SON DAKİKA
--:--:--

Şahsım Devletinde Eşi Benzersiz Bir Olay Daha!

Şahsım Devletinde eşi benzeri görülmemiş yeni bir olay daha yaşanıyor! Tarihe geçecek bu benzersiz gelişmeyi kaçırmayın!

0 Yorum Yapıldı
Bağlantı kopyalandı!
Şahsım Devletinde Eşi Benzersiz Bir Olay Daha!

Hüda Kaya, Demokrasi ve Emek Partisi’nin (DEM) Halkların Demokratik Partisi (HDP) olduğu dönemlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) girerek siyaset sahnesinde önemli bir figür haline gelmişti. Çarşafı ile Meclis koridorlarında kendine has duruşunu ve kimliğini gururla taşıyan Kaya, hukukun ve adaletin yanında yer aldığı için toplumun hemen hemen her kesiminde takdir toplamış, sevgi görmüştü. Ancak, siyasi duruşu nedeniyle karşılaştığı baskılar onu sadece toplumun değil, aynı zamanda içinde bulunduğu siyasi yapının da önemli tartışma konularından biri yapmaya yetmişti.

2023 yılında yaşanan Kobani olayları neticesinde tutuklanması, ifade özgürlüğü ve siyaset yapma önündeki engellerin tekrar sorgulanmasına yol açtı. Üstelik şimdi, çok yakın bir zamanda yeniden cezaevine girmesi bekleniyor. Bu durumu daha kötü kılan ise, ceza alma gerekçesi. 2022 yılında Çanakkale Cezaevi’nde tutuklu bulunan oğlunu milletvekili sıfatıyla ziyaret ederken yanında telefon bulundurduğu iddiasıyla 1,5 yıl hapis cezasına çarptırılması ve bu ağır yaptırımın hemen ardından tekrar hapse girmesinin istenmesidir. Bu yaşananların en trajik yanı ise o dönemde Hüda Kaya’nın milletvekili olması nedeniyle dokunulmazlık hakkının alenen ihlal edilmiş olmasıdır.

Dokunulmazlığa karşı yapılan müdahaleler, toplumda ve siyasi arenada ciddi yankılar uyandırdı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yasama sürecinde “Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen dokunulmazlıkların kaldırılması için evet oyu verecekleri” şeklindeki beyanatı siyasi yaşamda bir dönüm noktasıydı. Bu sözler, dokunulmazlık hakkının siyasi saiklerle elinden alınmasını meşrulaştırır görünümü vererek büyük tartışmalara neden oldu. Siyasetçi ve hukukçu Nesrin Nas’ın bu süreçte Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeleri ve uyarıları paylaşıp, “Biz onu tutuklanmasından değil, bizim gibi hak arayan insanların tutuklanmasını önlemek için müdahale etmesini bekliyoruz” demesi, bu konudaki hassasiyetin ve çaresizliğin önemli bir göstergesidir.

Aynı dönemde ve siyasi atmosferde benim de Halk TV Ankara bürosundan yapılan haber programına katılım talebime, düşüncelerimin farklılığı nedeniyle olumsuz yanıt verilmesi ve kamuoyuna yansıması durumun ne kadar hassas ve kutuplaşmış olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü o akşam, CHP’nin dokunulmazlıkların kaldırılmasını desteklediğini söylemesi ve bu kararın aslında AKP’nin planlarını bozduğu yorumları çok yaygındı ancak benim görüşüm aksineydi ve bu görüş siyaset dünyasında tartışmalara yol açtı. Kısacası, bu süreçte siyasi ittifaklar ve kararlar, Türkiye’nin demokrasi tarihine ve siyasetinin geleceğine büyük etkilerde bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde yaşanan bu politik tercihler, birçok uzman ve siyasi aktör tarafından eleştirildi ve günümüz siyasi atmosferinde hala etkileri hissediliyor. Ayrıca, İstişari görüşmeler adı altında yapılan müzakerelerde ve oyalama siyasi manevralarında sorduğum sorular yüzünden CHP sözcüsüyle yaşanan gerginlik ve ‘Ayşenur hanım bize ayar mı veriyor’ şeklindeki ifadeler, parti içi ve muhalif seslere karşı katı tutumun bir göstergesi oldu.

Hızla büyüyen ve Türkiye siyaseti için hayati öneme sahip olan bu tartışmaların ötesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdığı not, farklı ve önemli bir tartışmayı beraberinde getirdi. Erdoğan, notunda Türkiye’nin küresel anlamdaki itibarını artırdığını, yatırımlar ve kalkınma seferberliğinin hız kesmeden sürdüğünü vurgulayarak, hükümetine ve şahsına yönelik saldırılara değindi. Ancak, bu notta yer alan “ŞAHSIMIZA yönelik saldırılar” ifadesi, siyasi arenada büyük tartışma konusu oldu.

Çünkü Anıtkabir Özel Defteri, tarihimizin ve demokrasi anlayışımızın en özverili ve kutsal sembollerinden biri olarak kabul edilir. Buraya liderlerin kendi şahıslarına yönelik böyle bir vurgu yapması, Türkiye’nin bir bireyin veya herhangi bir siyasi şahsın mülkü olmadığı gerçeğiyle bağdaşmayan bir yaklaşım olarak algılanmaktadır. Bu durum; iktidarların kişi merkezli yönetim anlayışına yönelmesi ve demokratik değerlerin zayıflatılması endişelerini artırmaktadır. Ayrıca bu yaklaşım, hem Atatürk’ün mirasına olan saygısızlık olarak yorumlanmakta hem de halkın önemli bir kesiminde politik zirvelere olan güvenin azalmasına neden olmaktadır.

Türkiye kamuoyunda, bilhassa iktidar partisi içinde, Erdoğan sonrası dönemde Bilal Erdoğan’ın liderlik potansiyeli ve olası adaylığı hakkında da çeşitli tartışmalar sürmektedir. Bazıları bu hamleyi sorgularken, diğerleri ise bunun siyasi eğlence ve beklenen değişim süreci için bir işaret olduğuna inanıyor. Ben, bu iddiaları destekler nitelikte düşünceler taşıyorum; çünkü böyle bir gelişme, iktidardan ayrılma sürecinin daha hareketli ve dinamik olmasına yol açabilir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin yakın siyasi tarihindeki bu gelişmeler, sadece bireysel hak ve dokunulmazlıklar meselesi değil, aynı zamanda demokratik kurumların işleyişi, hukukun üstünlüğü ve siyasi etik konularında ciddi uyarılar içermektedir. Siyaset alanında yaşanan bu derin çatlakların ve yönetim tarzlarındaki değişimlerin, halkın demokratik haklarını ve Türkiye’nin geleceğini nasıl şekillendireceğini zaman gösterecektir. Ancak tüm bu karmaşık noktalara rağmen, tek bir şey açıktır ki; gerçek demokrasinin ve adaletin vazgeçilmez anahtarı, halkın iradesinin ve kurumların bağımsızlığının korunmasıdır. Bu anlamda Hüda Kaya’nın maruz kaldığı adaletsizlik ve siyasette yaşanan benzeri ihlaller, Türkiye’nin demokrasi mücadelesinin temel taşlarını yeniden düşünmemizi gerektirmektedir.

Yorum Yap

Benzer Haberler
Riskli Alanlar: Yağma, Bilirkişi ve Kutuplaşmanın Etkileri Hakkında İnteraktif Bir İnceleme
Riskli Alanlar: Yağma, Bilirkişi ve Kutuplaşmanın Etkileri Hakkında İnteraktif Bir İnceleme
Avukatlık Ücretlerinde Yeni Dönem: Zam Oranı Resmen Açıklandı!
Avukatlık Ücretlerinde Yeni Dönem: Zam Oranı Resmen Açıklandı!
Gençler, Sosyal Konut Başvurusunda Neden Zorluk Yaşıyor?
Gençler, Sosyal Konut Başvurusunda Neden Zorluk Yaşıyor?
Prof. Üşümezsoy: Depremler Güney Yönüne İlerliyor – Riskler ve Önlemler
Prof. Üşümezsoy: Depremler Güney Yönüne İlerliyor – Riskler ve Önlemler
Feci Kaza: Tıra Arkadan Çarpan Sürücünün Dramı!
Feci Kaza: Tıra Arkadan Çarpan Sürücünün Dramı!
Güllü Dengesini Kaybetti mi? Yeni Kriminal Rapor Sırları Aydınlatıyor!
Güllü Dengesini Kaybetti mi? Yeni Kriminal Rapor Sırları Aydınlatıyor!