Ayasofya Camii’ni yakmaya çalışan kişinin pişman olmadığını söylediği bu çarpıcı yazıda, cesaretin ve inancın sınırlarını keşfedin.

11 Temmuz 2025 tarihinde İstanbul’da meydana gelen korkutucu bir olay, Ayasofya-i Kebir Camii Şerifinde yaşandı. Bu tarihi yapının içindeki zemin halısını yakmaya çalışan 34 yaşındaki Mesut G., yanına getirdiği kitaplar, yazmalar ve ağaç parçaları ile birlikte yangın çıkarmaya çalıştı. Olay anında cami içindeki görevliler yangını söndürmeyi başardı ve hemen ardından durumu emniyete bildirdi. Bu ihbar üzerine başlatılan soruşturma, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ele alındı ve iddianame hazırlandı. Hazırlanan iddianamede, olayın detayları ve şüphelinin eylemlerinin ardındaki niyetler net bir şekilde belirtildi.

SORUŞTURMA VE İDDİANAME DETAYLARI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre, Mesut G. “şüpheli” olarak yer alırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgili birimi “ihbar eden” sıfatıyla ifade buldu. Güvenlik kamerası görüntülerinde, şüphelinin Ayasofya Camii’ne girdiği ve yanındaki bez torbadan kitapları çıkararak caminin sütunlarının dibine yerleştirdiği görülmektedir. Ardından bu nesneleri yakmak için ateş yakmaya çalıştığı ve hızla camiyi terk ettiği ifade edildi. Emniyete gelen ihbar, yangının hemen söndürülmesiyle önlendi ama kaçış anındaki görüntüler, şüphelinin bu eylemini planlı bir şekilde gerçekleştirdiğini ortaya koymaktadır.

AMACININ AÇIKLAMA VE İFADELERİ
Mesut G.’nin iddianamedeki ifadesinde, Ayasofya’ya gelmeden önce Yatsı namazını kıldığı ve cemaatin ayrıldığını belirttiği dikkat çekiyor. “Amacım Ayasofya Camii’ni yakmaktı” diyerek, eyleminin niyetini açıkça ifade etti. Ayrıca, yanında bulundurduğu İncil ve diğer yazmaların nedenini de inançlarıyla ilişkilendirerek açıkladı. G. “Yanımda yazma bulundurmamın nedeni, inançlarımda kadın saçının cinsel bir obje olmamasından dolayı tepki mahiyetindedir. İncil’i de Ayasofya’nın önceden kilise olmasından dolayı dikkat çekme amacıyla getirdim” dedi. Bu ifadeler, eylemin yalnızca bir vandallık değil, aynı zamanda ideolojik nedenlere dayandığını gösteriyor.
CEZA TALEBİ VE SONUÇLAR
İddianamede, Mesut G.’nin Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nin içindeki zemin halısını yakmaya teşebbüs etmesiyle toplumda oluşturduğu korku ve zararlar yer aldı. Bu eylemi nedeniyle, “yakarak kamu malına zarar verme” ve “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet” suçlarından 4 yıldan 13 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Halihazırda Ayasofya’nın uluslararası bir miras alanı olmasının getirdiği yükümlülükler ve bu tür eylemlerin ciddiyeti, gerek iç hukukumuzda gerekse uluslararası düzeyde sıkı bir şekilde ele alınmaktadır. Bu gibi suçlar, geçmişte tarihte büyük öneme sahip yapıların korunması adına alınan tedbirlerin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Olay, Ayasofya’nın yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda insanlık mirası açısından da büyük bir öneme sahip olduğunu hatırlatıyor. Mesut G.’nin eylemleri, bu ve benzeri yapıtların korunması için daha sıkı önlemlerin alınması gerekliliğini ortaya koyuyor. İlerleyen dönemlerde bu tür olayların önüne geçilmesi için toplumsal farkındalığın artırılması ve kültürel mirasın önemi konusunda eğitim faaliyetlerinin yapılması büyük önem taşımaktadır.






















Yorum Yap