SON DAKİKA
--:--:--

Şimşek’ten Ekonomi Zirvesi’nde kritik mesaj: Sıkıntılara asla duyarsız değiliz sektörel zorlukları birlikte aşacağız

 Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin uygulamakta olduğu programın sadece para politikası üzerinden yürümediğini ve diğer bileşenlerin de peyderpey güçlü bir şekilde devrede olduğunu kaydederek, sektörel sıkıntıların farkında olduklarını anlattı. Şimşek, “Zorlukları birlikte aşacağız” dedi.

0 Yorum Yapıldı
Bağlantı kopyalandı!
Şimşek’ten Ekonomi Zirvesi’nde kritik mesaj: Sıkıntılara asla duyarsız değiliz sektörel zorlukları birlikte aşacağız

Hamide HANGÜL

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şu an­da uygulanan programın ana hedefinin “sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı” olduğunun altını çize­rek, buraya giden yolda bazı ana önceliklerin bulunduğunu, bun­ların “fiyat istikrarı, mali disip­lin ve sürdürülebilir dış denge” olduğunu söyledi. Bakan Şimşek, “Bazı sektörlerde sıkıntılarımız var, ‘yoktur’ demiyorum. Onlara karşı asla duyarsız değiliz. O sek­törel zorlukları birlikte aşacağız. Biz yardımcı oluyoruz, yardımcı olacağız, daha çok olacağız. Bir­likte o zorlukları aşacağız. Ama aynı zamanda yeni ufuklara doğ­ru da yol alacağız” diye konuştu

DÜNYA Gazetesi’nin düzen­lediği “Küresel Ekonomi, Tür­kiye Ekonomisinin Görünümü – 2025” zirvesinde özel bir sunum yapan, Hazine ve Maliye Baka­nı Mehmet Şimşek, uygulanan ekonomik program, küresel kon­jonktür ve gelecek döneme iliş­kin beklentilerini aktardı.

Bakan Şimşek, “Dünyada teh­ditler var ama hepsini Türkiye için doğru bir kurgu ve modelle, birlikte işbirliği yaparak, doğru tespitlerle çözebiliriz. Birlikte bu sorunların üstesinden gelerek fırsatlara dönüştüreceğiz” de­ğerlendirmesinde bulundu.

“Hiçbir tedavi yan etkisiz olmaz”

Reel sektör konusuna da deği­nen Bakan Mehmet Şimşek, şu de­ğerlendirmelerde bulundu: “Bazı sektörlerde sıkıntılarımız var, ben yoktur demiyorum ve onlara da duyarsız değiliz. O zorlukları bir­likte aşacağız. Biz yardımcı olaca­ğız, daha çok olacağız ve birlikte aşacağız, yeni ufuklara birlikte yol alacağız. Hiçbir tedavi yan etkisiz olmaz. Şu anki programdaki ana hedefimiz, sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı. Bunları kalıcı hale getirecek yapı­sal dönüşüm. Yani sanayide dönü­şüm, yeşil dönüşüm, dijital dönü­şüm, üretken altyapı yatırımları ve kamu maliyesi reformları. Bütün bunların amacı verimlilik artışı yoluyla rekabet gücünü artırarak Türkiye’nin büyüme potansiyelini yükseltmek. Yani bu program sa­dece para politikası üzerinden yü­rümüyor. Diğer bileşenler de pey­derpey güçlü bir şekilde devrede.”

“Küresel belirsizlik, 2008’in beş katı”

Dünya ekonomisinin hiçbir dö­nemde olmadığı kadar bu yıl be­lirsizliklerle karşı karşıya kaldı­ğına işaret eden Bakan Şimşek, yüksek borçluluk, jeopolitik ge­rilimler, sıcak çatışmalar ve iklim değişikliği gibi olumsuzlukları hatırlattı. Şimşek, dünya ekono­milerinin 2008 yılında geçirdi­ği ABD’de mortgage krizi ile baş­layan küresel finans krizi döne­minde yaşanan belirsizliklerle geçen döneme işaret ederek, şim­di bunun 5 katı bir belirsizlikle karşı karşıya olunduğu tespitini paylaştı. Şimşek şöyle devam et­ti: “Algılar nasıl? Küresel ekono­mik gidişata ilişkin, orada durum çok da kötü değil. Algı, beklentile­re nispeten pozitif.

Bu iyi bir ha­ber. Çünkü aslında bütün bu be­lirsizliklerin olduğu ortamda bi­le küresel ekonomi kısa vadede dirençli çıktı. Yani ılımlı bir bü­yüme var. Ticarette biraz zayıfla­ma olsa da korkulan olmadı, ABD ve Çin arasındaki son anlaşma bu gerilimi önemli ölçüde azaltacak nitelikte. Emtia fiyatları göre­celi olarak istikrarlı gidiyor, de­zenflasyonda düşüş devam edi­yor. Böylece küresel finansal ko­şullar, bizim gibi ekonomileri ve dünya ekonomisini daha destek­leyici bir noktada. Bu kısa vadeli perspektif. Uzun vadeli baktığı­nızda fırsatlar da var. Zaten zor­lukların tamamı fırsat içeriyor.”

“Elimizde kristal bir küre yok”

Reel sektörün karşı karşıya ol­duğu sıkıntıların bir kısmının kü­resel olduğuna işaret eden Bakan Mehmet Şimşek, rakiplerin ye­rinde saymadığını, Çin’de ölçeğin çok büyük olduğunu ve düşük üc­ret üzerinden değil, artık yarışın bilgi ve teknoloji üzerinden yaşan­dığının altını çizdi. Şimşek, sözle­rini şöyle sürdürdü: “Bunları gör­memiz lazım. Bunlar görüp, hep birlikte çözüm üreteceğiz. Nite­kim de ona uygun bir sanayi, kre­di politikası ve yatırımları teşvik politikalarını da devreye aldık. Fi­nansmanda koşullar, önümüzde­ki aylarda daha da iyileşecek. De­zenflasyon için tabi getirdiğimiz bazı sınırlamalar var, kredi büyü­meleri vesaire..

Önümüzdeki yıl bu konularda da peyder pey elimiz güçlendikçe, basitleştirme ve bu makro ihtiyati tedbirleri gevşet­me noktasına elimiz daha da güç­lenecek. Onun için kötümser ol­mak için hiçbir sebep yok, 2026, 2027… Elimizde bir kristal küre yok, uyguladığımız program çer­çevesinde bakıyorum. Giderek da­ha da güçleneceğimiz, giderek da­ha hızlı koşturacağımız bir döne­me gireceğimize biz inanıyoruz. Bunun şartları oluşmuş durumda, küresel konjonktür destekleyici. Türkiye, küresel ticaretteki parça­lanmalara karşı daha büyük daya­nıklılık gösterecek.”

Bazı maktu vergi artışları enflasyonun altında belirlenebilir

Enflasyon beklentilerini etki­leyen yeniden değerleme oranı­nı, bütçe imkanları çerçevesinde, hedef enflasyon paralelinde be­lirlemeye çalışacaklarını açıkla­yan Bakan Şimşek, “Yine maktu

birtakım vergi artışlarını da büt­çe imkanları çerçevesinde, hedef enflasyonun altında belirlemeye çalışacağız. Böylece Merkez Ban­kasının çabasına ilave destek ve­receğiz. Negatif çıktı açığı yani uzun vadeli büyüme trendimize oranla büyümenin daha düşük dü­zeyde seyretmesi orta vadede de­vam edecek. Böylece negatif çıktı açığı üzerinden de dezenflasyon devam edecek. En önemli konu­lardan bir tanesi, ‘bu iş para poli­tikasıyla olmaz’ eleştirileri… Öyle olacağını kim iddia ediyor ki? Yani bugüne kadar biz böyle bir iddia­da bulunduk mu? Bakın, arz yönlü tedbirler bu yüzden devrede.”

Şimşek, sosyal konut ve dep­rem bölgesindeki konut arzı nok­tasında yaptıklarından bahse­derek, enerji ve gıda arzını ar­tırmaya devam edeceklerinin altını çizdi. Bütçe açığının düş­meye devam edeceğini belirten Şimşek, harcama disiplininin süreceğini, kayıt dışı ekonomi ile mücadele üzerinden gelirlerin artmaya devam edeceğini vurgu­ladı ve bazı mali kuralları daha etkin bir şekilde uygulamak için adım atacaklarını söyledi.

“Türkiye’nin ihraç pazarlarında toparlanma var”

Dünyada artan korumacılığın küresel büyümeyi aşağıda tutan önemli bir faktör olduğuna işaret eden Şimşek, sözlerini şöyle sür­dürdü: “Peki Türkiye ne durum­da? Küresel ticaretteki koruma­cılığa karşı ülkemiz nispeten da­ha dayanıklı. Türkiye’nin ihracat pazarlarında sınırlı da olsa bir to­parlanma söz konusu. Avrupa, Or­ta Doğu ve Kuzey Afrika ülkele­ri Türkiye için önem arz ediyor. Bizim ihracatımızın yüzde 62’si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ve kural bazlı ticaret yap­tığımız ülkelere gidiyor. Bu değer­li bir kazanım. Geriye kalan ihra­catımızın da önemli bir kısmı ya­kın coğrafyaya gidiyor. Yani dost ve yakın coğrafyalara gidiyor. Yani Orta Asya, Orta Doğu, Kuzey Afri­ka. Buralarla biz hem dostuz hem coğrafi anlamda yakınız. Yani ya kural bazlı ticaret yapıyoruz ya da dost ve yakın coğrafyalara mal ve hizmet sunuyoruz.”

“Düşük borçluluk reformlarda katkı sunuyor”

Küresel korumacılığın arttı­ğı bir dönemde yatırımcıların “iç talebi ve hizmet ihracatı güç­lü” ülkelere yönelmesinin önem­li olduğunu belirten Şimşek, bu nedenle Türkiye’nin tercih edile­cek alanda olduğunun altını çiz­di. Türkiye’de borçluluk oranının düşük olmasının, yapısal dönü­şümün ve yapısal reformların ha­yata geçirilmesinde büyük kat­kı sunacağına işaret eden Bakan Şimşek, “Verimliliği artıracak altyapıya yatırımları yapılmasına imkan sağlıyor. Örneğin üretim üstlerinin, organize sanayi bölge­lerinin limanlara demir yoluyla bağlanması şu anda en büyük ön­celiğimiz. Kaynak olmazsa, çok borçluysanız bunu yapabilir mi­siniz?” diye sordu.

Dijital altya­pıyı geliştirmek için fiber kapasi­tesinin artırılması, 5G+ yatırım­larının hızlandırılması, büyük ölçekli veri merkezleri kurulması ve nükleer enerjiye yatırım yapıl­ması gibi alanlarda somut adım­lar atılacağını söyleyen Şimşek, ileri teknoloji üretiminin yerli­leştirilmesinin ülkeye daha kali­teli istihdam imkanları sunacağı­nı ve büyüme potansiyelini yük­selteceğine vurgu yaptı.

“100 bin kişinin çalıştığı 1.400 proje var”

Türkiye’nin savunma sanayi­sinde şu anda 100 binden fazla kişinin üzerinde çalıştığı 1400’e yakın projenin bulunduğunu di­le getiren Şimşek, “Bugün Türki­ye 10 milyar dolar ihracata doğru giden bir ülke konumunda. Ey­lül itibarıyla yıllıklandırılmış ih­racat 8,4 milyar doların üzerine çıktı. Şu anda dünyada ihracatta ilk 10’a doğru hızlı yol katediyor. Geçen sene 11. sıradaydık. Bu se­ne veya önümüzdeki sene ilk 10’a girmiş olacağız. Daha yeni İspan­ya Türkiye’den 3 milyar doların üzerinde bir tutarla Hürjet alımı­nı onayladı” açıklamasını yaptı.

“Konkordato talep edenlerin ihracattaki payı yüzde1 değil”

Ticari kredilerde tahsili geçmiş alacak oranının şu anda yüzde 1,8 olduğuna işaret eden Bakan Şimşek, “Peki 2012- 2025 ortalaması ne?’ Yüzde 3. Konkordato talep eden firmaların Türkiye’deki şirket ciroları içerisindeki payı yüzde 1 değil. İhracattaki payı yüzde 1 değil, istihdamdaki payı yüzde 1 değil. Kredilerdeki payı yüzde 1’in bir miktar üzerinde” bilgisini verdi.

DÜNYA Gazetesi’nin ülkemiz tarihinde önemli bir yeri var

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuşmasının sonunda zirve nedeniyle DÜNYA Gazetesi’ni tebrik ederken, “Hakikaten ülkemizde, ekonomi tarihinde önemli bir yeri var. Umarım bu toplantı hem buradaki iş insanları açısından, hem de tabii ki Dünya Gazetesi okuyucuları ve bizi canlı olarak takip eden girişimcilerimiz ve milletimiz açısından hayırlara vesile olur” dedi.

Resim ne iddia edilen kadar kötü ne bizim arzuladığımız kadar ideal

Türkiye’nin en büyük 500 sanayi firmasının (İSO 500) öz kaynaklarında ciddi artış yaşandığını söyleyen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk 500 şirketin öz kaynaklarının toplam aktiflere oranı yüzde 52.1’e çıkmış. 2013-2023 arasında bu oran yüzde 37.9 idi. ‘Neden bu artış var?’ Çünkü biz devlet olarak enflasyon muhasebesini uyguladık ve muazzam bir gelirden vazgeçtik. Bunu da bankalara uygulamadık, reel sektöre uyguladık. Faaliyet giderlerinde artış var, doğru. Ama bu artışın hemen hemen tamamı ücret ve maaş artışları kaynaklı.

Bu şirketler çok büyük, kendi başının çaresine bakıyor. ‘Siz ikinci 500’e bakmadınız mı?’ diyeceksiniz. Ona da baktık” diyen Şimşek, şöyle devam etti: “Burada bakın yine öz kaynakların toplam aktiflere oranı (10 yıl ortalaması olan) yüzde 40’tan yüzde 55’e çıkmış. Enflasyon muhasebesi üzerinden aslında ciddi bir şekilde reel sektörün bilançosu güçlenmiş. Tabii reel sektör buna bakmıyor. Bakın faaliyet giderlerinin net satışlarına oranında artış var. Finansman giderlerinde cüzi bir artış var. Resim ne bazılarının iddia ettiği kadar kötü ne de bizim arzuladığımız kadar ideal.”

“Yeşil dönüşüm moda değil, zorunluluk”

Türkiye’nin enerji ithalatına, son 22 yılda 1 trilyon dolar para ödediğine işaret eden Bakan Şimşek, “Bu dış borcumuzun neredeyse iki katı. O açıdan yeşil dönüşüm bir moda terimi değil, bir zorunluluk, bunu hızlandıracağız” ifadelerini kullandı.

“Esnafımızı, çiftçimizi, ihracatçımızı, sanayicimizi destekliyoruz”

Verdikleri desteklerden bahseden Bakan Şimşek, “Günlük reeskont kredi limitini 15 kat artırmışız, bakın 15 kat. Eximbank’ın sermayesini 14 milyar liradan 88 milyar liraya çıkartmışız. Reeskont kredileri miktarına bir bakın. 139 milyar liraydı 2022 yılında. Bu senenin ilk 9 ayında 713 milyar liraya çıktı. KOBİ’lerimizi destekliyoruz. Çiftçimizin faiz sübvansiyonu yüzde 70 düzeyinde. Yani finansman kullanan 1 milyon 94 bin çiftçimizin kullandığı 738 milyar liralık kredinin faizinin ortalama yüzde 70’ini devlet ödüyor. Esnafımızın yine kullandığı kredilerin faizinin ortalama yüzde 50’sini devlet ediyor. Dolayısıyla esnafımızı, çiftçimizi, ihracatçımızı dolayısıyla sanayicimizi destekliyoruz.”

“Kafanızda zerre soru işareti varsa o sizin takdiriniz”

Uyguladıkları ekonomi programını da kararlılıkla uygulamaya devam edeceklerine vurgu yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Eğer kafanızda bu programa ilişkin, bu programın sahipliğine ilişkin zerre soru işareti varsa o sizin takdirinizdir, devam edin. Ama bizim kafamızda yok. 2026 yılında bu güçlü bir şekilde dezenflasyonu devam ettireceğiz, ona göre maliye politikası, ona göre para politikası, ona göre gelirler politikası ve ona göre gelirler politikası şekillenecek. Bizim gördüğümüz resim bu. Önümüzde çok ciddi fırsatlar var. Bu fırsatları değerlendirecek olan tabi reel sektörümüzdür, onu destekleyecek olan finans sektörümüzdür, biz de bir ekip ruhuyla bütün bu girişimcilik ve finans konularında gereken desteği sağlayacağız” dedi.

Şoklara rağmen program raydan çıkmadı

Programın ilk evresinde riskleri yönettiklerini şimdi ikinci evresinde amacın makro dengesizliklerin azaltılması olduğunu anlatan Bakan Şimşek, üçüncü evrenin gelecek yıl başlayacağını belirterek, “Üçüncü evre, bugüne kadarki kazanımları pekiştirecek yapısal dönüşümü içeriyor. Enflasyonun tek haneye doğru evirildiği, bütçe açığının kalıcı bir şekilde yüzde 3 ve altına doğru çekildiği, cari açığın yüzde 1 ve altında tutulduğu ve yapısal reformların çok daha güçlü bir şekilde sonuç verdiği bir evre olacak. Mali disiplini yeniden tesis ediyoruz. Sürdürülebilir cari dengedeyiz. Şoklara karşı Türkiye’nin dayanıklılığını artırdık. Bu sene bu program, marttan bu yana envai çeşit şokla test edildi. Hem iç hem dış şoklara rağmen program raydan çıkmadı. Belki bazı konularda arzuladığımız hızda ve öngördüğümüz çerçevede gitmiyor olabiliriz. Ama biz mükemmeliyet yerine ilerlemeyi tercih ediyoruz. Son 1-2 aydaki rakamlar hiçbir şekilde algıyı da gerçekliği de değiştiremez. Çünkü şartlar dezenflasyon için hala elverişli ve devam ediyor” dedi.

“Kredi notumuz arttı, büyüme toparlanacak”

Hizmet enflasyonundaki yüksekliğin de aynı şekilde sürmediğini, kiralardaki ve eğitim ücretlerindeki yüksek artışların gerilemeye başladığını, hizmet enflasyonunun da programa olumlu tepki verdiğini söyleyen Şimşek, zirai donun ve kuraklığın gıda fiyatlarına yönelik artırıcı etkisine de değindi. Şimşek, “Gelecek sene kuraklık devam etmezse baz etkisi olacak. Yani gelecek sene bu aylarda gıda enflasyonunun etkisiyle manşet enflasyon çok daha hızlı bir şekilde düşecek” dedi. Türkiye’nin rezerv yeterliliği sağladığını, kredi risk priminin düştüğünü, kredi notunun arttığına işaret eden Şimşek, “Bu program sonuç vermeseydi derecelendirme kuruluşları kredi notumuzu son 2 yılda 2-3 kademe artırır mıydı? Program sonuç verdiği için bunu yapıyorlar. Benzer şekilde şirketlerimizin değerlemesi de önümüzdeki dönemde daha düşük Türkiye riskini yansıtmaya başlayacak. Büyüme toparlanacak” değerlendirmesinde bulundu.

KKM’de 5 milyar dolar kaldı, aralıkta sonlanacak

Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına da değinen Bakan Şimşek, “Kur Korumalı Mevduata son veriyoruz, son verdik ancak vadeleri dolmamış bir miktar kaldı. 5 milyar dolar civarında, o da büyük oranda kasım sonu, aralık başı itibarıyla sonlanmış olacak. Zirvedeki rakam, 143-144 milyar dolardı, bu kadar bir koşullu bir riskten kurtulmuş olacak. Bu önemli bir kazanım” dedi.

“Bankalar, reel sektörün kapısına çadır kuracak”

Kayıt dışı ekonomi ile mücadelenin sürdüğünü vurgulayan Bakan Mehmet Şimşek, “Derdimiz hiç kimseye ceza vermek değil, mümkün olduğunca vergiye gönüllü uyumu artırmak. Ödenen vergide son 2 yıldır yüzde 100’lerin üzerinde artış var” dedi. Büyük ölçüde depremin etkisiyle son yıllarda faiz dışı açık verildiğinin altını çizen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ne demek, borcu rollover ediyorsunuz, faizin bir kısmını da rollover ediyorsunuz. Buradan çıkmalıyız. O nedenle 2026’da çok cüzi de olsa biz fazlaya geçeceğiz. Bu konuda kararlıyız.

Bu piyasalar açısından önemli, ancak reel sektör açısından daha önemli. Özel sektörü dışlama yerine özel sektörü merkeze alan bir maliye politikası uyguluyoruz. Biz borç çevirme oranını, depremin de etkisiyle 2023-2025’de ortalama yüzde 136’ya çıktık. Yani 100 lira borç ödeyip, 136 lira borç aldık. Bunu şimdi yüzde 100’ün altına çekeceğiz ve reel sektöre kaynak artışına gideceğiz. Yani Hazine borçlanmayı azaltacak, bankalar bu defa reel sektörün kapısına çadır kuracaklar. Evet, sizin peşinizden koşacak bankalar, reel sektörün…

Yorum Yap

Benzer Haberler
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: Satranç oynar gibi hareket etmeliyiz
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: Satranç oynar gibi hareket etmeliyiz
İklimlendirmenin 2026 ihracat hedefi 8.1 milyar dolar
İklimlendirmenin 2026 ihracat hedefi 8.1 milyar dolar
TSB Başkanı Uğur Gülen : TES ile tasarruflar tabana yayılacak
TSB Başkanı Uğur Gülen : TES ile tasarruflar tabana yayılacak
ABD Hazine Bakanlığı borçlanma tahminini düşürdü
ABD Hazine Bakanlığı borçlanma tahminini düşürdü
Küresel yarı iletken satışları üçüncü çeyrekte yüzde 15,8 arttı
Küresel yarı iletken satışları üçüncü çeyrekte yüzde 15,8 arttı
Microsoft, BAE’ye 7,9 milyar dolar yatırım yapacak
Microsoft, BAE’ye 7,9 milyar dolar yatırım yapacak