Yapılan bilimsel araştırmalar, annelerin geçmişte yaşadığı travmaların yalnızca onların ruh sağlığını değil, çocuklarının gelişimini de etkileyebildiğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, “anne travması” konusunun toplumsal bir sağlık meselesi haline geldiğini vurguluyor.

Uzmanlara göre, çocukluk döneminde istismara, şiddete ya da ihmaline maruz kalan kadınlar, ilerleyen yaşlarda anne olduklarında bu deneyimlerin izlerini bilinçli ya da bilinçsiz biçimde taşıyor. Frontiers in Psychiatry dergisinde yayımlanan bir araştırma, travma geçmişi olan annelerin doğum sonrası depresyon ve kaygı bozuklukları yaşama riskinin iki kat arttığını ortaya koydu.
Bu durum yalnızca annenin ruhsal dengesini değil, çocuğuyla kurduğu bağı da etkiliyor. Uzmanlar, geçmiş travmaların ebeveynlik becerilerini zayıflatabileceğini, annenin duygusal olarak uzaklaşmasına ya da aşırı korumacı davranışlar sergilemesine yol açabileceğini belirtiyor.
TRAVMALAR ÇOCUKLARA DA TAŞINIYOR
Anne travmasının etkileri yalnızca psikolojik düzeyde kalmıyor. American Journal of Managed Care’de yayımlanan bir çalışma, çocukluk travması yaşayan annelerin çocuklarında astım, dikkat eksikliği ve anksiyete bozukluğu gibi rahatsızlıkların daha sık görüldüğünü ortaya koydu.
Uzmanlar, bu etkinin hem davranışsal hem de biyolojik düzeyde aktarılabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle epigenetik çalışmalar, travmanın DNA düzeyinde değişikliklere neden olarak bir sonraki neslin stres yanıtını şekillendirebileceğini öne sürüyor.

DOĞUM SÜRECİ DE ETKİLENİYOR
Travma geçmişi olan annelerde doğum süreci de riskli hale geliyor. Journal of Affective Disorders dergisinde yayımlanan bulgular, bu grubun doğum sonrası travma sonrası stres bozukluğu yaşama olasılığının belirgin biçimde yüksek olduğunu gösteriyor. Bu da anne-bebek bağlanmasını olumsuz etkileyebiliyor ve annenin bakım verme sürecinde zorlanmasına yol açabiliyor.
UZMANLARDAN UYARI: ERKEN DESTEK ŞART
Uzmanlara göre, anne travmalarıyla mücadelede en etkili yöntem erken müdahale. BMC Pregnancy and Childbirth dergisinde yer alan bir inceleme, gebelik döneminde yapılan ruh sağlığı taramalarının hem annenin hem de bebeğin uzun vadeli sağlığını korumada kritik rol oynadığını belirtiyor.
Psikologlar, travma geçmişi olan anne adaylarına psikososyal destek sağlanması gerektiğini, doğum sonrası dönemde ise duygusal bağ kurma süreçlerinin yakından izlenmesinin önem taşıdığını vurguluyor.






















Yorum Yap