgulanması, gelecekte benzer felaketlerin önüne geçmek adına hayati bir önem taşıyor.























Yorum Yap