Akademik başarı nedir? İDDK’nın araştırma görevlisine son verme kararı, akademik dünyayı nasıl etkiliyor? Detaylar için tıklayın!

Davacı, yüksek lisans programından mezun olduktan sonra, 21/04/2018 tarihinde davalı idarede araştırma görevlisi kadrosunda işe başlamış, ancak doktora programına kayıt yaptırmadan 26/04/2021 tarihinde sözleşmesi sona ermiştir. Bölge idare mahkemesi, davacının akademik yetersizlik gerekçesiyle yaptığı itirazı dikkate alarak davayı reddetmiştir. Bu durumda, davacının 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na göre doktora programına kaydolmadığı ve bu nedenle akademik kariyerinde herhangi bir ilerleme kaydedemediği belirtilmiştir. İş sözleşmesinin yenilenmemesi yönünde karar verilmesinin arkasında yatan nedenler oldukça açıktır.
Mahkeme, davacının yüksek lisans programını tamamlamış olmasına rağmen doktora programına kaydolmamasını önemli bir etken olarak değerlendirmiştir. Unutulmaması gereken bir diğer husus ise, davacının, sözleşmesinin uzatılmaması kararı ile ilgili olarak, gerekli belgeleri sunamadığı ve somut delillerle akademik yetersizliğini kanıtlayamadığı yönündeki bulgularıdır. Danıştay 8. Dairesi, bu durumu değerlendirerek davacının sözleşmesi konusunda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varmıştır.
Bölge idare mahkemesi kararında ısrar etmiştir. Davacı, 24/02/2019 tarihinde yüksek lisans programından mezun olmasına rağmen, doktora programına 26/04/2021 tarihine kadar kaydolmamıştır. Bu durum, kendisinin akademik ilerleme kaydedemediği anlamına gelir ve böylece üniversitenin davacının sözleşmesini yenilememesi yönündeki kararı için yeterli bir sebep oluşturmaktadır. Bu bağlamda, üniversitenin takdir yetkisi kullanarak verdiği karar da yasal çerçevede mevcuttur.
T.C. D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU olarak, davacının istemlerinin reddine dair karar, mevcut hukuki mevzuata ve olayın özüne dayanarak verilmiştir. Davacı, sözleşmesinin yenilenmemesinin gerekçelerini yeterince somut belge ve bilgilerle destekleyememiştir. Bu durum, hem Bölge İdare Mahkemesinin hem de Danıştay’ın kararlarının yerindeliğini ortaya koymaktadır. İddialarında ısrar eden davacı, kanuni dayanaklarını ve iddialarını net ve kesin bir biçimde ortaya koyamadığı için talebinin reddedilmesi kaçınılmaz olmuştur.
DAVA KONUSU İŞLEM: Davacının, yüksek lisans programından mezun olduktan sonra doktora eğitimine başlamaması ve sözleşme süresinin sona ermesiyle ilgili olarak mahkeme, bu durumu sonuçlarıyla birlikte ele almıştır. İlk derece mahkemesi, davacının lisansüstü programdan mezun olduğu tarihten sonra yeterli bir süre zarfında doktora programına kayıt yaptırmadığını, bu nedenle sözleşmesinin sona ermiş olmasının hukuka aykırı olmadığını belirtmiştir. Bu noktada, hukukun gerektirdiği zorunlulukların yerine getirilmediği açıkça ortadadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Davacının 25/02/2020 tarihli işleme karşı açtığı davada verilen iptal kararının, yetki yönünden hukuka aykırılık bulunsa dahi, 26/04/2021 tarihinde sözleşmesinin sona ermesinden dolayı, dava konusu işlemin hukuka uygunluğu tartışma dışıdır. Esasen, davacının akademik kariyerine devam etmemesi, üniversiteden beklenen performansı karşılamadığını göstermektedir. Bunun sonucunda, akademik yetersizliğe dayanan bir gerekçe ile sözleşmesinin yenilenmemesi hukuka uygundur.
KARAR SONUCU: Yukarıda sıralanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin reddine ve İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. Bu aşamada, mahkemelerin verdiği kararların arkasındaki nedenler, hukukun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Özellikle akademik çevrelerde kesinlikle dikkate alınması gereken bir husustur ki, akademik yetersizlik gerekçe gösterildiğinde, bu durum; hem birey hem de kurum açısından ciddi sonuçlar doğurabilecektir.






















Yorum Yap