Toplumsal mutabakat nedir, neden önemlidir? Birlikte daha güçlü olmanın yollarını keşfedin ve topluma katkıda bulunun!

MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli bir konuya dikkat çekerek, İmralı’ya gidip terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ın görüşlerini dinlemesi gerektiği yönündeki önerisini yineledi. Bahçeli, MHP’nin bu heyete üye vermeye hazır olduğunu da ifade etti. Son zamanlarda yaptığı açıklamalarla bu çağrıyı sürekli gündeme getiriyor. Daha önce, Öcalan’ın Meclis’e gelip Demokratik Eşitlik ve Müzakere (DEM) Parti grubunda bir konuşma yapmasını önermişti. Bu öneri destek bulmayınca, bu kez heyetin İmralı’ya gitmesi önerisinde ısrar etmeye başladı.
Bağlamdan kopmadan değerlendirildiğinde, Öcalan’ın görüşlerini açıklama konusunda bir engeli olmadığı aşikar. Dilediği zaman, ailesi, avukatları veya DEM Parti eş başkanlarının ziyareti sırasında fikirlerini ifade edebiliyor. Gerçekten de dün Bahçeli’nin grup toplantısında, görüşmeye başlamadan önce Öcalan’ın mesajı açıklandı. Msgsında, “İçinde bulunduğumuz süreci ilerletebilmek, tarihi ve sosyolojiyi daha fazla ciddiye almayı gerektiriyor,” diyor. Bu haliyle hem Türk hem de Kürt toplumlarının tarihsel arka planını göz önünde bulundurmanın önemine vurgu yapıyor. Öcalan, Türk-Kürt ilişkisinin bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirtirken, bu sütunların anlaşılması ve onarılması aracılığıyla birliğin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
Öcalan’ın önerisinde dikkat çeken husus, “iki sütunlu” bir devlet önerisidir. Türk ve Kürt sütunları üzerine inşa edilmeye aday bir devlet yapısı, Türkiye’nin “iki milletli, iki dilli” bir devlet olması anlamına gelir. Bu durum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu üniter ulus devlet anlayışının sorgulanmasını ve dolayısıyla rafa kaldırılmasını beraberinde getirir. Üstelik, ikinci önerisi olan “Kürt olgusunun tüm boyutlarıyla Cumhuriyetin yasallığına dahil edilmesi” ifadesi, ülkenin hukuksal yapısına dair radikal değişim taleplerini içinde barındırıyor. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerini ve niteliklerini belirleyen anayasal ve yasal düzenlemelerin değiştirilmesi hedefleniyor.
Öcalan’ın belirttiği bu ilkelerin Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde yer alan hukukun herkes için geçerli olduğu, anayasaya göre herkesin yasalarda eşit olduğu gerçeğiyle çeliştiği açıkça ortada. Türk hukuk sistemi, hiçbir etnik grubu dışlamaz ve etnik gruplara göre çoklu bir hukuk sistemi sunmamaktadır. Bu durum, “iki sütunlu” ve aynı zamanda “iki hukuklu” bir Türkiye Cumhuriyeti önerisinin, üniter ulus devletin federasyona dönüştürülmesi anlamına geldiğini gösteriyor. Tüm bu radikal öneriler yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirilmesi planlanan anayasal veya yasal değişikliklerle hayata geçirilemez. Toplumun geniş kesimlerinde bu tür bir mutabakatın sağlanması, yani toplumun desteğini alması gerekmektedir.
Böyle bir değişimin performansı, yalnızca yukarıdan aşağıya doğru değil; toplumun kendisinin destek ve onay vermesi doğrultusunda gerçekleşebilir. Aksi halde, bu tür önerilerin halk nezdinde kabul görmeyeceği, yani onay almasının zor olduğu aşikardır. Toplumsal değişim ve dönüşüm süreçleri, genellikle halkın kendi iradesini yansıtan dinamiklerle beslenmeli ve toplumun menfaatini gözetmelidir. Bu süreçlerin üstten bir müdahale ile başlatılması, halkın bunu kabullenmeme ihtimalini artırmakta ve toplumsal çatışmalara yol açabilmektedir. Dolayısıyla, her türlü önerinin ve değişikliğin sosyal mutabakat ile gündeme gelmesi, Türkiye’nin parçalanmaz bütünlüğü açısından son derece kritik bir öneme sahiptir.
















Yorum Yap