Kimsesiz ve yatalak bir çocuğa annelik yapan Gülsüm Kabadayı’nın gerçek hikayesinden uyarlanan “Bi Umut”, Yeşilçam motifleriyle örülü biçimiyle bize unutulan bedelleri hatırlatıyor.
Müjde Işıl – Yaklaşık 10 sene evvel basında haberleri çıktığında inanması imkânsız bir olay üzere gelmişti çoğumuza. Gerçek olamayacak kadar yeterlilik dolu bir öyküydü zira. Gülsüm Kabadayı isimli üç çocuk annesi bir bayan, hastanede tesadüfen gördüğü ve kimsesi olmadığını öğrendiği yatalak bir gencin bakımını üstlenip ona annelik yapmıştı. “Üç aydan fazla yaşamaz” denilen genci 10 sene boyunca hayatta tutmayı başarmıştı.
“Bi Umut” işte bu mucizevi yeterlilik kıssasını anlatıyor. Filmin yönetmeni Gökhan Arı, daha çok cinli kaygı sinemalarıyla tanıyor. Senarist Mert Dikmen ise Barış Akarsu, Bandırma Füze Kulübü, Eren Bülbül üzere gerçek kişi ve olaylar üzerine çekilmiş sinemaların kalemi. “Bi Umut”ta takımın esas kaynağı hem gerçek hayat hem de Yeşilçam, bilhassa de İstek Sinema ekolü olmuş. Gülsüm Anne’nin durumu buram buram Anadolu ermişliği ve düzgünlüğü kokuyor. Daha doğrusu unutulan ve artık ‘enayilik’ sayılan iyilik… Daha geçen günlerde 80 küsur yaşında hastane acilinde yalnız bırakılan ve çocukları ya da yakınları almayınca huzur konutuna yerleştirilen bir büyüğümüzün haberine ağladık. Kendi ebeveynlerine bakmaktan imtina edilirken yatalak bir hastaya, üstelik hiçbir kan bağı yokken bakmak, insanüstü bir yürek gerektiriyor. Sinema takımı de bundan hareketle “Bi Umut”u Yeşilçam nostaljisiyle yoğurmayı önceliklendirmiş. Devir olarak 2000’lerin başı olsa da ruhen bir İstek Sinema imali izliyoruz güya. Gülsüm Anne’nin Umut’a daima Kemal Sunal ve Dilek Sinema güldürülerini izletmesi de bu yüzden. Unuttuğumuz uygunluğu, yardımlaşmayı, karşılıksız sevgiyi fakat Yeşilçam kodlarında bulabiliyoruz zira. Artık bu bedellerin gerçek hayatta karşılığı yok olmuş durumda neredeyse. Bu yüzden televizyonda geçmişten bir Türk sineması izler üzere huzurlu ve umutlu bir atmosferde buluyor seyirci kendini, “Bi Umut”u izlerken. İşin ilginci, Yeşilçam’la özdeşleşen bu ruh hâlinin ve karşılıksız yeterliliğin kurmaca bir hikayede değil, gerçek hayatta yaşanmış olması. Sinemanın fondaki fotoğraf ve motiflerdeki Atatürk vurgusu da dikkat çekiyor.
“Bi Umut”un uygunluğu unutturmama misyonu çok değerli. Lakin hisleri tetikleme ismine yapılan atılımlar ziyadesiyle abartılı. Bilhassa duygusal sahnelerde seyirciyi daha da hüzünlendirmek için ağır müzik kullanımı rahatsız edici. Bununla birlikte finalde arşa çıkan ajitasyon da sinemanın esasen duygusal olan öyküsünde zorlayıcı duruyor.
Yıldız oyuncu kadrosu
Filmin oyuncu takımı yıldızlar geçidi üzere. Fikret Kuşkan, Hayat Van Eck, Mehmet Esen, Bahtiyar Engin, Levent Ülgen ve Necmi Yapan üzere isimlerin ortasında Arzum Onan’ı görmek hoş bir sürpriz. Uzun vakittir oyunculuktan uzak kalan Onan, sinemada bayan dayanışmasını öne çıkaran Fatma karakteriyle sinemaya dönüyor. Kimsesiz genci ise 17 yaşındaki Rus oyuncu Leon Kemstach canlandırıyor. Gülsüm Kabadayı’yı canlandıran Hülya Duyar ruhunu koymuş sinemaya. Onun hem karakterini hem de sinemadaki performansını Adile Naşit’e benzetmek mümkün.
Yorum Yap