Dünya çapında milyonlarca kadın adet döngülerinin etkisiyle bedensel ve ruhsal dalgalanmalar yaşayabiliyor.
“Evde ya da işte toleransım çok azalıyor, daha sinirli oluyorum…Doktorlar antidepresan önerdi. Kullanmadım çünkü tekrarlıyor ve reglim başladıktan sonra geçiyor…”
Ayten* her ay regl olmadan önce yaşadıklarını bu şekilde anlatıyor.
Benzer şekilde dünya çapında milyonlarca kadın adet döngülerinin etkisiyle bedensel ve ruhsal dalgalanmalar yaşayabiliyor.
İsveç’te Uppsala Üniversitesi’nde kadın sağlığı uzmanı Doç. Dr. Erika Comasco, BBC Türkçe‘ye doğurganlık çağındaki kadınların adet döngülerine bağlı olarak “benzersiz” hormonal değişimler yaşadığını, bunun “ömür boyu iniş çıkışlı bir yolculuk” olduğunu söylüyor.
Doç. Dr. Erika Comasco’ya göre buna rağmen, adet döngüsünün davranışlar, ruh sağlığı ve ağrılarla bağlantısı “yeterince araştırılmamış ve anlaşılmamış”.
Diğer yandan kadınların adet döngülerine atfedilen bu değişiklikler ön yargıları da besliyor.
Mesela Ayten adının açıklanmasını istemiyor çünkü iş yerinde ayrımcılığa uğramaktan endişe ediyor.
BBC Türkçe‘ye konuşan Londra’da King’s College’da menstruasyon fizyolojisi alanında misafir araştırmacı Dr. Sally King, cinsiyet hormonlarının duygusal sıkıntıya veya irrasyonel davranışlara neden olduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt olmadığını söylüyor.
Menstrual Myth Busting: The Case of the Hormonal Female(Adet Mitini Çürütme: Hormonal Kadın Algısının Gerçek Yüzü)kitabının yazarı, duygusal deneyimlerin cinsiyetlere göre değişmediğini vuguluyor ve ekliyor:
“Kadınların [adet döngüsü sürecinde] ‘irrasyonel’ olduğuna dair stereotipler asılsızdır.”
Bununla birlikte fizyolojik değişimlerin öneminin altını çizen King, “Döngünüzü daha iyi anlamak hem ağrıyı hem de duygusal semptomları iyileştirebilir” diyor.
Peki bu döngünün beyne, ruh sağlığına ve bedene etkileri hakkında neler biliniyor?
Menstrüasyon nedir, nelerden etkilenir?
Menstrüasyon, dişi bedenini her ay gebeliğe hazırlayan süreç olarak biliniyor.
Döllenme gerçekleşmezse rahim içindeki zar (endometriyum) parçalanıp vücuttan atılıyor. Bu da adet kanamasıyla sonuçlanıyor.
Edinburgh Üniversitesi Üreme Sağlığı Merkezi’nden Dr. Lucy Whitaker, BBC Türkçe‘ye bu döngüyü anlatırken “Endometriyum gerçekten olağanüstü; vücutta tamamen dökülüp ardından çok hızlı ve iz bırakmadan onarılan nadir yüzeylerden biri” diyor.
Adet döngüsünde östrojen ve progesteron başta olmak üzere farklı hormonlar rol oynuyor.
Edinburgh Üniversitesi Klinik Beyin Bilimleri Merkezi’nden Dr. Katie Marwick, bu hormonların bağışıklık sistemi, metabolizma ve vücut ısısı gibi çeşitli vücut sistemlerini koordine ederek gebelik şansını artırdığını söylüyor.
Dr. Lucy Whitaker, progesteronun belli bir miktar ödem oluşmasına ya da bağırsakların daha az çalışmasına neden olabildiğini belirtiyor.
Progesterona duyarlılık arttıkça vücuttaki etkileri daha şiddetli hissediliyor.
Uzmanlara göre bazı kadınlarda adet dönemi öncesinde görülen duygusal değişimler de bu aşamada başlıyor.
Bazı kadınlar neden regl öncesi daha melankolik ya da sinirli olur?
BBC Türkçe‘ye konuşan Ezgi* adetten yaklaşık 10 gün önce başlayan duygusal değişimi “çok ağır” deneyimlediğini söylüyor:
“Depresif bir ruh haline giriyorum, hayatla ilgili muazzam bir umutsuzluğa kapılıyorum. Sürekli gözyaşım burnumun ucunda dolaşıyorum… İstesem de birçok şeyi yapacak gücü bulamıyorum. Adetim başladıktan bir süre sonra geçiyor.”
Ezgi, ruh halindeki iniş çıkışlarla ilgili psikoloğa gitmiş ancak sonuç alamamış.
Bu değişimlerin menstrüasyonla ilgisi olabileceğini çok sonra fark etmiş.
Adet öncesi gerginlik sendromunda (PMS) ve adet öncesi disforik bozuklukta (PMDD) görülen duygusal değişiklikleri hormonlarla ilişkilendiren çalışmalar var.
Dr. Lucy Whitaker, “Progesteron bazı insanları biraz daha ağlamaklı ve duygusal hissettirebilir, bazılarını ise o kadar etkilemez. Ama biliyoruz ki insanlara progestojen verdiğimizde genellikle PMS benzeri semptomlar yaşarlar” diyor.
Herkes aynı şekilde mi etkileniyor?
Hormonal sürecin etkisi herkeste aynı değil.
Dr. Erika Comasco, şiddetli PMS veya PMDD yaşayan kişilerin, diğer kadınlarla hormon seviyelerinin aynı olduğunu ancak bu dalgalanmalara karşı hassasiyetlerinin farklı olduğunu belirtiyor.
Dr. Comasco’ya göre endometriozis, vulvodini (vulva bölgesinde gelişen uzun süreli ağrı) ve polikistik over sendromu (PKOS) gibi adet döngüsüyle ilgili rahatsızlıklar iyi olma halini önemli ölçüde etkileyebiliyor.
Buna ek olarak, kişinin günlük hayatındaki stres seviyesi ve nasıl bir çocukluk geçirdiği de adet dönemindeki duygusal değişikliklerde rol oynayabiliyor.
Dr. Marwick, “Çocukluk döneminde olumsuzluklar yaşamış veya nörolojik çeşitliliğe sahip kişilerin, regl dönemlerinden önce duygusal belirtiler yaşama olasılığı özellikle yüksektir” diyor.
Uzman doktor, genetik faktörlerin etkisine de dikkat çekiyor
Diğer yandan hormonal değişimlerin kadınların duygusal durumunda belirgin iniş çıkışlara neden olmadığını savunan uzmanlar da var.
Dr. Sally King, adet döneminde kadınların hissettiği birçok değişikliğin aslında enflamasyonla bağlantılı olduğunu savunuyor.
“Şişkinlik, kabızlık, ishal, göğüs hassasiyeti ve ağrı gibi belirtiler hormonal dengesizlikten değil, enflamasyondan kaynaklanır” diyor.
Enflamasyon vücudun alerjenler, enfeksiyonlar, yaralanmalar ve toksinler gibi etkenlere yanıtı.
Dr. King bu belirtilerle mücadele etmek için öncelikle semptomların adet döngüsüyle bağlantılı olup olmadığını gözlemlemeyi öneriyor.
Taze gıdalarla beslenme, işlenmiş gıda, şeker, alkol ve kafein tüketimini azaltma, Omega 3 balık yağı takviyeleri alma, egzersiz ve iyi uykunun da semptomlara yardımcı olabileceğini belirtiyor.
Regl öncesi iştah neden artar?
Uzmanlara göre, adet döngüsünün ikinci yarısında (luteal faz), kanda bazı bağışıklık hücrelerinin sayısı yükseliyor.
Bunlar, enfeksiyon veya yaralanmaya ilk müdahale eden hücreler.
Dr. Marvick, bu hücrelerin artmasının bazı açılardan koruyucu olabildiğini ancak bazı otoimmün rahatsızlıkların adet öncesi dönemde şiddetlenmesinin nedenlerinden biri olabileceğini belirtiyor.
Enerji ihtiyacına göre iştah ve bazal metabolizma hızı da (dinlenme halinde kullanılan enerji) adet döngüsü boyunca değişiyor.
Dr. Marvick luteal fazda bazal metabolizma hızındaki artışa paralel tüketilen besin miktarı da artıyor.
Birçok kadının deneyimleri bunu doğruluyor.
Ezgi ayın belirli dönemlerinde “iştahının müthiş açıldığını” söylüyor. “Kendi bedenimin içine sığamayacak kadar şişkinlik hissediyorum” diyor.
‘Beyin yapısı da değişiyor’
Dr Marvick, bunlara ek olarak menstrüasyon döngüsü boyunca beyin yapısı ve fonksiyonlarının da değiştiğini söylüyor:
“Beynin öğrenme, duygu durum düzenleme ve hafızayla ilgili bölgesi hipokampüsün, boyutları adet döngüsü boyunca değişiyor. Bazı bölgelerde hacim değişim oranı yüzde 5’i buluyor.”
Diğer yandan dinlenme sırasında beynin hangi bölümlerinin birbirleriyle iletişim kurduğu da adet döngüsü sırasında değişebiliyor.
Dr. Marvick, “Yumurtlamadan hemen önce, döngünün diğer aşamalarına kıyasla daha fazla beyin bölgesi aynı anda aktiftir” diyor.
Yeteri kadar araştırılıyor mu?
Ezgi, “Eğer bu bir erkek sağlığı problemi olsaydı şu anda bununla ilgili kadın-erkek herkes çok daha fazla bilgi sahibiydi. Bunun bir çözümü vardı ve bu ulaşılabilir bir çözümdü. Bundan çok eminim” diyor.
Doç. Dr. Erika Comasco’ya göre veriler de bilimsel araştırmalarda büyük bir toplumsal cinsiyet uçurumu olduğunu gösteriyor.
Doç. Dr. Comasco, nöroloji ve psikiyatrideki çalışmaların çok azının kadınlara odaklandığını, daha da azının adet döngüsü, gebelik ve menopoz gibi konulara yoğunlaştığını söylüyor:
“[Daha fazla araştırma] kadınların yaşamlarının en üretken ve değerli döneminde, onlarca yıl boyunca refahlarını etkileyebilir ve potansiyel olarak çok büyük domino etkisi yaratabilir.”
‘Kadınların süper gücü esneklikleri’
Ayten, ne kadar ağır geçerse geçsin adet döneminde yaşadığı dalgalanmaları dile getirmenin iş yerinde aleyhine sonuçlanabileceğinden endişe ediyor:
“Kadın olarak zaten sürekli bir eşitlik mücadelesi veriyorsun. Başkası bunu anlamayıp bir zaaf olarak görebilir, ‘kadınları bu yüzden işe almayalım’ gibi bir yere bile gidebilir.”
Uzmanlara göre bazı kadınların bu dönemde daha fazla esnekliğe ihtiyacı olabilir.
Dr. Marwick, “Kadınların vücutları ve beyinlerinin süper gücü yapısal ve fonksiyonel olarak esnek olabilmeleridir. Çoğu kadın [regl sürecinde] günden güne büyük bir fark hissetmeyecektir ancak bazıları fazlasıyla etkilenir” diyor.
Marwick, bu kadınlardan beklenenler ve performasları açısından esneklik bırakmanın, en iyi şekilde çalışmalarını kolaylaştıracağını söylüyor.
“Örneğin bazı kadınlar, önemli toplantılarını, kendilerini berbat hissedeceklerini bildikleri zamanlara almazlar” diyor ve ekliyor:
“Hem erkekler hem de kadınlar hastalık, stres veya dış koşullar nedeniyle enerji seviyelerinde ve kabiliyetlerinde dalgalanmalar yaşarlar. Herkese biraz nezaket ve esneklik tanımak her cinsiyetten insana yardımcı olacaktır. Kadınlara yardımcı olan şeyler erkeklere de yardımcı olur.”
*Gerçek isimleri değil.

Yorum Yap