Newyork’un yeni belediye başkanı Mamdani, Uganda doğumlu, Hint asıllı, Müslüman, sosyalist ve bu ön eklerin hiçbiriyle barışık olmadığı bilinen Lider Donald Trump’a yönelik sert muhalefetiyle tanınıyor.
Dünya finans başşehri New York‘un 34 yaşındaki genç belediye başkanı Zohran Mamdani, zafer konuşmasında destekçilerine, “New York, bu karanlık siyasi devirde bir ışık olacak” sözleriyle seslendi ve seçimi kazanmasının, ‘Trump’a mağlubiyetin yolunu gösterdiğini’ söyledi.
Uganda doğumlu ve Hint kökenli bir Amerikalı olan Mamdani, “Ben genç, Müslüman ve demokratik sosyalistim; bunlardan ötürü özür dilemeyeceğim,” dedi.
TRUMP’TAN YAHUDİ SEÇMENE ÇAĞRI
Trump, seçim öncesi New Yorkluları, Mamdani’ye oy vermemeye çağırmış, bilhassa Yahudi seçmenlere seslenerek Müslüman adayın seçilmesini engellemeye çalışmıştı.
Ancak bu gayretler sonuç vermedi. Trump, Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, Filistin davasına dayanaklarıyla bilinen Mamdani’nin “Yahudilerden nefret ettiğini” öne sürdü.
Mamdani ise bu akınlara karşın geri adım atmadı. İsrail ve Gazze konusundaki tavrını korudu; kampanya sırasında Yahudi toplumuyla diyalog kurmaya ehemmiyet verdiğini vurguladı.
Pew Research Center, bilgilerine nazaran, New York City nüfusunun yaklaşık yüzde 13’ü Yahudi ve Yahudi seçmenler, kentteki kayıtlı seçmenlerin yaklaşık yüzde 17–18’ini oluşturmakta.
Yahudi seçmenlerin yüksek iştirak oranı nedeniyle, Yahudi oyları, bilhassa belediye başkanlığı ve valilik seçimlerinde ‘denge belirleyici etken’ olarak kabul edilmekte.
Anti-siyonist Yahudi topluluğu Satmar‘ın liderleriden Haham Moshe Indig, Mamdani, 2025
7 YIL EVVEL VATANDAŞ OLDU
Zahran Mamdani, 7 yaşında ailesiyle birlikte ABD’ye göç etti ve 2018 yılında Amerikan vatandaşlığı aldı.
Geçen bahar, adaylığı birinci kere açıkladığında, New York sakinlerinin büyük bir kısmı tarafından tanınmayan, hudutlu özgeçmişe sahip bir eyalet meclisi üyesiydi.
2020 yılında yapılan eyalet meclisi ön seçimlerinde, dört devirdir vazifede olan rakibini az farkla mağlup edip, Demokratik Sosyalistler grubuna katılmıştı.
Kampanyasının merkezine ömür maliyetlerinin artışıyla çabayı koydu. Ücretsiz ulaşım, uygun kiralar ve kreş desteği üzere vaatleriyle dikkat çekti.
Trump onu ‘komünist’ olarak nitelese de, Mamdani’nin siyasetleri daha çok ‘demokratik sosyalizmle’ örtüşüyor.
“NETANYAHU TUTUKLANSIN” DEDİ
Mamdani, uzun müddettir İsrail hükümetine ve Filistinlilere yönelik muamelesine karşı açık kelamlı bir eleştirmen olarak biliniyor.
2023 yılında New York’ta, İsrail hükümeti ile ilişkili kimi hayır kurumlarının vergi muafiyetine son verilmesini öngören bir yasa tasarısı sundu. Fakat bu tasarı, Meclis idaresi tarafından ‘imkansız bir girişim’ olarak nitelendirilerek rafa kaldırıldı.
Gazze’deki İsrail operasyonlarını sert formda eleştiren Mamdani, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun tutuklanması gerektiğini söz etti; Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar (BDS) hareketine dayanak verdiğini pek çok sefer açıkça lisana getirdi.
Öte yandan, Mamdani, New York’ta antisemitizme asla yer olmadığını da vurguladı ve seçilmesi hâlinde nefret hatalarıyla çaba için ayrılan bütçeyi artıracağını belirtti. Sık sık anti-siyonizm ile anti-semitizm ortasında net bir ayrım yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Bu husus, seçim sürecinde ayrıştırıcı bir soruna dönüştü. Bilhassa, podcast yayınında Mamdani, ‘intifadayı küreselleştir’ ifadesini kınamayı ya da bu kelamın kendisini rahatsız ettiğini söylemeyi açıkça reddetti.
MÜSLÜMAN KİMLİĞİ ÖN PLANDA
Mamdani, seçim kampanyası boyunca sistemli olarak mescitleri ziyaret etti ve inancını kampanyasının merkezine koydu. Birinci kampanya görüntülerinden birinde, bir helal yiyecek arabasından alınan yemeğin artan maliyetini anlatarak, kentteki hayat pahalılığı krizine dikkat çekti.
Daha sonra ise Ramazan orucunu metroda dev bir burrito yiyerek açtığı anı kayda aldı. Kendi kökenine yaptığı bu vurgu, Mamdani için hem kurduğu çok kültürlü koalisyonu hem de yönetmeyi hedeflediği kentin çeşitliliğini öne çıkarmanın bir yolu hâline geldi.
Mamdani, tutarsız siyaset kavramlarına boğulmak yerine, rakipleri tarafından ‘boş vaatler’ olarak tanımlanan kolay ve anlaşılır fikirler sunuyor:
Kiralar sabit hale gelecek, otobüsler fiyatsız olacak; zenginlere uygulanan vergiler artacak, çocuk bakım maliyetleri sıfıra düşecek…
Bu fikirlerin sadeliği, onları hayata geçirmenin ne kadar sıkıntı olduğunu gizlese de, daracık, tıkış tıkış dairelerde yaşamanın ve metroyla uzun uzaklıklar işe gidip gelmenin ne manaya geldiğini bilen bir siyasetçiye hasret duyan New Yorkluların gönlünde karşılık buldu.
Yorum Yap