BBVA Research: TCMB’nin Faiz İndirimi Beklentisi! Sırada Ne Var?

İstanbul’da, BBVA Research’ün Türkiye’nin Ekim ayı enflasyon verilerine yönelik raporu, ekonomi gündeminin önemli başlıklarından biri oldu. Bu rapor, sadece enflasyon verileri ile sınırlı kalmayıp, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nın para politikalarına dair öngörüler de içeriyor. BBVA’nın tahminlerine göre, Ekim ayında tüketici fiyatları bir önceki aya göre %2,55 oranında bir artış gösterdi. Bu rakam, hem Bloomberg konsensüsünün (%2,7) hem de BBVA’nın kendi beklentisinin (%2,85) altında kaldı. Yıllık enflasyon oranı ise %33,29’dan %32,9’a gerileyerek, bazı iyileşme sinyalleri verdi.

BBVA Research, enflasyon tahminlerini düşürerek 2025 yıl sonu için %32,5 seviyesine güncelledi. Ancak, 2026 yılı için yüzde %23 olan tahmininin üzerinde yukarı yönlü risklerin arttığına dikkat çekti. Bu durum, piyasalar üzerinde belirsizlik yaratırken, TCMB’nin faiz indirimi sürecine dair de önemli yorumlar getirildi. BBVA, TCMB’nin bu yıl hedeflediği %25-29 faiz bandını yukarı revize etme ihtimalinin bulunduğunu öne sürdü. Bu durum, TCMB’nın izlediği para politikasının geleceğini şekillendirecek önemli bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Diğer Kurumların Beklentileri

• JPMorgan, TCMB’nin Aralık ayında bir faiz indirimi yapmasını bekliyor ve bunun sonrasında politika faizinin 2025 yılı sonunda %38,5’e kadar inebileceğini öngörüyor. 2026 yılının sonuna gelindiğinde ise bu oran yaklaşık %30,5’e düşebilir.
• Bazı diğer ekonomistler ise TCMB’nin faiz indirimlerinin her toplantıda sürmeyeceğini, ancak veriye bağlı olarak küçük adımlarla bu sürecin devam edeceğini düşünüyor. Bu bağlamda, TCMB’nin Aralık ayında yapacağı indirim kadar, sonrasındaki mesajları da büyük bir dikkatle izlenecek.

Beklenen Gelişmeler

• Yaklaşan 7 Kasım tarihli Enflasyon Raporu, TCMB’nin 2025 ve 2026 yılları için enflasyon tahminlerini güncelleyip güncellemeyeceği ve yıllık faiz indirimi stratejileri hakkında ipuçları verecek.
• Kasım ayı enflasyon verisi, TCMB’nin Aralık ayı toplantısında alacağı faiz kararını belirlemede kritik bir rol üstlenecek.
• TCMB’nın açıklamalarında “veriye bağlı”, “kademeli indirim” ve “fiyat istikrarı önceliği” gibi kavramların ne sıklıkla yer alacağı dikkatle değerlendirilecek.
• Global ve yerel risk unsurları; döviz kurlarındaki dalgalanmalar, gıda fiyatlarının artışı ve hizmet sektöründeki fiyat istikrarı, para politikasını etkileyen başlıca faktörler olarak öne çıkıyor.

Ekonomik istikrarın sağlanması için TCMB’nın alacağı kararlar yalnızca yerel piyasaları değil, aynı zamanda uluslararası yatırımcıların da dikkatle izleyeceği bir durum. Bu nedenle, elde edilecek yeni veriler, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ekonomik görünümü açısından oldukça belirleyici olabilir. Tüm bu gelişmeler ışığında, ekonomik aktörlerin alacağı pozisyonları ve stratejileri dikkatle gözlemlemekte fayda var. Türkiye, karşılaştığı zorluklara rağmen, ekonomik büyüme hedeflerine ulaşabilmek için kararlı adımlar atmaya devam ediyor.