İran, Sudan’daki saldırıları sert bir dille kınayarak uluslararası barış ve güvenliğin önemine dikkat çekti.

Sudan’ın Faşir kentinde Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) sivil halka yönelik saldırıları, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırmaya devam ediyor. Bu durum, yalnızca Sudan’daki iç savaşın değil, aynı zamanda bölgedeki istikrarın da ne denli tehdit altında olduğunu gözler önüne seriyor. Orta Doğu’nun tarihsel bağlamında, bu tür çatışmalar sıklıkla ciddiyetle karşılanmamış ve sonuçları açısından derinlemesine incelenmemiştir. Hızlı Destek Kuvvetleri, ordu ile arasındaki çatışmaların tırmanmasıyla, sivillere yönelik insan hakları ihlalleri konusunu yeniden tartışmaya açmış durumda.

İran Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Sudan Dışişleri Bakanı Muhyiddin Salim ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Sudan’ın batısındaki Faşir kentinde meydana gelen insanlık dışı saldırıları kesin bir dille kınadığını belirtmiştir. Erakçi, öte yandan İran’ın Sudan’ın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine verdiği desteği de vurgulamış, bu tür ihlallerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade etmiştir. Bu tür destek açıklamaları, birçok ülkenin, Sudan’daki gelişmelere tepkilerini net bir şekilde ortaya koyduğunu göstermektedir.
Sudan Dışişleri Bakanı Muhyiddin Salim, görüşme esnasında İran’ın Sudan’ın meşru hükümetine verdiği desteği ve ülke halkıyla dayanışmasını takdirle karşıladığını ifade etmiştir. Bu durum, uluslararası ilişkilerdeki karmaşık dinamikleri göz önünde bulundurulduğunda, başka ülkelerin doğrudan müdahaleleri hakkında da soruları gündeme getirmektedir. İran’ın bölgedeki stratejik çıkarları ve Sudan üzerindeki etkisi, önümüzdeki dönemde daha fazla tartışma konusu olacaktır.
Sudan’daki Çatışmalar ve HDK’nın İhlalleri 15 Nisan 2023’te başlayan çatışmalar, HDK ve ordunun karşı karşıya gelmesiyle daha da şiddetlendi. Darfur bölgesinin en büyük kenti Faşir, çatışmalardan etkilenerek büyük ölçüde HDK’nın kontrolüne girmiştir. Bu kentte, on binlerce kişi, çatışmalar yüzünden güvenli alanlara ulaşmak adına yola çıkmak zorunda kalmış, burada da HDK’nın sivillere yönelik uyguladığı zulümler ve hak ihlalleri ciddi bir sorun haline gelmiştir. HDK mensupları tarafından sosyal medyaya yüklenen videolar, sivillere yönelik zorla yerinden etme, cinayet ve işkence gibi insanlık suçlarını açıkça göstermektedir.
Bu tür eylemler, yalnızca Sudan halkının değil, bölgedeki tüm ülkelerin güvenliği üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Diğer ülkelerin bu duruma sessiz kalması, global düzeyde insan hakları ihlalleri konusunda bir tolerans oluşturma riski taşımaktadır. Uluslararası toplum, bu saldırıların durdurulması ve mağdurların desteklenmesi adına acil ve etkili önlemler almak zorundadır. Sudan’daki bu insanlık dramı, sadece bir ülke için değil, tüm dünya için bir uyanış niteliği taşımaktadır.






















Yorum Yap