Altın ve gümüşte yeni ralli sinyalleri! Yükseliş rüzgarları piyasaları sarıyor, fırsatları kaçırmayın.
Son yılların en hareketli dönemlerinden birini yaşayan altın ve gümüş piyasaları, yatırımcılar için hem fırsatlar hem de dikkat edilmesi gereken riskler barındırıyor. Altının ons fiyatı, geçtiğimiz süreçte 4.381 dolarla tarihi zirvesine ulaşmasının ardından, özellikle piyasalardaki dalgalanmalara paralel olarak 4.000 doların altına geriledi. Bu süreçte altındaki değer kaybı %10 seviyesine ulaşırken, gümüş fiyatlarında yaşanan düşüşler ise çok daha sert oldu. Gümüşün ons fiyatı, 54.70 dolar seviyesinden başlayıp 46 dolar bandına kadar düşerek %15 gibi belirgin bir gerileme kaydetti.
Birçok piyasa analisti ve ekonomist, bu gelişmeleri ‘önemli bir düzeltme’ ve ‘nefeslenme süreci’ olarak yorumlarken, bazı uzmanlar ise emtia fiyatlarında aşırı bir şişkinlik olduğu görüşünde birleşiyor. Ancak, sadece son dönem fiyat hareketlerini gözetmeden küresel ve yerel ekonomik dinamiklere bakıldığında, altın ve gümüşün uzun vadede yatırımcılarına kazandırmayı sürdüreceği öngörülüyor.
Altın fiyatlarındaki dalgalanmanın altında yatan sebepler çok yönlüdür. Başlıca faktörler arasında, ABD’nin faiz politikaları, doların küresel piyasalardaki seyri ve jeopolitik gelişmeler önemli rol oynuyor. Özellikle ABD ekonomisiyle ilgili açıklanan verilerin beklentilerin altında kalması ya da finansal piyasalarda risk iştahının değişmesi, altın gibi güvenli liman varlıklarına yönelişi doğrudan etkiliyor. Bununla birlikte doların değer kaybetmesi, altın fiyatlarını yükselten başka bir unsurdur. Bu nedenle, kısa vadede altının oyalanması ve fiyatların inişli çıkışlı seyri, piyasalardaki belirsizliğin ve yatırımcıların karar ertelemesinin doğal bir sonucu olarak görülüyor.
Önde gelen finans kuruluşları ve yatırım bankalarının raporlarına göz atıldığında, altın fiyatlarının önümüzdeki dönemlerde tekrar yükselişe geçeceği öngörülüyor. Londra Kıymetli Madenler Piyasası Birliği (LBMA) delegeleri, 12 ay içinde ons başına altının %27 oranında artarak 4.980 dolar seviyesine ulaşmasını bekliyor. Bu, altının halen güçlü bir yatırım aracı olarak kabul edildiğinin işareti.
Türkiye’de ise özellikle Kapalıçarşı piyasasında, kısa vadede kar satışları hissedilse de orta ve uzun vadede yatırımcıların altını portföylerinde tutmaya devam etmesi tavsiye ediliyor. Genç Metal Rafineri’den uzmanlar, altının 4.000 dolar seviyesinin altına geçici inme olasılığını değerlendirse de genel eğilimin toparlanma yönünde olduğunu ifade ediyor. Bunun dışında, ABD’den beklenen faiz indiriminin gerçekleşmemesi veya ekonomik göstergelerin beklentilerin altına inmesi gibi durumların altın fiyatlarını olumlu etkileyeceği vurgulanıyor.
Altında yaşanan geri çekilmeyi çoğunlukla piyasanın kendini yenilemesi ve yeni yatırımcılar için fırsat olarak yorumlamak daha doğru olur. Altının hızlı yükselişi, özellikle Çin, Rusya ve Singapur gibi büyük merkezlerin yanı sıra Avrupalı ve Kuzey Amerikalı yatırımcıların hareketleriyle şekillendi. Ancak son dönemde bu yükselişi sağlayanların kârlarını realize edip piyasadan çıkması nedeniyle fiyatlarda geri çekilme yaşandı. Bu durumu, uzmanlar “düşüş değil, yeni bir yükseliş daveti” olarak nitelendiriyor. Özellikle Çin piyasasındaki altın fiyatlarının Londra’ya kıyasla daha yüksek seyretmesi, gelecekte daha da yüksek fiyat artışlarının olabileceğini gösteriyor.
Tarihi ve kültürel açıdan da altın, Türkiye’de özel bir konuma sahiptir. Cumhuriyet altını, tam 100 yıldır yatırım ve takı amaçlı kullanılmakta ve her zaman güvenli liman olarak görülmektedir. 1923 yılında Cumhuriyet’in ilanından sonra başlayan altın sikke üretimi, A’dan Z’ye Türk ekonomi tarihinin önemli bir parçası olmuştur. Piyasa talepleri doğrultusunda biçimlenen ziynet ve meskük altın modelleri, halen en çok talep edilen ürünler arasında yer almaktadır.
Gümüş piyasasında ise, endüstriyel talebin artmasıyla beraber yükseliş potansiyeli giderek güç kazanıyor. Gümüşün ekonomideki yeri, sadece yatırım aracı olmaktan çok daha fazla; özellikle elektronik, otomotiv ve yenilenebilir enerji sektörlerinde kritik bileşen olarak kullanılıyor. Elektrikli otomobillerde ve güneş panellerinde kullanılan gümüş miktarının fazla olması, talebin önümüzdeki yıllarda hızla artacağını gösteriyor. Dünya çapındaki üretim ile talep arasındaki denge halen üretimin bir miktar altında seyrediyor. Bu yüzden gümüş arzında yaşanan kısıtlamalar, fiyatlarda sert hareketlere neden olabiliyor.
Gümüş yerel pazarda da arz eksikliği nedeniyle ciddi bir toparlanma sinyali veriyor. Sanayiciler ve toptancılar, kısa süre içinde piyasada gümüş arzının azalması ve talebin yükselmesiyle gümüş fiyatlarının altının bile üzerine çıkarak hızlı bir yükseliş trendine gireceğini öne sürüyor. Bu ekonomik gerçekler, yatırımcıların gümüşü dikkatle takip etmelerinin önemini ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, altın ve gümüş piyasalarında yaşanan dalgalanmalar, piyasa oyuncularının kısa süreli tepkilerinden çok makroekonomik faktörlerle şekilleniyor. Uzmanlar, bu değerli metallere yatırım yaparken sabırlı olunması ve piyasa dinamiklerinin yakından izlenmesi gerektiğini sıkça vurguluyor. Hem Türkiye hem dünya genelinde finansal piyasalarda yaşanan belirsizlikler, altın ve gümüşün cazibesini daha da artırmakta; buna paralel olarak doğru zamanda yapılan yatırımlar yüksek kazançlara kapı aralayabilir.
Yorum Yap