Bakan Mehmet Şimşek, enflasyonu tek haneli rakamlara indirme hedefini açıkladı. Ekonomideki yeni dönemin kapıları aralanıyor!

TRT World Forum 2025’te yer alan önemli konuşmalardan biri, İstanbul’da gerçekleştirilen “Ekonominin Ön Safları: Ticaret Çatışmaları ve Yeni Küresel Rekabetler” başlıklı oturumda Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek tarafından yapıldı. Şimşek, küresel belirsizliklerin tarihin en üst seviyelerine ulaştığını ifade ederek, bu durumun piyasa algılarında hâlâ olumlu bir hava oluşturduğunu belirtti. Ancak, bu olumlu algının ardında yatan gerçekler oldukça karmaşık ve zorlu. Dünya ekonomisinde büyüme oranları çağın ihtiyaçları ve beklentileri ile kıyaslandığında oldukça düşük kalırken, birçok engel ve tehdit ekonomiyi tehdit eden unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu unsurlar arasında, “küresel ticarette korumacılık”, “yüksek borçluluk”, “yaşlanan nüfus”, “yapay zekanın yıkıcı etkileri”, “iklim değişikliği” ve “jeopolitik gerilimler” gibi faktörler yer alıyor.
Özellikle korumacılığın son yıllarda küresel ticarette kalıcı bir eğilim haline geldiğini vurgulayan Şimşek, bazı dönemlerde bir takım ülkeler arasında geçici yumuşamalara şahit olunsa da, uzun vadede bu eğilimlerin değişmeyeceğini öngördüğünü ifade etti. Örneğin, Çin’in küresel imalattaki payı son 20 yıl içinde büyük bir değişim göstererek %9’dan %30’un üzerine çıkmış durumda. Şimşek, mevcut eğilimlerin devam etmesi durumunda bu oranın %45’e kadar çıkabileceğine dikkat çekerek, bu değişimin en çok etkileyeceği ülkeler arasında ABD, Avrupa Birliği ve Japonya’nın yer aldığını belirtti. Korumacılığın artması, bu dönüşümle yakından ilişkili. Bu noktada Türkiye’nin, mevcut jeopolitik ve ekonomik yapı içerisinde daha az kırılgan olduğuna işaret eden Şimşek, ihracatın %62’sinin serbest ticaret anlaşması olan ülkelere, %80’inden fazlasının ise yakın coğrafya ülkelerine yapıldığını vurguladı.
Türkiye’nin özellikle hizmet ihracatındaki gücüne dikkat çeken Şimşek, bu alandaki ihracatın korumacılıktan az etkilendiğini ifade etti. “Küresel parçalanma devam ederken, biz bölgesel entegrasyona odaklanıyoruz. Körfez ülkeleriyle yeni serbest ticaret anlaşmaları yapıyor, Birleşik Krallık ve AB ile mevcut anlaşmalarımızı güncelliyoruz” dedi. Irak’taki FAV Limanı’ndan Londra’ya uzanacak olan Kara ve Demir Yolu hattı olarak bilinen Kalkınma Yolu Projesi’nin Türkiye’ye önemli katkılar sağlayacağına değinerek, ülkenin Avrupa ve Çin arasında kritik bir lojistik merkez konumuna yükselme potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Türkiye’nin hizmet ihracatındaki güçlü konumu ile ilgili olarak Şimşek, bu yıl hizmet ticareti fazlasının 65 milyar dolar civarında olacağını öngördü. Özellikle turizm, müteahhitlik, sağlık turizmi, eğitim ve yaratıcı endüstriler gibi alanlarda oldukça güçlü bir konumda olunduğu dikkat çekti. Öte yandan, küresel borcun GSYH’ye oranının %324’e yükseldiğini belirtirken, Türkiye’de bu oranın %89 seviyesinde olduğuna işaret etti. Şimşek, bu durumun Türkiye’ye altyapı, eğitim ve sağlık gibi alanlarda yatırım yapma fırsatı sunduğunu dile getirdi.
Nüfusun yaşlanmasının global düzeyde bir sorun haline geldiğini belirtirken, Türkiye’nin bu süreçte yaklaşık 20 yıllık bir demografik fırsat penceresine sahip olduğunu ifade etti. Kadın istihdamını artırma yönünde atılan adımlara ve “gümüş ekonomi” denilen yaşlı bakım hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik hedeflere de vurgu yaptı. Gümüş ekonominin, 5,5 trilyon dolardan 8,5 trilyon dolara çıkacağını belirten Şimşek, Türkiye’nin bu alanda sağlık ve yaşlı bakım hizmetlerinde uluslararası bir merkez haline gelme potansiyelini öne çıkardı.
Ayrıca, yapay zeka, 5G, savunma sanayisi ve yenilenebilir enerji gibi kritik alanlardaki yatırımların sürdüğünü vurgulayan Şimşek, Türkiye’nin güneş, rüzgar ve jeotermal ekipman üretiminde ilk 10’da yer aldığını belirtti. Bu bağlamda, Türkiye’nin yeşil teknolojilerde önemli bir oyuncu olma potansiyelinin yüksek olduğu ifade edildi. Dezenflasyon programı hakkında değerlendirmelerde bulunarak, amacı fiyat istikrarını sağlamak, mali disiplini güçlendirmek ve cari açığı azaltmak olduğunu belirtti. Bu alanda kaydedilen ilerlemelerin son derece müspet olduğunu söyleyerek, yapısal dönüşümün sürdürülebilirlik için kilit bir unsur olduğunu ifade etti. Programın ikinci evresinin devam ettiğini ve bu süreçte kayda değer ilerlemeler sağlandığını belirterek, enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeyi hedeflediklerini vurguladı.






















Yorum Yap