Diyarbakır’da üç kadının evine yapılan saldırıya karşı güçlü bir protesto. Birlikte duruş sergilemek için bize katıl!

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile birlikte çeşitli kadın sivil toplum kuruluşları, Sur ilçesinde kadınların yaşadığı bir eve düzenlenen saldırıyı protesto etmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Bu etkinlik, Nebi Camisi önünde topluca gerçekleştirildi ve kadın hakları ile eşitliği savunan bir duruş sergilendi. Katılımcılar, özellikle kadınların maruz kaldığı saldırıların kabul edilemez olduğunu vurgulamak için bir araya geldi. DBP Diyarbakır İl Eş Başkanı Ruçem Elyakut, bu tür saldırıların toplumsal barış ve demokratik yaşam için tehlike oluşturduğunu belirtti.

Protesto etkinliğinde, katılımcılar bir araya gelerek, kadına yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılık karşısındaki duruşlarını net bir şekilde ortaya koydular. Bu tür üretken bir topluluk hareketi, sadece kadınların değil, tüm bireylerin özgürlüklerine, haklarına ve onurlarına duyulan saygıyı sağlamayı amaçlıyor. Elbette ki, bu tür olaylar yalnızca bireysel bir sorundan çok daha fazlasıdır; toplumun tüm kesimlerini etkileyen derin bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır.
“YAŞAM TARZLARINI HEDEF ALAN HİÇBİR YAKLAŞIM KABUL EDİLEMEZ”
Elyakut, basın açıklamasında yaptığı değerlendirmelerde, “1 Kasım 2025 tarihinde saat 21.00 sularında, Sur İçi mahallesinde yaşayan üç kadının evine kimliği belirsiz kişilerce yapılan ev baskınını şiddetle kınıyoruz” dedi. Ayrıca, demokratik bir toplum olmanın temel unsurlarından birinin, bireylerin yaşam tarzlarına, inançlarına ve kimliklerine saygı duymak olduğuna dikkat çekti. Yaşam tarzlarını hedef alan her türlü yaklaşımın kesinlikle reddedilmesi gerektiğini ifade etti.
Sur ilçesinin, köklü bir geçmişe sahip olduğunun altını çizen Elyakut, buranın sadece bir coğrafi alan olmadığını, aynı zamanda farklı etnik, dini ve kültürel grupların etkileşim kurduğu bir mecra olduğunu dile getirdi. Sur’un, çok kültürlülüğü ve çoğulcu yapısıyla birlikte tarihsel olarak pek çok sorunla karşılaştığını belirten Elyakut, “Sur aynı zamanda toplumsal hafıza anlamında, çatışmaların yoğun olarak yaşandığı bir yer olmuştur. 1990’lı yıllarda insanları zorla yerlerinden eden çatışmalarla beraber, 2015-2016 yıllarında da yaşanan özyönetim sürecindeki çatışmalar Sur’un derin sosyo-kültürel dokusuna büyük zarar vermiştir” şeklinde konuştu.
Bu bağlamda, kadına yönelik şiddetin yanı sıra toplumsal şiddeti üreten tüm yaklaşımlara karşı aktif bir mücadele sergileyeceklerini vurgulayan Elyakut, “Sur’un tarihi ve kültürel zenginliği, ne yazık ki birçok kez çatışmalarla ve mağduriyetlerle gölgelenmiştir. Ancak bizler, bu zenginliğin korunması ve yaşatılması için savaşmaya kararlıyız. Sur’un çok kültürlü yapısının korunması, bu ilçede yaşayan herkesin ortak sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.
Bu anlamda, toplumsal birlikteliği sağlamak ve kadınların güvenliğini artırmak için çeşitli programlar ve projeler geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Kadınların hayatın her alanında eşit bir şekilde yer alabilmesi için toplumun tüm kesimlerinin el birliğiyle çalışması önemlidir. Bu sadece bir toplum meselesi değil, aynı zamanda insanlık onurunun korunması meselesidir. Kadınlar, toplumumuzun yapı taşlarıdır ve onların güvenliğinin sağlanması, tüm bireylerin sorumluluğundadır.






















Yorum Yap