Aile bütünlüğünü tehdit eden resen atamaların yargıdan dönüşünü keşfedin! Bu durumun anlamı ve etkileri hakkında etkileşimli bir bakış açısı.

İzmir’de yaşanan son mahkeme kararı, öğretmenlerin resen atamaları konusundaki hukuki durumu daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Eğitim-Bir-Sen olarak, norm kadro fazlası gerekçesiyle ikametgahından 120 kilometre uzakta bir ilçeye resen atanan bir öğretmen için açtığımız davada, mahkeme bu atamanın hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Mahkeme, “ilçeler arasındaki mesafe ve büyükşehir şartlarındaki ulaşım ve yaşam koşulları” noktasında ölçülülük ilkesinin ihlal edildiğini belirtti. Bu durum, sadece o öğretmeni değil, aynı zamanda ailesini de olumsuz etkileyen bir mağduriyet yaratmaktadır.
Özellikle büyükşehirlerdeki ulaşım problemleri ve yaşam koşulları, atamaların yapılmasında dikkate alınması gereken en önemli unsurlardandır. İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin verdiği karar, sosyal ve ekonomik açıdan büyük önem taşıyor. Mahkeme, öğretmen ve ailesinin yaşam standardını gözeterek, makul bir mesafede eğitim hizmeti almaları gerektiğine vurgu yaptı. Bu kararın, aile bütünlüğünü korumak açısından ne kadar kritik olduğu göz önüne alındığında, eğitim camiasında büyük bir yankı uyandırdığı aşikar. Eğer karar bölge idare mahkemesi tarafından da onaylanırsa, bu durum “norm kadro fazlası” nedeniyle resen atanan diğer öğretmenler için de emsal teşkil edecek ve onların haklarının korunmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilecektir.
Benzer bir durum Tokat’ta da yaşandı. Eğitim-Bir-Sen tarafından Tokat İdare Mahkemesi’nde açılan başka bir davada, eşi zorunlu yer değişikliğine tabi olan bir öğretmen üyesinin resen atamasının durdurulmasına karar verildi. Mahkeme, öğretmenin bu atamanın hukuki bir dayanağı olmadığını ve talebi olmadan böyle bir atamanın gerçekleştirilmesinin doğru olmayacağını belirtti. Özellikle eşinin astsubay olduğu belirtilen öğretmen, aile bütünlüğü açısından zor bir durumda kalmıştı. Mahkeme, bu durumun aile birliğini tehdit ettiğine dikkate alarak, hukukun üstünlüğünü savundu.
“Ailenin korunması Anayasal bir yükümlülüktür”
Mahkeme kararında, toplumun temelini oluşturan ailenin korunmasının Anayasal bir yükümlülük olduğu vurgulandı. Anayasa, aile birimini korumak için gerekli tedbirlerin alınmasını hükme bağlamaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 72. maddesi, bu konuda önemli bir referans noktası sunmaktadır. Bu maddeye atıfta bulunarak mahkeme, kamu görevlilerinin eşlerinin atamalarında norm kadro sayılarına ilişkin hükümlerin uygulanamayacağını belirtti. Özellikle mülki idare, jandarma ve emniyet gibi zorunlu yer değiştirme kapsamındaki kamu görevlilerinin ailelerinin durumlarını göz önünde bulundurmak şarttır.
Sonuç olarak, bu davalar, öğretmenlerin ve kamu görevlilerinin haklarının korunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Kesinlikle, aile bütünlüğü ve çalışanların yaşam standartlarının korunması, yalnızca hukuki bir gereklilik değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur.






















Yorum Yap