Rusya, AB temsilcilerine yönelik giriş yasağı uygulayarak Avrupa ülkelerine karşı sert bir tutum sergiliyor. Detaylar burada!
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği’nin 23 Ekim tarihinde onayladığı 19’uncu yaptırım paketini vurgulayarak, bu durumu ciddi bir provokasyon olarak nitelendirdi. Açıklamada, bu yaptırımların yalnızca Rusya’ya değil, genel olarak uluslararası ilişkilere de zarar verecek bir adım olduğunu belirtti. Bakanlık, “Bu yaptırım paketi, hem uluslararası hukuka hem de diplomasi kurallarına aykırı bir tutum sergilemektedir” ifadesini kullandı. Rusya’nın tepkisini artıran bu durum, hem dış politikada hem de iç siyasette geniş yankı bulmuştur. Ayrıca, yaptırımların hedefinde yer alan Rus vatandaşları ve kurumları, Avrupa’da kendi haklarını savunmanın yollarını aramakta zorlanmaktadır.
RUSYA’DAN AB VE BAZI BATILI ÜLKE TEMSİLCİLERİNE GİRİŞ YASAĞI Bakanlığın açıklamasında, Avrupa Birliği’ne ve bazı Batılı ülkelere yönelik özel giriş yasaklarının uygulanacağı duyuruldu. Bu bağlamda, yaptırım listesine eklenen kişilerin, Avrupa devletlerinin Rusya karşıtı eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle hedef alındığı bildirildi. “Buna karşılık, Rusya karşıtı politikalara destek veren uluslararası kurumlar ile AB ve Batılı ülkelerin temsilcileri önemli ölçüde genişletilen yaptırım listesine dâhil edilmiştir. Bu kişilerin ülkemize girişi yasaklanmıştır” denildi. Yaptırım listesine eklenenlerin kapsamlı bir biçimde belirlenmemesi ise tepkilere yol açmıştır. Bu belirsizlik, birçok kişi ve kuruluşun Rusya ile olan ilişkilerini etkilemektedir.
AB’NİN RUSYA’YA 19. YAPTIRIM PAKETİ Avrupa Birliği’nin onayladığı 19’uncu yaptırım paketi oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır. Örneğin, AB üyesi ülkelerin Ocak 2027’e kadar Rusya’dan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alımlarını aşamalı olarak sonlandırma kararı, Rusya’nın enerji ihracatını doğrudan etkileyen bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, yalnızca Rusya’nın enerji sektörünü değil, aynı zamanda Avrupa ülkelerinin enerji güvenliğini de sorgulatan bir gerekçeye dayanmaktadır. Yaptırım paketi, özellikle finans sektörü, teknoloji ve sanayi alanlarında büyük kısıtlamalar getirerek, Rus ekonomisini zayıflatmayı hedeflemektedir. Ayrıca, yaptırımlara maruz kalan şirketler arasında, yaptırımları delmekle itham edilen Çin ve Hindistan merkezli firmalar yer alacaktır.
Rusya’nın petrol taşımacılığında kullanılan gölge filosunun 100’den fazla tankerinin de bu yaptırım listesine dâhil edilmesi, ayrıca dikkat çeken bir diğer husus olarak öne çıkmaktadır. AB Komisyonu, bu kapsamda yeni yaptırım paketinin hazırlanmasını sağlamış, ancak Slovakya’nın veto etmesi nedeniyle yürürlüğe girmesi gecikmiştir. Yaptırım paketi, ticaret, finans, enerji ve teknolojik malzeme alışverişinin yanı sıra, lüks ürünler ile değerli madenler gibi geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu kısıtlamaların kapsamı gün geçtikçe genişlemekle kalmıyor, aynı zamanda birçok firma ve şahsın uluslararası ilişkilerini zedelemekte ve çoğu zaman insanları etkilemektedir.
Özellikle deniz yoluyla taşınan ham petrol ve bazı petrol ürünlerinin Rusya’dan AB’ye aktarımının yasaklanması, birçok taraf için zorluk yaratan bir durum olmuştur. Ayrıca, bazı Rus bankalarının SWIFT ödeme sisteminden çıkarılması, finansal akışları doğrudan etkilemekte ve bu durum Rusya’nın uluslararası ticaretini olumsuz etkilemektedir. AB’nin yaptırım uyguladığı kişi ve kurum sayısı 2,500’den fazladır ve bu durum, uluslararası alanda da önemli sonuçlar doğuracak gibi görünmektedir. Yaptırımlar, hem ekonomik hem de siyasi alanda stratejik dengeleri değiştirecek bir boyut kazanmış durumdadır. Bu bağlamda, Rusya için bu zorluklar, gelecekteki dış politika hamleleri üzerinde de etkili olabilir.
Yorum Yap