Yenidoğan Çetesi’nin hastanesi rekor fiyata satıldı! Eski AKP’li bakanın şoke eden itibarı ortaya çıktı. Detaylar burada!
Avcılar Hospital, son dönemlerin en çok konuşulan sağlık skandallarından biri olan Yenidoğan Çetesi davasının merkezindeki önemli hastanelerden biriydi. Bebeklerin yaşamlarını yitirmesine ve sakat kalmasına yol açtığı iddia edilen bu soruşturma sonrası, hastanede uzun süredir devam eden belirsizlik ve hukuki süreçler, önemli bir gelişmeyle son buldu: Avcılar Hospital, sessiz sedasız el değiştirdi.
Bu değişiklik, sadece hastanenin sahiplik yapısını değil, aynı zamanda sağlık sektöründe yaşanan derin yapısal sorunları ve özel hastaneler üzerindeki denetim eksikliği tartışmalarını da yeniden alevlendirdi. Üstelik bu değişim, Türkiye’nin bankacılık ve finans alanındaki düzenleyici kurumu olan TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) tarafından gerçekleştirilen bir ihalenin neticesinde gerçekleşti. Bu kapsamda, Avcılar Hospital’ın ticari bütünlüğü, 25 Mayıs 2025 tarihinde yapılan ilk ihalede 768 milyon 100 bin lira muhammen bedelle satışa çıkarıldı. Ancak ihaleye yeterli talep olmaması sonucunda ikinci ihale açıldı ve satış bedeli 600 milyon liraya düşürüldü. Sonunda, 24 Eylül 2025 tarihinde satış işlemi tamamlandı ve hastanenin yeni sahibi Daviva Grup Diyaliz Hizmetleri A.Ş. oldu. Ruhsat devri süreci ise ilgili sağlık otoriteleri, özellikle Sağlık Bakanlığı, nezdinde devam etmekte.
Avcılar Hospital’ın bu kritik dönemde el değiştirmesi, sağlık sektöründe yaşanan dönüşümün ve denetim mekanizmalarının etkinliğinin sorgulanmasına yol açmaktadır. Yenidoğan bebeklerin ölümüne ve kalıcı sakatlıklara neden olduğu iddialarının gölgesinde kalan bir hastanenin, kısa süre içerisinde bu denli yüksek bir bedelle devredilmesi, kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. Hakkında kayyum atanan pek çok hastanenin benzer şekilde satışa çıkarıldığı bilinmektedir; ancak Avcılar Hospital’ın skandalın odağında yer alması, konunun ciddiyetini bir kat daha artırmaktadır.
Skandal süreciyle ilgili olarak eski sahibi ve AK Parti’nin eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu‘nun açıklamaları da kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Müezzinoğlu, yaptığı açıklamada “Kimse yanlış yapmadı diyemeyiz. İddianameye bakmadım, kamuoyuna yansıyan dışında bir bilgim yok. Ancak hastane yönetiminden bilgi aldım, o yüzden içim çok rahat. Çalışma arkadaşlarım işlerini iyi yapan kişilerdir. Zaten 6-7 denetim geçiriyoruz. Vicdani anlamda rahatım.” ifadelerini kullanarak, hem hukuki hem vicdani açıdan durumu değerlendirdiğini belirtmiştir.
Avcılar Hospital, “Yenidoğan Çetesi” davasında adı geçen 13 özel hastaneden biri olarak, bebek hastaların yaşamlarını riske atan uygulamalar nedeniyle kamuoyunda geniş çapta tepki toplamıştı. Özel hastanelerin denetiminde yaşanan aksaklıklar ve ihmallerin yanı sıra, soruşturma kapsamında bazı hastanelere kayyum atanmış ve ruhsat iptalleri gerçekleşmişti. Bu vakalar, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve güvenilirliğini sorgulatan ciddi tartışmaların fitilini ateşlemiştir.
Daviva Grup’un Sağlık Sektöründeki Rolü ve Geleceği
Satın alma işleminin ardından, sağlık sektöründe özellikle diyaliz hizmetleri alanında faaliyet gösteren Daviva Grup Diyaliz Hizmetleri A.Ş. hakkında da dikkatler yoğunlaşmıştır. 2008 yılında kurulmuş olan şirket, Türkiye genelinde hızla büyüyen bir yapıya sahiptir ve özellikle kronik böbrek hastalarına yönelik diyaliz hizmetlerini ön planda tutmaktadır.
Son yıllarda, 2023 ve 2024’te D.med Healthcare ve Fresenius Medical Care Nephrocare şirketlerinin Türkiye’deki merkezlerini bünyesine katarak büyüyen Daviva Grup, günümüzde 19 farklı ilde 53 diyaliz merkezi ile hizmet vermektedir. 9 binden fazla hastaya ulaşan şirketin, 1300’ün üzerinde deneyimli çalışanı bulunmaktadır. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakan Yavuz aynı zamanda Özel Diyaliz Merkezleri Derneği Başkanı olarak da görev yapmaktadır ve sektörde önemli bir liderlik konumundadır.
Daviva Grup’un sağlık sektöründeki bu hızlı yükselişi, Avcılar Hospital gibi tartışmalı bir hastanenin devralınmasıyla yeni bir dönemin başlangıcını işaret etmektedir. Bu adım, şirketin sağlık hizmetlerinin kapsamını genişletme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Ancak, hastanenin geçmişindeki skandal iddialar ve soruşturma süreçleri göz önünde bulundurulduğunda, yeni yönetimin bu mirası nasıl yönlendireceği dikkatle izlenecektir.
Özellikle kamuoyunun yüksek hassasiyeti ve sağlık sektöründeki kalite standartlarının gerekliliği, yeni sahiplerin şeffaflık, etik sorumluluk ve hasta güvenliği konularına öncelik vermesini zorunlu kılmaktadır. Gelecekte benzer skandalların önüne geçmek için, sağlık kurumlarının sadece finansal değil, aynı zamanda etik ve operasyonel standartlara uygun olarak yönetilmesi gerekmektedir.
Yorum Yap