Mehmet Şimşek ve Ali Babacan ile ekonomideki değişim fırsatlarını keşfedin! Katılın, sorularınızı sorun ve tartışmaya ortak olun!

Ekonomist Atilla Yeşilada, Mesele Ekonomi’deki yayınında son enflasyon verileri ile ilgili olarak çok önemli noktalara değindi. Yıllık %32.87 olarak açıklanan bu enflasyon oranının, birçok kişinin düşündüğü gibi övünülecek bir rakam olmadığını belirtti. Türkiye’nin ekonomisi artık %30’lar seviyesinde yatay bir seyir izlemeye başlamış durumda. Yeşilada, bu durumun temel nedeninin ise yapısal sorunlar olduğunu vurguladı. Türkiye, özellikle katma değerli üretim gücünü kaybetmesi, beşeri sermaye kaybı ve son beş yıl içinde yurt dışına gerçekleştirdiği sermaye transferleri gibi sorunlarla karşı karşıya. Bu durum, ülkede enflasyonsuz büyüme oranını düşüren önemli faktörler arasında yer alıyor.
Yeşilada ayrıca, ekonomideki bazı dinamiklerin derinlemesine analiz edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Örneğin, iç talebin kredi sıkışıklığına rağmen yavaşlamamasının ardındaki sırrı açıklayan ekonomist, Türkiye’de 10 milyar ila 40 milyar dolar arasında değişen kayıt dışı (kara) paranın dolaşmakta olduğunu öne sürdü. Bu kaynağın, örneğin uyuşturucu trafiği gibi gayrimeşru yollardan geldiğine dikkat çeken Yeşilada, bu paranın ekonomide derhal harcanmasının, resmi kredi kısıtlamalarına rağmen talebi canlı tutarak enflasyon ölçümlerini ve Merkez Bankası’nın sıkılaştırma etkisini bozduğunu belirtti.
Yeşilada, maliye politikasındaki genişlemeci adımların etkilerini de tartışarak, sosyal güvenlik reformları gibi örneklerin (örneğin Bağ-Kur EYT düzenlemesi) eleştirilebileceğini ifade etti. Toplumda, hükümetin harcama yapabilmesi için mutlaka bir kaynağa ihtiyacı olduğunu savundu. Bu noktada, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “Devletin kaynağa ihtiyacı olmaz” söyleminin vatandaşı ikna edemediği vurgusunu yaptı. Zira dayanaksız söylemler, ekonomik gerçeklerle örtüşmediği için toplumda karşılığı bulunmuyor.
Sonrasında, siyasi gündeme dair önemli bir konuyu ele aldı: Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun AK Parti’ye geri dönme olasılıkları. Yeşilada, bu kişilerin siyasi kariyerlerinin artık pek de parlak olmadığını; anketlerde bu partilerin geleceği açısından bir umut ışığı görülmediğini belirtti. Eğer siyaseti hizmet olarak göreceklerse, yeni siyasi ortaklarla bir araya gelmek zorunda kalacaklarını ifade etti. Bununla birlikte, Erdoğan’ın Batı’ya yüzünü dönmesi ironisi ile birlikte, Batı ile iyi ilişkilere sahip olan Ali Babacan ve Mehmet Şimşek gibi isimlerin değerlerinin arttığını vurguladı. Bu kişilerin AK Parti’ye katılımının, partinin geleceği ve yeni liderlik kadroları açısından oldukça faydalı olacağına inanıyor.
Yayın sonunda ise Ahmet Türk’ün “Atatürk’ten sonraki en büyük lider Erdoğan” ifadesini tartıştı. Yeşilada, Kürt siyasetinin Öcalan figürüne olan bağlılığının çözüm sürecini tıkadığını ifade ederken, bu durumun yerine Selahattin Demirtaş gibi isimlerin üzerinden ilerlenmesi gerektiğini savundu. Bu bağlamda, siyasetçi olarak geçmişteki yaklaşımlar ve günümüzdeki talepler arasında bir köprü kurması gerektiğini vurguladı.






















Yorum Yap