Doğmamış bebeklerin sağlığı üzerindeki zehirli maddelerin etkilerini keşfedin. Bu kritik sorun, geleceğimizi tehdit ediyor!
Son yıllarda, PFOA (perflorooktanoik asit) ve PFOS (perfluorooctane sulfonic acid) gibi maddeler, insan sağlığı üzerindeki etkileri nedeniyle gündemin önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu kimyasallar, adeta birer süreklilik simgesi olarak kabul edilmekte ve insan vücudunda uzun yıllar boyunca kalabilmeleri nedeniyle “sonsuz kimyasallar” olarak adlandırılmaktadır. Ancak, bu konuda kamuoyunu bu kadar etkileyen gerçekler daha fazlasını gerektiriyor. PFOA ve PFOS’un kullanım alanları oldukça geniştir; Teflon kaplamalardan, leke tutmayan kumaşlara, yangın söndürme köpüklerinden su geçirmez ürünlere kadar pek çok yerde karşımıza çıkmaktadır. Ancak, bu maddelerin insan sağlığı üzerinde yarattığı tehdit konusunda yeterince bilgi sahibi olunmaması dikkat çekici bir durumdur.
BİR ÇİFTÇİNİN ÇIĞLIĞIYLA BAŞLAYAN MÜCADELE
Earl Tennant adındaki bir çiftçi, 1998 yılında Batı Virginia’da, sığırlarının topluca öldüğünü gördüğünde bu sürecin başlangıcını attı. Çiftçi, bir çevre avukatına başvurarak su kirliliği ile ilgili endişelerini dile getirdi. Sığırlarının su içtiği dereye bakıldığında beyaz, köpüklü bir maddenin varlığı dikkat çekiyordu. Araştırmalar ilerledikçe, bu kirliliğin yalnızca kendi çiftliğini değil, bu bölgedeki 70.000 kişinin içme suyunu da zehirlediği anlaşıldı. Elde edilen bulgular, PFOA’nın doğrudan insan sağlığına etkisi olduğu gerçeğini ortaya koydu.
KÂR UĞRUNA GİZLENEN GERÇEKLER
Üretim süreçlerinde bu kimyasalları kullanan büyük şirketlerin, PFOA’nın sağlığa olan zararlarını yıllarca bildiği ancak kamuoyundan gizlediği belgelerle kanıtlandı. Laboratuvar hayvanlarına yapılan testler ve üretim tesislerinde çalışan kişilerde gözlemlenen kanser vakaları, doğum kusurları ve organ hasarları, bu kimyasalların toksik etkilerini göstermektedir. Bununla birlikte, şirketlerin bu bilgileri saklaması, onları sorumlu tutan düzenleyici kurumlar nezdinde büyük bir etik sorun oluşturmuştur.
SONSUZA KADAR KİMYASALLAR
PFOA ve benzeri bileşiklerin kalıcılığı, bilim insanlarını bu maddeleri “sonsuz kimyasallar” olarak adlandırmaya yöneltmektedir. Yapılan araştırmalar, bu maddelerin böbrek ve testis kanseri, tiroid hastalıkları, ülseratif kolit ve gebeliğe bağlı hipertansiyon gibi son derece ciddi sağlık sorunlarıyla bağlantılı olduğunu doğrulamaktadır. Ayrıca, bu kimyasalların bağışıklık sistemini zayıflattığı ve aşıların etkinliğini olumsuz etkilediği konusundaki endişeler, son yıllarda artış göstermiştir.
KÜRESEL BİR KRİZ: HEPİMİZİN KANINDA
Uzmanlar, PFOA ve PFOS’un neredeyse her bireyin kanında tespit edilebildiğini belirtiyor. Bu durum, yalnızca yerel değil, aynı zamanda küresel ölçekte bir halk sağlığı krizi oluşturmalıdır. Dünya pandemiden çıkarken, bilim insanları bu silik tehdit konusunda dikkat çekmektedir. Ancak, kamuoyunun ve düzenleyicilerin sorunla ilgili aklındaki pek çok soru hâlâ yanıt bulmuş değil: “Neden bu konu hâlâ dünya çapında bir gündem maddesi değil? Bu şirketler neden herhangi bir sorumluluk taşımıyor?”
SESSİZ KIYAMET
Bilim insanları, PFOA kirliliğini adeta bir “sessiz kıyamet” olarak tanımlıyor. Çünkü bu kimyasallar mevcut çevre kirliliğinin ötesinde, insan vücudunda da kalıcı olarak yer edinmiş durumda. Bir zamanlar modern yaşamın kolaylıklarından biri olarak görülen Teflon gibi ürünler, şimdi insanlığın hissettiği en büyük çevresel ve sağlık tehditlerinden biri olma yolunda ilerlemektedir. İnsanların bu durumun ciddiyetine dair farkındalık kazanması ve gerekli önlemleri alması kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir.
KAYNAK: GUARDIAN
Yorum Yap