Zohran Mamdani, New York seçimlerinde Trump ve İsrail lobisine karşı tarihi bir zafer elde ederek siyasi arenada önemli bir etki yarattı!

Dünya, ABD’nin New York şehrini konuşuyor. Cazibe alanları arasında genellikle finans, moda ve eğlence gibi unsurlar ön planda olsa da, bu seferki tartışmanın sebebi bambaşka. New York, tarihi bir seçim sürecine tanıklık etti ve bu süreç sonunda yeni belediye başkanını seçti. Demokrat Müslüman aday Zohran Mamdani, AP’nin resmi olmayan ilk sonuçlarına göre oyların yüzde 50,6’sını alarak seçimden zaferle çıktı. Bu seçim, sadece bir belediye başkanlığı seçimi olmanın ötesinde, toplumsal ve politik anlamda da büyük bir dönüşümün habercisi olarak değerlendiriliyor.

TARİHİ NEW YORK SEÇİMİ
Bu seçimi tarihi yapan önemli bir detay, Mamdani’nin seçimde ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail lobisine karşı kazanmış olmasıdır. Mamdani, New York’un ilk Müslüman Belediye Başkanı olmanın yanı sıra, birçok ön yargıyı da yıkarak topluma yeni bir bakış açısı getirmiştir. Zafer konuşmasında, “Komünist aday Mamdani New York Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanırsa, federal fonları kısarım.” diyen Trump’a yaptığı göndermeyle dikkat çekti. “İzlediğini biliyorum Trump, sesi aç” diyerek seçmenine seslenen Mamdani, bu durumu siyasi bir zafer olarak kabul etti.

Mamdani’nin sözleri, sadece kendi kimliğine değil, aynı zamanda New York’un siyasi iklimine dair de çarpıcı bir tespit barındırıyordu. Müslüman kimliğinin altında yatan sosyalist ideolojisini de vurgulayan Mamdani, “Müslümanım ve bunun için özür dilemiyorum.” diyerek kendine özgü bir duruş sergiledi. Bu seçim, Müslümanların politik anlamda daha etkin olabileceğini göstermek açısından da büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Genel geçer kanaate göre ben ideal aday değildim.” şeklindeki sözleri, toplumun kabul edilen normlarından nasıl sıyrıldığını açıkça ortaya koyuyor.
“İSRAİL’İ SEVEN HERKES İÇİN KARA BİR GÜN”
Mamdani, seçim sırasında karşısında Trump gibi güçlü bir figür olmanın yanında, İsrail lobisinin etkisinin de üstesinden gelmeyi başardı. Bunun etkisi, sadece kendi siyasi kariyerine değil, aynı zamanda uluslararası politikaya da yansıdı. İsrail’in eski Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, Mamdani’nin New York Belediye Başkanı seçilmesini “İsrail’i seven herkes için kara bir gün” olarak değerlendirdi. Bu yorum, Mamdani’nin seçim zaferinin yalnızca yerel bir zafer değil, aynı zamanda uluslararası bir politik durumu da ilginç bir noktaya taşıdığını göstermektedir.

SURİYELİ FIRST LADY
Seçimi tarihi yapan bir başka ayrıntı ise Mamdani’nin özel hayatı. Hint kökenli bir film yönetmeni anne ve profesör bir babanın çocuğu olarak Uganda’da doğan Mamdani, oldukça kozmopolit bir yaşam öyküsüne sahip. Geçtiğimiz yıl flört uygulaması üzerinden tanıştığı Suriyeli bir sanatçı olan Rama Duwaji ile evlendi. Burada önemli olan, New York’un ilk Müslüman first lady’si olarak Duwaji’nin de bu sürece dahil olması ve toplumsal cinsiyet rollerini sorgulatmasıdır. Mamdani ve eşi Rama, birlikte sandık başına giderek toplumda güçlü bir birliktelik örneği sergilediler.
Sonuç olarak, Mamdani’nin zaferi, sadece kendi hikayesinin bir parçası değil, aynı zamanda New York’un ve daha geniş ölçekte ABD’nin politik yapısında bir değişim rüzgarı estiren önemli bir dönüm noktasıdır. Bu seçim, toplumların çeşitliliğinin ve siyasi pluralizmin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.






















Yorum Yap