‘Beyaz Elmas’ hasadı başladı: Tek tek kesilerek toplanıyor

Şehrin değerli tarım eserlerinden biri olan bal kabağı, tarladan sofraya uzanan uzun ve zahmetli seyahatiyle damakları şenlendiriyor.

Sakarya ovasının verimli topraklarında, ihtimamla seçilmiş çekirdeklerin ekilmesiyle başlayan bal kabağının üretim serüveni, aylar süren titiz bir bakım sürecinin akabinde hasatla taçlanıyor.

Yaklaşık 6 aylık yetişme sürecinin sonunda tarlalarda olgunlaşan bal kabakları, tek tek kesilerek itinayla römorklara yükleniyor.

Hasadın akabinde bir mühlet güneş altında bekletilerek kabuk ve iç kısmının olgunlaşması sağlanıyor. Bu etaptan sonra depolara taşınan kabaklar, sınıflandırılıp satışa hazırlanıyor.

Usta ellerde tatlıya, çorbaya, lokuma, marmelata ve reçele dönüştürülen Sakarya bal kabağı, “beyaz elmas” olarak ta isimlendiriliyor.

Yalnızca Türkiye’de değil, yurt dışı pazarlarında da büyük ilgi gören bu özel eser, hem sofraları süslüyor hem de bölge iktisadına katkı sağlıyor. Lezzeti ve aromasıyla ön plana çıkan coğrafik işaretli Sakarya bal kabağı, tarladan sofraya uzanan seyahatiyle kentin ziraî markaları ortasında yer alıyor.

“SAKARYA KABAĞININ ÜNÜ ÖTEKİ VİLAYETLERDE DE VAR”

Kabak ekimi ve hasadından bahseden çiftçi İslam Aksoy, “Bu sene kurak geçti, randımanlar düşük. Sulaması ve gübresi düzgün yapılan yerlerde yetişen kabaklar daha hoş lakin geçen yıllara nazaran bu yılki randıman daha düşük. Bir dönümden yaklaşık 1 yahut 5 tonda aldığımız oldu.

Geçen seneye oranlar tarla fiyatı iki kat artarak 15 liraya kadar yükseldi. Sakarya kabağının ünü her yere ulaşmış durumda. Buradan tohumu gönderiliyor ve Adapazarı kabağı diye satılıyor. Buranın hava ve iklim kaideleri bu kabağın lezzetini ortaya çıkarıyor. Tatlısının meşhur olması kabağının lezzetinden geliyor.

Toprağından kaynaklı öteki vilayetlere göre bu bölgedeki topraklar daha verimli olduğu için kabaklarda hoş oluyor. Kabağın ekilişi Mart ayının sonunda başlar, Nisan ayının sonlarına kadar devam eder. Hasat periyodu ise Eylül’ün 21’inden sonra saplarını kesmeye başlıyoruz. Ekim ayının sonlarına kadar tarladaki serüven devam ediyor. Sakarya’mızın coğrafik işaretli kabağının sofraya olan seyahati devam ediyor” dedi.

Lezzeti damaklarda kalan kabak tatlısının sofraları süslediğini aktaran restoran işletmecisi Musa Kocaoğlu ise, “2025 yılının mahsullerini yavaş yavaş soframıza geliyor. Olağanda kabak tatlısı deniyor lakin bizim işletmemizde ‘Elmas’ deniyor. Gelen kabakları dilimledik, hazırladık ve gelen konuklarımıza sunmaya başladık.

Biz soyarken oymalı bir biçimde yapıyoruz. Arta kalan yaklaşık yüzde 40’lık bir kısmını da hayvanlara vermek üzere ayırıyoruz. Biz kabakları yaklaşık 3-4 saat bekletiyoruz, üzerine bir kase şeker ilave ettikten sonra bir gece daha bekletiyoruz. Kabaktan çıkan birinci suyu döktükten sonra üzerine su ekeyim kısık ateşte pişiriyoruz. Sakarya’da yetişen kestane kabağı cinsidir. Sakarya’da kabak tatlısının hoş olmasının sebeplerinden biri toprakların verimli olması, bizim tarlalarımızda ise koyun ve büyük hayvan gübreleri karıştırılarak ekiliyor. Kabak tatlısını yemek için ülkenin yanı sıra yurt dışından da gelen konuklarımız var” diye konuştu.