Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’nın Gazze’deki soykırımı neden görmezden geldiğini sorgularken, uluslararası sessizliğe dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son zamanlarda yoğun bir diplomasi trafiği yürütmektedir. Bu çerçevede Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile bir araya gelmiş ve ortak basın toplantısı düzenlemiştir. Gerçekleştirilen resmi karşılama töreni ve ikili görüşmelerin ardından gerçekleştirilen basın toplantısında, her iki lider de çeşitli konularda önemli açıklamalarda bulunmuştur. Özelikle Almanya’nın İsrail’e yönelik politikalarını sorgulayan bir Türk gazetecinin yönelttiği soruya verilen yanıtlar dikkat çekmiştir.
Basın toplantısında, Türk gazetecinin Merz’e yönelttiği “İsrail’e desteğinizin arkasında Nazi Almanya’sı döneminde Yahudilere yönelik soykırım mı var? Bu yüzden mi desteğiniz devam ediyor?” şeklindeki sorusu, toplantıda tansiyonu artıran bir etki yaratmıştır. Merz, Almanya’nın her zaman İsrail’in yanında olacağını belirterek, “İsrail kendini savunma hakkını kullandı.” ifadesini kullanmıştır. Merz’in açıklamalarında dikkat çeken bir başka nokta, Gazzeli çocukların Hamas’ın rehinesi olduğuna dair ifadelerinin yer almasıdır. Merz, Almanya’nın İsrail’in varlığına verdiği önem ve bu ülkenin Yahudilere sığınacak bir yer sağlaması gibi tarihsel argümanları öne sürerek, uluslararası desteklerinin gerekçelerini açıklamaya çalışmıştır.
Merz’in açıklamalarında “Bu İsrail Hükümeti’nin her kararının arkasında durduğumuz anlamına gelmez.” ve ardından eklediği “Hamas silahları bırakabilirdi. Bu savaş hemen sona ererdi.” sözleri ise gazetecinin yönelttiği sorunun derinliklerinde yatan çatışma olgusunu yeterince ele almadığı izlenimini vermektedir. Ayrıca, şu anki durumun daha karmaşık bir yapıya sahip olduğunu göz ardı etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği gibi, hak ve adalet ancak tarafsız bir gözle değerlendirilmelidir. Bu tür durumlarda, uluslararası hukukun ve insan haklarının korunmasına yönelik bir perspektif geliştirmek şarttır.
Öte yandan, Erdoğan, Almanya Başbakanı’nın tutumunu eleştirerek “Almanya olarak bu soykırımı görmüyor musunuz?” şeklinde sordu. Erdoğan, Filistin halkının maruz kaldığı soykırımı ve ortada bulunan insani krize dikkat çekti. Açıklamalarında “Hamas’ın elinde bombalar yok.” ifadesiyle de dikkat çekmektedir. Erdoğan, Gazze’de yaşanan durumu ve sivil canların kaybını vurgulayarak, “Hamas’ın elinde nükleer silah yok, ama bu silahların hepsi İsrail’in elinde mevcut.” şeklinde iddialarda bulundu. Bu noktada, Erdoğan’ın vurguladığı husus, savaşın insani boyutu ve bunun getirdiği acılar üzerinedir.
Erdoğan, Gazze’deki durumu anlatan sözleriyle, savaşın insani boyutunu gözler önüne sermekte ve bağımsız insani yardım kuruluşlarının müdahalesinin zorlaştığını ifade etmektedir. Özellikle, Kızılay’ın Gazze’ye yardım göndermekte yaşadığı güçlükleri dile getirerek, “Biz şu ana kadar 100 bin tonun üzerinde gıda yardımı ulaştırmaya çalıştık ama yeterli değil.” demektedir. Bu bağlamda, Türkiye’nin insani yardım konusundaki kararlılığını belirterek, yardımların sürdürülmesinin aciliyetine işaret etmektedir.
Toplantıda ayrıca, Türkiye, Almanya ve bölgedeki diğer ülkelerin birlikte çalışarak bu trajediyi sona erdirmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Bu bizim insani görevimizdir.” diyerek sorumluluk bilincinin önemine işaret etmiştir. Bu resmin genelinde Türkiye’nin uluslararası işbirliğine açık bir şekilde hareket etmesi gerektiği mesajı net bir şekilde öne çıkmaktadır. Görüldüğü üzere, iki ülkenin liderleri arasında gerçekleşen görüşmelerde, görüşlerin yanı sıra bakış açıları da birbirinden oldukça farklıdır. Bu farklılıklar, uluslararası ilişkilerin ne denli karmaşık bir yapıya sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Yorum Yap