YÖK, emeklilik düzenlemesiyle yeni bir dönemin kapılarını araladı. Detaylar ve resmi açıklamaların tümü için tıklayın!

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarının düzenlenmesi ve gelişiminde kritik bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, öğretim üyelerinin emeklilik düzenlemeleri, hem eğitim kalitesini hem de akademik sürekliliği doğrudan etkilemektedir. 20 Ekim 2025 tarihinde yayımlanan yazımızda, emeklilik yaş haddinin 31 Aralık 2025 itibarıyla sona ereceği ve bu durumun 43 üniversitedeki öğretim üyeleri açısından yarattığı belirsizlikler ele alınmıştır. Emeklilik yaş haddinin 67 olarak belirlenmiş olması, 17 yıldır sürdürülen bir uygulamanın sonunda 2025 yılı itibarıyla ne şekilde sonuçlanacağı, özellikle 67 yaşını geçmiş akademisyenler için büyük bir merak konusu olmaktadır.

Yılın sonuna hızla yaklaşırken, YÖK’ün bu konuda kamuoyuna daha fazla bilgi sunması, öğretim üyelerinin belirsizliklerinin giderilmesi açısından son derece önemli bir adım olacaktır. Bunun üzerine, 2547 sayılı Kanunun geçici 55 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yaş haddi düzenlemesinin 31 Aralık 2025 tarihi itibarıyla yürürlükten kalkacağı ifade edilmiştir. Bu durum, emeklilik sürecinin ardından öğretim üyelerinin iş hayatlarına nasıl devam edebilecekleri hususunu gündeme getirmektedir. YÖK, bu geçiş sürecinde öğretim üyelerinin mesleki deneyimlerinden faydalanmak adına 1 Ocak 2026 itibarıyla 67 yaşını dolduran öğretim üyeleri ile 15 Mart 2026 tarihine kadar yaş haddini dolduracak akademisyenlerden yararlanabileceğini ifade etmektedir.

Geçiş süreci içerisinde, öğretim üyelerinin gelişmiş deneyimlerinin kaybolmaması amacıyla, YÖK, bu öğretim üyelerinin sözleşmeli olarak çalıştırılmasına yönelik bir teklif süreci başlatmıştır. Bu teklifler, 12 Aralık 2025 tarihine kadar Yükseköğretim Kurulu’na sunulmalıdır. Bu düzenleme, özellikle deneyimli öğretim üyeleri için önemli bir fırsat sunmakta ve üniversitelerin akademik kadrolarının istikrarını sağlamaktadır. Ancak, bu sürecin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için YÖK’ün, ilgili üniversitelere ve öğretim üyelerine net bilgi ve yönergeler sunması gerekmektedir. Aksi takdirde, belirsizlikler devam edecektir.
Sonuç olarak, emeklilik düzenlemesinin Yükseköğretim Kurulu tarafından netleştirilmesi, Türkiye’nin yükseköğretim sistemindeki dönüşüm ve gelişim açısından kritik bir adımdır. Öğrencilerin eğitim kalitesinin artırılması için deneyimli öğretim üyelerinin akademik hayata entegre edilmesi ve üniversitelerin bu süreçten maksimum faydayı sağlaması son derece önemlidir. Dolayısıyla, YÖK’ün bu konuda attığı adımlar ve iletişim stratejileri, eğitim camiası açısından büyük bir etki yaratacaktır.






















Yorum Yap