Ümit Özdağ, Ali Erbaş’a hakaret suçlamasından beraat etti! Adalet yerini buldu, hukuk zafere ulaştı.

Türkiye’nin köklü ve saygın kurumu Diyanet İşleri Başkanlığı, kamuoyunda yaşanan bazı iddialar ve eleştiriler karşısında her zaman görev ve sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmeye devam etmektedir. 2 Eylül 2022 tarihinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın vekilleri tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan şikayet dilekçesi, ülkemizin önemli bir hukuk sürecini gündeme taşımıştır. Bu dilekçe, 27. dönem milletvekili ve Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın, sosyal medya ve çeşitli haber platformları üzerinden Diyanet’e ve dönemin Başkanı Ali Erbaş’a yönelik kullandığı ağır ifadeleri kapsamaktadır.
Özdağ’ın, Zafer Partisi’nin resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ve farklı açıklamalarında, 26 Ağustos’un Türk ordusunun, Yunan ordusuna karşı Afyon’da Başlattığı Büyük Taarruz’un 100. yıldönümü olması vesilesiyle düzenlenen önemli bir cuma hutbesine dair eleştirileri dikkat çekmiştir. Sözü edilen hutbede Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin anılmaması ve zaferi kazanan Türk milletine yer verilmemesi hususunda Özdağ, “Ali Erbaş sen Türk milletinin düşmanısın” gibi sert ifadeler kullanarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nı hedef almıştır.
Bu ifadeler üzerine başlatılan hukuki süreç, kamu görevlilerine yönelik yapılan hakaretlerin cezasız kalmayacağına dair önemli bir mesaj vermektedir. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenen dava sonucunda, Özdağ hakkında ‘Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’ suçundan dava açılması kararlaştırılmıştır. Bu usule uygun adımlar atılarak adalet mekanizmasının işlemesi sağlanmıştır.
Davanın karar duruşması, mahkeme huzurunda gerçekleşmiş ve taraflar savunmalarını sunmuştur. Ümit Özdağ, yaptığı savunmada eleştirilerini ve düşüncelerini ifade ederken, kamuoyunda güçlü ve etkili bir şekilde konuşmaktan çekinmeyeceğini vurgulamıştır. Avukatının beyanları dinlendikten sonra mahkeme, suçun yasal unsurlarının oluşmadığını değerlendirerek, Özdağ’ın beraatine hükmetmiştir.
Bu karar, ifade özgürlüğü ile kamu görevlilerine yönelik hakaret arasında titiz bir denge kurulması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Aynı zamanda, kurumların saygınlığına zarar verebilecek ifadelerle ilgili hukuki süreçlerin dikkatle yürütülmesi ve adaletin tesisi açısından da büyük önem taşımaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevinin kutsallığını ve milletimizin değerlerine bağlılığını koruması; toplumsal barış ve huzurun sağlanması adına kritik bir konudur.






















Yorum Yap