Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nde yeni dönem başladı! Geri sayım ve takvimle detaylar burada. Emekliliğinizi güvence altına alın!
Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı, Türkiye’nin finansal sisteminde köklü bir değişiklik yaratacak olan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES)’nin resmi takvimini açıkladı. Bu sistem, bireysel emeklilik sistemini (BES) temel alarak, çalışanların ve işverenlerin emeklilik fonlarına katkıda bulunmalarını sağlayacak, böylece Türkiye’nin emeklilik yapısında önemli bir dönüşüm sürecine zemin hazırlayacaktır. TES, yalnızca bireylerin emeklilik dönemlerindeki gelirlerini artırmakla kalmayacak; aynı zamanda Türkiye ekonomisinin uzun vadeli fon ihtiyacına da önemli bir katkı sağlayacaktır. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik büyüme hedefleri açısından oldukça kritik bir öneme sahiptir.
Türkiye’nin 2026 hedeflerini belirleyen bu program, yapılandırılacak olan finansal sistemde atılacak yapısal adımları netleştiriyor. TES’in pilot uygulama aşamasının belirli sektörlerde başlayacağı ve sonraki aşamalarda kademeli olarak tüm çalışanlara yayılacağı düşünülüyor. Bu, sistemin başarı ile uygulanması için önemli bir başlangıç noktası olacaktır. Yeni sistemle birlikte toplam emeklilik fon büyüklüğünün 2 trilyon TL’yi aşması, katılımcı sayısının ise 17 milyona ulaşması bekleniyor. Bu durum, Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın yaklaşık %10’una denk gelen bir tasarruf hacmini beraberinde getirecektir.
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin uygulanması sürecinde, Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) tarafından işletilen Merkezi Emeklilik Kayıt Sistemi’nin (MEKS) kapsamının genişletilmesi de planlanmaktadır. MEKS üzerinden, BES ve TES katılımcıları fon performanslarını, katkı oranlarını ve getirilerini dijital platformlar aracılığıyla takip edebilecek. Bu durum, emeklilik fonlarını yönetmeyi ve optimize etmeyi isteyen katılımcılar için büyük bir fırsat sunacaktır. Ayrıca, yapay zekâ destekli analiz araçları sayesinde katılımcıların davranışları ile fon getirileri dinamik bir şekilde izlenecek, bu da yatırım stratejilerinin hızlı bir şekilde güncellenmesine olanak tanıyacaktır.
Performans ölçütlerinin standart hale getirilmesi, fon karşılaştırmalarının daha şeffaf olmasını sağlayacak ve sistemin en önemli sorunlarından biri olan “getiri belirsizliği” büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. TES, sigorta ve emeklilik sektörü açısından yalnızca yeni bir ürün olmaktan öte, uzun vadeli bir büyüme ve dönüşüm fırsatı olarak değerlendirilmektedir. Bugün Türkiye’de her 100 çalışandan yalnızca 20’sinin bireysel emeklilik sistemine düzenli katkıda bulunduğu göz önüne alındığında, TES’in yaygınlaşması ile bu oranın 2030 yılına kadar %60’a ulaşması bekleniyor. Bu önemli gelişme, emeklilik ve portföy yönetim şirketleri ile sermaye piyasası kurumları için büyük bir fon hacmi ve müşteri potansiyeli sunacaktır.
Ayrıca, TES fonlarının yurt içi piyasalara yönlendirilmesi, döviz baskısını hafifletecek ve makroekonomik istikrara destek sağlayacaktır. Bunun yanı sıra, fonların bir kısmının yurt dışı yatırımlara yönlendirilmesi, Türkiye’nin bölgesel bir finans merkezi olma hedefine ulaşmasını hızlandırabilir. TES, “çalışan, işveren ve devlet katkılarına dayalı entegre bir emeklilik modeli” olarak tasarlanmaktadır. Bu yapıda, çalışanların maaşlarından otomatik kesintiler yapılacak, işveren gönüllü veya sözleşmeye dayalı katkıda bulunacak ve devlet katkısı sistemin teşvik unsuru olarak hizmet edecektir.
Katkı oranları, fon yönetim esasları, cayma hakları ve vergisel teşvikler 2025 yılında hazırlanmış olan düzenlemelerle netlik kazanacaktır. Bu çerçevede Türkiye, Batı Avrupa’daki ikinci basamak emeklilik sistemleri ile benzer bir model geliştirmiş olacaktır. Örneğin, Birleşik Krallık’taki “Auto Enrolment” sistemi, işveren katkılı fonların beş yıl içinde 30 milyon katılımcıya ulaşmasını sağlamayı başarmıştır. Hollanda ve İsviçre’deki işveren destekli fonlar ise, emeklilik tasarruflarının %70’ini aşmaktadır. Türkiye’nin TES modeli de bu örneklerden ilham alarak, zorunluluk ile gönüllülük dengesini koruyan hibrit bir yapı kurmayı amaçlamaktadır.
Yorum Yap