ABD ve Çin liderleri Trump ile Şi, altı yıl sonra ilk kez bir araya gelerek ilişkilerde yeni bir döneme kapı araladı.

Güney Kore’de düzenlenen uluslararası zirve kapsamında bir araya gelen ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir dönüm noktası oluşturacak kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşme, son yılların en kritik diplomatik teması olarak kabul edilirken, tarafların birçok konuda uzlaşı sağlayarak ticari ve stratejik işbirliğini güçlendirme yönünde somut adımlar attığı bildirildi.
Görüşme sonrası yapılan açıklamalarda, iki liderin önümüzdeki dönemde imzalanması planlanan kapsamlı bir ticaret anlaşması üzerinde anlaşmaya vardıkları, bu anlaşmanın bölgesel ve küresel piyasalarda olumlu yansımalarının olacağı ifade edildi. ABD Başkanı Trump, Air Force One’da yaptığı açıklamada, tarafların hemen hemen her konuda mutabakata vardığını ve ticaret anlaşmasının kısa sürede resmiyet kazanacağını belirtti. Çin Devlet Başkanı Şi ise ekonomik ve ticari ilişkilere dair temel meselelerde karşılıklı anlayışın oluştuğunu ve bu uzlaşmanın hızla uygulamaya konulmasının önemine dikkat çekti.
Bu kritik zirvede özellikle ticaret alanında önemli tedbirler alınarak gümrük vergilerinde düşüş kararı verildi. ABD, Çin’den ithal edilen mallar üzerindeki mevcut yüzde 10’luk tarifeyi indirirken, karşılığında Çin’in özellikle tehlikeli ve bağımlılık yapıcı uyuşturucu olan fentanilin üretim ve ihracatını kontrol altına alma yönündeki taahhüdü ön plana çıktı. Bu gelişme, iki ülkenin sınır ötesi ticaret ve güvenlik politikalarında işbirliğini artırma yönündeki kararlılığını gösterdi.
Tarım sektörü de anlaşmanın önemli bileşenlerinden biri oldu. Çin, Amerikan soya fasulyesi ve diğer tarım ürünlerini yüksek miktarlarda satın alacağını beyan ederek ABD tarım sanayisine büyük bir destek sunacağını ilan etti. Ayrıca, iki ülke birbirlerine yönelik liman ve gümrük işlemlerinde uygulanan ücretleri karşılıklı olarak askıya alma kararı alarak, ticari akışkanlığı artırmayı hedefledi.
Nadir Toprak Elementlerinde İşbirliği
Stratejik malzemelerin ticaretinde yeni bir sayfa açan anlaşmaya göre, Çin hükümeti nadir toprak elementlerinin ihracatına getirilen kısıtlamaları en az bir yıl süreyle askıya alma taahhüdünde bulundu. Bu hamle, küresel teknoloji ve savunma endüstrileri için hayati öneme sahip olan bu kritik hammadde tedarik zincirinde güvence sağlamayı hedefliyor. Buna karşılık, ABD de Çinli teknoloji firmalarına uygulanan ihracat kısıtlamalarını geçici olarak dondurarak karşılıklı adımlar attı.
Bu düzenlemeler, sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik ve güvenlik boyutunda da iki ülke arasındaki gerilimi azaltma niyetini göstermektedir. Başkan Trump, bu konudaki açıklamalarında, stratejik hammaddelerdeki engellerin kaldırılmasının tedarik zincirinin sağlıklı işlemesi için hayati olduğunu vurguladı.
Nükleer Test Politikalarında Yeni Dönem
ABD Başkanı Trump, Güney Kore’ye inişi öncesinde sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, ABD’nin 30 yıldır uyguladığı nükleer test moratoryumunu sonlandırdığını açıkladı. Bu adım, diğer ülkelerin nükleer denemelerini sürdürmesinin ardından Amerikan savunma kabiliyetlerinin güncellenmesi amacıyla atılmış stratejik bir adım olarak yorumlandı. Trump, Savunma Bakanlığı’na nükleer silah testlerini başlatma talimatı vererek, sürecin yakından takip edileceğini belirtti.
ABD, günümüzde dünyanın en büyük nükleer cephaneliğine sahip olmasının yanı sıra Rusya ve Çin gibi diğer büyük güçlerin de bu alandaki kapasitesi değerlendirildiğinde, bu kararın bölgesel ve küresel güvenlik dengeleri üzerindeki etkileri dikkatle izlenmektedir. Başkan Trump, Çin’in nükleer silah kapasitesini “uzak bir üçüncü” olarak nitelendirerek, ABD’nin liderliğini pekiştirme niyetini ortaya koydu.
Liderler Arası Diyalog ve Geleceğe Yönelik Mesajlar
Yaklaşık 1.5 saat süren görüşmenin ardından iki lider, altı yıl sonra ilk kez yüz yüze temas kurmuş oldu. Trump, Çin liderini “büyük bir ülkenin büyük lideri” olarak takdir ederken, Şi Cinping de anlaşmazlıkların zaman zaman yaşanabileceğini ancak karşılıklı işbirliği ile iki ülkenin birlikte barış ve refah ortamında var olabileceğini belirtti.
Uzlaşı Sağlanmış Olmasına Rağmen Temkinli İyimserlik Hakim
Uzmanlar, bu toplantının ekonomik gerilimleri geçici olarak hafifletme özelliği taşıdığını ve kısa vadede piyasaların olumlu tepki vereceğini öngörüyor. Bununla birlikte, ABD-Çin ilişkilerinin sadece ticaretten ibaret olmadığı, aynı zamanda teknoloji, ulusal güvenlik ve jeopolitik anlamda derin bir rekabet içerdiği vurgulanıyor. Taraflar arasında varılan bu geçici ve sınırlı anlaşmanın, çatışmaların tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmediği, aksine büyük güçler arasındaki rekabetin daha karmaşık ve çok boyutlu bir aşamaya geçtiğinin işareti olarak görülmesi gerekiyor.
Bu bağlamda, önümüzdeki süreçte ABD ve Çin’in ekonomik politikalarını yakından takip eden küresel aktörlerin, sürdürülebilir barış ve istikrar için diplomatik kanalların açık tutulmasının önemini artırdığı söylenebilir. Yeni anlaşmaların uygulanması, her iki ülkenin de ulusal çıkarlarını gözetirken, uluslararası sistemde dengelerin korunmasına katkı sağlayacaktır.






















Yorum Yap