Rusya, ABD’nin Karayipler’deki askeri müdahalesini kesin bir dille reddetti. Bu tür güç kullanımı uluslararası barışa tehdit oluşturuyor!

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Rus basınına verdiği demeçte, ABD’nin Karayipler’deki askeri eylemlerine ilişkin sert değerlendirmelerde bulundu. Zaharova, “ASKERİ GÜÇ KULLANIMI ULUSLARARASI HUKUKU İHLAL EDİYOR” ifadesiyle, Amerika Birleşik Devletleri’nin uyuşturucuyla mücadele adı altında gerçekleştirdiği askeri müdahalelerin, hem Amerikan hukukunu hem de uluslararası hukuku ciddi şekilde ihlal ettiğini vurguladı. Bu tür eylemlerin sonucunda yalnızca bölgesel istikrar değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler de tehdit altına girmektedir. Zaharova, bu görüşün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk gibi pek çok uluslararası temsilci tarafından da desteklendiğini belirtti.

Zaharova, Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde barışın sağlanmasına yönelik Rusya’nın güçlü bir tutum sergilediğini ifade ederken, bu bölgelerdeki gerginliklerin düşürülmesi ve sorunların kesinlikle uluslararası hukuk çerçevesinde çözülmesi gerektiğini dile getirdi. Kendisi, Rusya’nın Venezuela ile olan ilişkilerinin yalnızca ekonomik veya siyasi değil, aynı zamanda stratejik bir ortaklık çerçevesinde güçlendiğini de sözlerine ekleyerek, “Savunma kabiliyetinin güçlendirilmesi ve güvenliğin sağlanmasıyla ilgili konular, ülkelerimizin ilgili bakanlıklarının yetki alanındadır. Venezuela yönetimini ulusal egemenliğin savunması konusunda destekliyoruz.” şeklinde konuştu.
ABD’nin Karayipler’deki askeri hareketliliği ise bu açıklamalar ışığında oldukça dikkat çekici bir hal alıyor. ABD Başkanı Donald Trump, daha önce imzaladığı bir kararname ile, “Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele” gerekçesiyle ordunun etkin bir şekilde kullanılmasını talep etti. Bu talimat doğrultusunda ağustos ayının sonlarında ABD, Venezuela açıklarına denizaltılardan ve savaş gemilerinden oluşan bir deniz gücü gönderdi. Bunun yanı sıra, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD ordusunun Venezuela’da rejim değişikliği dahil olmak üzere askeri operasyonlar için hazır olduğunu duyurdu.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise bu duruma karşılık vererek, ülkedeki 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir olası saldırıya karşı hazırlıklı olduklarını beyan etti. Bu noktada ABD’nin Venezuela açıklarında gerçekleştirdiği askeri eylemlerin bir kısmının “uyuşturucu kaçakçılığı” gerekçesiyle hedef alındığı öne sürülüyor. Ancak bu eylemler, hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyunda ciddi eleştirilerle karşı karşıya kalmış durumda. Özellikle, gerçekleştirilen saldırıların “uluslararası hukuka aykırı olduğu” iddiaları, bu tür askeri müdahalelerin meşruiyetini sorgular hale gelmiştir.
Sonuç olarak, ABD’nin bölgede yürüttüğü askeri operasyonlar, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığını artırmakla kalmayıp, aynı zamanda Latin Amerika’da oluşabilecek yeni çatışma alanlarının da temelini atmaktadır. Rusya’nın bu süreçteki tavrı ise, bölgesel güç dengelerini önemli ölçüde etkileyecek bir durumu işaret etmektedir. Uluslararası düzenin korunmasına yönelik atılacak adımlar, sadece hükümetler arasındaki anlaşmalarla sınırlı kalmamalı, aynı zamanda bölge halklarının ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmalıdır.






















Yorum Yap