Akciğer kanserinde beslenmenin bağışıklık üzerindeki etkilerini uzman görüşleriyle keşfedin. Sağlıklı yaşam için önemli ipuçları burada!

Kanser hastalarında beslenme, tedavi sürecinin önemli bir parçasını oluşturur. Kanser tedavisi gören bireylerin, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan güçlü kalmaları gerekir. Bu nedenle beslenme planlarının dikkatlice hazırlanması önemlidir. Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Fındıkcıoğlu, “Tedavi sürecinde ihtiyacımız olan şey hem psikolojik durumumuzun hem de vücudumuzun güçlü ve dirençli olmasıdır.” diyerek sağlıklı ve dengeli bir beslenmenin kritik rolüne dikkat çekmiştir. Beslenme yetersizliği, bağışıklık sisteminin çökmesine ve “kaşeksi” olarak adlandırılan aşırı kilo kaybına sebep olabilir. Bilimsel veriler, bu tür yetersizliklerin hastalığın seyrini olumsuz etkilediğini de göstermektedir.
Prof. Dr. Fındıkcıoğlu, bazı kanser hastalarının iştahsız olmalarına rağmen dış görünümde aşırı kilolu gibi gözüktüğüne dikkat çekmiştir. Bunun sentezinin arkasında yatan neden, kas kitlesinin kaybı ve vücut yağ oranının artması durumudur. Bu duruma “sarkopenik obezite” denir ve bu sendrom, vücutta geniş bir enflamasyonun varlığını işaret eder. Bu bilgi, hastalığın yönetimi açısından önemli bir yere sahiptir, çünkü vücutta artan enflamasyon, hastaların tedaviye yanıtlarını olumsuz etkileyebilir. Vücut ağırlığındaki değişiklikler, bağışıklık sistemi ve tedavi sürecini doğrudan etkileyen faktörlerdir.
Enflamasyonu artıran durumlar, kanserle mücadelede büyük bir risk faktörü olarak öne çıkmaktadır. Obezite, yağ hücrelerinin saldığı bazı maddelerin vücutta enflamasyon yaratmasına yol açar. Prof. Dr. Fındıkcıoğlu, “Beslenme bozukluğunda bağışıklık sisteminden salınan ve kansere karşı hücrelerin savunmasını arttıran maddelerin üretimi bozulmaktadır.” demektedir. Bu bağlamda, hem aşırı kilo almak hem de aşırı zayıflamak, kanserin gidişatını olumsuz etkileyen etmenlerdir.
Kanser tedavisinde beslenme yetersizliklerinin yanı sıra çevresel faktörlerin de etkisi büyüktür. Prof. Dr. Fındıkcıoğlu, “Sigara ve hava kirliliği gibi etkenlerin yanı sıra obezitenin de kanser oluşumunda önemli bir yeri olduğu bilinmektedir.” diyerek çevresel risk faktörlerinin azaltılmasının önemini vurgulamaktadır. Özellikle akciğer kanseri hastalarında, antienflamatuar ve antioksidan yiyeceklerin tüketimi önem arz etmektedir. Sağlıklı besinlerin öncelikli olarak tercih edilmesi gerektiği belirtilmektedir. Akdeniz tipi beslenme, son dönemde sağlık araştırmalarında kanser gelişiminde önleyici bir rol oynaması açısından dikkat çekmektedir.
Kanser hastalarının, özellikle taze sebze ve meyve tüketiminin olumlu etkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Prof. Dr. Fındıkcıoğlu, “Bu besinler çok çeşitli fitokimyasallar, antioksidanlar, lifler ve mineraller içermekte, kanseri önlemede ve kilo kontrolünde önemli rol oynamaktadırlar.” demektedir. Ispanak, brokoli, Brüksel lahanası, havuç ve domates gibi sebzeler, fitokimyasal içerikleriyle kanserin gelişimini önlemede etkilidir. Renkli meyveler ve sebzeler, vücuttaki bağışıklık sistemini güçlendirir ve koruyucu hormonları aktive eder.
Bağışıklık sisteminin desteklenmesi için, özellikle kuersetin içeren besinler de oldukça yararlıdır. Domates, kuru üzüm, kiraz, kara lahana ve brokoli, kuersetin açısından zengin kaynaklardır. Ayrıca, selenyum açısından zengin olan ıspanak, yeşil bezelye ve deniz ürünleri de kanser savaşında destekleyici gıdalar arasında sayılabilir. Karotenoidler ise sebzelere ve meyvelere canlı renkler verirler ve bu besinlerin tüketimi de sağlıklı bir yaşam için önemlidir.
Kanser tedavisi sürecinde hastaların beslenme durumlarının uzman hekimler tarafından belirlenmesi şarttır. Bazı gıdalar ilaçlarla etkileşime girebileceğinden, kemoterapi dönemlerinde dikkatli seçilmelidir. Örneğin, radyoterapi gören hastalar yemek borusu iltihabına bağlı olarak yutma güçlüğü yaşayabilirler. Bu nedenle, hastaların yediklerine dikkat etmesi ve bağışıklık sistemini destekleyici gıdaları tercih etmesi önerilir. Akciğer kanseri ameliyatı sonrasında ise doğru beslenme planları ile vücudun iyileşme sürecinin hızlandırılması mümkündür.






















Yorum Yap